Sayın kurul üyeleri, dün başarıyla tamamladığınız festivalden dolayı sizi kutlamak istiyorum. Çocukların ve gençlerin büyük bir heyecanla yaptıkları semahlar ve halk oyunları doğrusu görmeye değerdi. Dinleyicilerin büyük bir çoğunlugu kadın olan katılımcılar, çocuklarının başarısını elleri patlarcasına alkışlıyorlardı çünkü bu çocukların başarısı bir anlamda onların da başarısıydı.
Türkiyeli toplumda çocukların hayatlarında annelerinin rolleri çok büyük; onları doğuran ve her türlü ihtiyaçlarını karşılayan, okullarına taşıyan, hastalandıklarında dertlerini çekenler hep kadınlardır. İngilterede yaşayan Türkiyeli toplum içerisinde, ebeveynler açısından babaların rolü çocukların hayatında pek fazla bir yer tutmamaktadır. Bunun için bütün anneleri canı gönülden kutluyorum. Ayrıca İngiltere Alevi Kültür merkezini cocuklara verdikleri bu önemden dolayı da kutlarım.
Benim festival günü asıl dikkatimi çeken, Semahlardan kısa bir süre sonra sahneyi dolduran kalabalık oldu. Çoğunun yaşı kırkın üzerinde olan ve sayıları aşağı yukarı elliyi bulan bu erkekler grubunun kim olduklarını düşünürken. Sahneyi dolduran kalabalığın tek tek kendilerini tanıtan ve günün önemini anlatan konuşmalarını dikkatle dinledim. Tabii ki aşağı yukarı bütün konuşmaların ana temasi AKP hükümetinin uygulamaları ve başbakan Tayyip Erdogan’ın Alevilere aba altından bazende alenen gösterdiği sopa ve buna karşı mücadele içerikli idi ki bunu destekliyorum. Yine her konuşmacı konuşmasını birlikçi, eşitlikçi ve özgür Alevi felsefesini öne çıkararak sonlandırdı. Bu arada bu erkekler topluluğunun çeşitli Alevi örgütleri ve kurumlarının başkan veya eşbaskanları olduklarını öğrendik.
Fakat ne yazık ki bu özgürlükçü, eşitlikci ve hangi dinden, milletten veya gruptan olursan ol herkese bir gözle baktığını iddia eden ve %99.99 erkek olan kürsüdekilerin gözünden kaçan bir sey vardı ki oda platformda ki konusmacıların hemen hemen hepsinin erkek olması ve sadece ikisinin kadın olmasi idi. Platformda bununan iki kadından birisi zaten Enfield bölgesi İşçi Partisi milletvekili idi yani sizin federasyonunuzla bir alakası yoktu.
Yine her konuşmacı Turkiyeyi karanlığa sürükleyen gerici ayrımcı İslami felsefenin tehlikesinden dem vurdu ve buna izin vermeyeceklerinden sözetti. Sizinle bu konuda da aynı fikirdeyim; Bu gerici felsefeye kadınlar açısından baktığımızda karşımıza içler acısı bir manzara çıkıyor. Günümüz dünyasında kadınların hayatın her alanında aktif olarak yer almadığı toplumlar ilkel çağların karanlığını yaşıyorlar. Yine bu gericiliğin bir parçası olan ve kadınları sosyal hayattan silme politikası güden, onları kafes arkalarında, siyah çarşaflar içerisinde kişilikleri yok edilmiş, sadece ve sadece erkek egemen topluma hizmet etmek üzere var olan bir kesim olarak gören sayısız devlet ve kurum vardır. Bu gerici felsefe kadınlardan o kadar çok korkarki, Pakistanda onüç yaşındaki bir kız çocuğu egitim hakkı istedi diye Taliban tarafindan silahlı saldırıya uğrar ve ölümden döner, Yalnızca eğitim hakkı isteyen küçük Malala uğradığı saldırıdan sonra vermiş olduğu yaşam mücadelesinden başarıyla çıktı ve bugün İslami dünyada kız çocuklarının eğitim hakkı için önderlik yapıyor yani mücadelesine devam ediyor.
Elbette Türkiye’yi ortaçağ yasalarıyla yönetilen ülkelerle kıyaslayamayız ancak iktidardaki AKP bu karanlığı yaşatmak için elinden geleni yapmaya devam ediyor ki bunu sizlerde konuşmalarınızda yer yer vuguladınız. Tabii ki Aleviler ve Alevi felsefesi kadınları da erkekler kadar ön planda tutar. Onlarında toplumda erkekler kadar söz hakları olduğunu savunur. Ama sizin platformunuza baktığımda bunun böyle olmadığını düşündüm, çünkü sizlerde de tıpkı İslamda olduğu gibi bir tek erkeklerin sesi duyuldu ki dünkü platform bunun bir kanıtı oldu. Yani söylediklerinizle pratiğiniz birbirini hiç ama hiç tutmadı.
Teoride eşitlikçi gibi görünmenize rağmen pratikte esitlikçi degildiniz hatta eşitlikçi düşüncenin çok çok uzağındaydınız. Çektirmiş olduğunuz fotoğrafa göre toplumda ancak ve ancak erkeklere konuşma hakki tanıyorsunuz. Tutucu toplumlarda Kadınlar vardır ama varlıklarını göstermelerine asla izin verilmez. Özellikle İngilterede dışarıdan bakan bir insana alevi kadını nasıl gözükür, Alevi kadınları başını kapatmaz, eğer bir erkek elini uzatırsa onunla tokalaşabilirler, ailesinin dışındaki erkeklere soru sorabilir ve cevap verebilir, düğün eğlence veya herhangi bir sosyal aktivitede kocasının dışındaki erkeklerlede konuşabilir hatta halayda yabancı bir erkeğin elini tutup dansta edebilir. Cem evleri salonlarında yapılan toplantılarda kadınlar bir grupta, erkekler ise başka bir yerde grup halinde otururlar. Felsefi ve politik toplantılarda kadınlar çok nadir olarak söz alır ve söz alanlar eger yönetimle ayni fikirde değilse derhal susturulurlar. Genel kurullarda genellikle bir kadın süs niyetine kürsüde olur ama asla ağzını açıp herhangi bir konuda fikir yürütmez. Bu tür toplantı ve kurullarda kadınların yaptığı faaliyetleri yine erkekler okur. Evet bütün bu saydıklarıma bakınca Alevi toplumunun da kat etmesi gereken çok uzun bir yolu olduğuna inanıyorum. Yani Alevi kurumlarında ve kuruluşlarında yönetimler ve yöneticiler öncelikle kendilerini eğitip, daha sonra üyeleri olan erkekleri eğiterek ev içi ve sokakta kadınlara hayatı kolaylaştırmak ve sorumlulukları paylaşmak için yola çıkmalı ve bu uğurda mücadele etmelidirler. İkincil olarak kadınlara yöneticilik hakkı tanımaları çeşitli toplantı ve panellerde onları konuşmacı yaparak kadınların kendilerine güvenmelerini sağlamak için hayatı kolaylastırmaları ve hemen her alanda onlara destek olmaları gerekir. Hiçkimse doğal yönetici degildir, bu öğrenilebilir bir yetenektir. Alevi kadınlarıda eğer kendilerine bu fırsat verilirse bunu başarılı bir şekilde yerine getirecektir.
SAYIN ALEVİ ERKEKLER TAKIMI, SADECE KENDİNİZİ DEĞİL EŞLERİNİZ VE KIZLARINIZI DA BU TÜR ETKİNLİKLERDE ÖN PLANA ÇIKARIN. Eğer bunu yapamıyorsanız, hiç değilse platformlarda yanınızda onlarla çıkın ki söylemeye çalıştığınız eşitlikçi felsefenin bir anlamı, bir karşılığı olsun.
Saygılarımla
Fatma CAN
