İNGİLTERE’DEN… Deniz Baykal’ın İngiltere serüveni

Basından izlediğiniz gibi CHP Genel Başkanı Deniz Baykal Yeni İşçi Partili Türk politikacıların özel davetlisi olarak İngiltere’deydi. Keşke Türkiye’deki ulusal basına yansıdığı gibi Yeni İşçi Parti’sinin hatta Tony Blair’in davetlisi olarak gelseydi ve ayak üstü de iki lider iki laf edebilseydi. Olmadı…

Sayın Baykal Yeni İşçi Partisi Kongresi’ni arka koltuklarda izledi ve Kongre kapsamında yine Türk kökenli politikacıların organize ettiği “AB neden Türkiye’ye hayır diyemez” başlıklı toplantıda az sayıda dinleyiciye seslendi. Sayın Baykal İngiltere serüveninde İngiliz basını ve BBC Türkçe servisine de konuşma fırsatı buldu. Londra’dan ayrılmadan önceki gece yine Türk kökenli politikacıların organizesiyle Sofra Restoran’daki yemekte bir araya gelindi. Londra’da yaşayan CHP destekçisi işadamlarıyla Sayın Baykal’a duygularımızı aktarmak istedik. Bu görev de bana düştü.

Gecede Sayın Genel Başkan belki de havayı sezdiğinden konuşma yapmak istemedi. Oysa yemeğe katılan bizler onu dinlemek ve ona duygularımızı aktarmak için gitmiştik… Gecenin sonunda gecenin organizatörü ve Sayın Baykal’ı davet eden Sayın Ayfer Orhan’ın verdiği söz hakkıyla aşağıda hazırladığım konuşma metnine sadık kalmadan ama benzeri bir konuşma yaptım. Sayın Orhan, Sayın Genel Başkan’ın yorgun olduğunu ve geceden zaten ayrılmak üzere olduğunu söyleyerek konuşmamı kesmek istemesine karşın söyleyeceklerini bir kaç dakikaya sığdırmaya çalıştım. Sayın Baykal teşekkür etti, rendevusu olduğunu söyledi ve restorandan ayrıldı.

Biz de kendisine teşekkür ediyoruz. Parti içi meselelerden vakit bulup buralara kadar zahmet ettiği için…

***

Sayın Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Deniz Baykal Londra’ya hoşgeldiniz.
 
Konuşmama eski bir ama çok eski bir CHP’li olarak başlıyorum. Babam CHP Pötürge İlçe Başkanı’ydı. Çocuklugum kapı kapı dolaşarak CHP bildirileri dağıtmakla, seçim zamanı sandıkları kontrol etmekle geçmişti… İşçi oldum, grev örgütleyicisi oldum, işveren oldum kısaca ben değiştim, dünya değişti ama CHP’liliğim değişmedi… Onun için konuşmamda lütfen yalnızca ve yalnızca CHP’nin ve asıl olan Türkiye’nin çıkarlarını gözettiğimi unutmayınız…

CHP denilince çagdas, laik, devamlı kendisini yenileyen, yenilikleri Türkiye’ye taşiyan bir görünümdeyken ne yazık ki bu imajından uzaklaştı. AK Parti’yi eleştirirken
çuvaldizini da kendimize batırıp onu iktidara taşiyanın CHP’nin eksiklikleri olduğunu ortayla koyalım.

CHP ülke demokrasisine örnek olup şemsiyesinde bütün renkleri toplamalıydı. Ne yazık ki parti için demokraside hoşgörü kalmamıştır. CHP kendi iç çekismeleri nedeniyle iktidara muhalefet etmekte hep yetersiz kalmıştır. Ne yazık ki Türkiye’de ana muhalefet boşluğunu Avrupa Birliği doldurur olmuştur.

Parti içindeki değerli kadrolar Türkiye’nin geleceğini inşa etmiştir. Örnegin Kemal Derviş’in ekonomiye katkıları ancak bugünlerde meyvalarını vermeye başlamıştır. Ne yazık ki bu meyvaları AK Parti toplayarak kendi kazanç hanesine yazmıştır. CHP Derviş gibi değerli insanları yitirmesi de acıdır…

Ayrıca CHP, sağ söylemle örtüsür oldu. Sayın Baykal Kıbrıs’ın satıldığına inanıyor ve statükoyu savunuyorsunuz. AB Birliği’ne tam üyelik konusunda çok önemli adımlar atıldığında bunların hepsini taviz olarak görüyor ve Brüksel hakkında en ağır sözleri söylüyorsunuz. Kürt sorunun silah dışında başka bir şekilde çözülmesini düşünmenin memleketi bölmek olduğu görüşündesiniz. Hem özellestirmeyi savunup hem de logodaki devletcilik okuyla övünmek doğru değildir.

Artık Türkiye günlük sorunların yanısıra küreseleşme canavarına karşı da yeni politikalar üretmek zorundadır. CHP çözüm ve politika üretmede eski misyonunu üslenmelidir. Bu misyon sol misyon olmalıdır. Hak ve adaletten yana emeğe saygılı, emekçi kelimesini söylemekten çekinmeyen bir söylem!

Sayın Genel Başkan, CHP’ye hizmetleriniz yadsınamaz. Biz sizi seviyoruz. Ama CHP ve Türkiye’yi sizden daha çok seviyoruz…Sayın Baykal dost acı söyler. Lütfen Genel Başkanlık’tan ayrılıp koltuğunuzu gençlere bırakınız. Deneyimlerinizi ve birikimlerinizi partiye aktararak hizmetinizi sürdürünüz. Sayın Baykal, dün ve bugün “Sonbahar Kurultayı’na katıldığınız Yeni İşçi Partisi “Sonbahar Konferansı”nda Maliye Bakanı Gordon Brown’un Parti Başkanı ve Başbakan Tony Blair’in koltuğuna hazırlandığı bir kez daha teyit edildi. Sayın Baykal Tony Blair muhafazakarların iktidarına son veren, üst üste üç genel seçim kazanan başarılı bir liderdir. Blair önümüzdeki seçimlerden önce koltuğunu Brown’a bırakacaktır. Buradaki amaç partinin yıpranan imajını yenilemek ve yeni bir söylemle silkinmeyi sağlamaktır…

Sayın Baykal, konferansına katıldığınız İşçi Partisi iktidarı yakalamak için adını değiştirip Yeni İşçi Partisi oldu. Logosunu değiştirdi… Söylemini değiştirdi… İktidar için bunları yapmak zorundaydı. Çünkü dünya çok hızlı değişiyordu. Parti yerinde sayamazdı. CHP’den de Türkiye şartlarına uygun bir değişim bekliyoruz.

Sayın Baykal 1997’de CHP’li değerli yönetici arkadaşların ziyaretini hatırlattınız bana. O gün de yine böyle bir yemekte benzer bir konuşmayı yapmış ve böyle giderse ilk genel seçimlerde barajı açamayacağını söylemiştim. Ne yazık ki CHP barajı aşamadı. Sayın Genel Başkan şimdi size söylüyorum. Böyle gidilirse barajı aşamayacaksınız. Tekrar AKP’yi iktidara getireceksiniz.

Saygılarımla
Ziya Akşahin

__________________

* Akşahin: BABİK Yönetim Kurulu Başkanı ve Türk İngiliz Sanayi ve Ticaret Odası’nın Avrupa – Türkiye İlişkilerinden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi, Türk İşadamları Dernekleri Avrupa Federasyonu Başkan Yardımcısı ve İngiltere Temsilcisi, Açık Gazete Danışma Kurulu üyesi

 

1600160cookie-checkİNGİLTERE’DEN… Deniz Baykal’ın İngiltere serüveni

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.