Okullarımız açıldı

okulların rehber öğretmenleri kendilerine yardımcı olarak en güzel şekilde öğrettiklerine inanıyoruz.
 Bizlerde iki ay sonunda çok sevdiğimiz öğrencilerimizle beraber olacağız. İletişim noktasında daha çok kendimizi yetiştirmeliyiz.
Öğrencilerimizi anlamanın yolu okumak, okuyarak yorumlayarak gelecek nesle daha faydalı oluruz.
Gördüğüm kadarıyla son sınıfa geçen öğrencilerimizin tümü yaz boyunca derslerden uzaklaşmadılar. Ellerinde kitap, dershane yollarında çoğu zaman öğrencilerimizle karşılaştık. Selamlaştık, ayaküstü konuştuk.
Bu arada yaz mevsiminde tatil kavramı da var. Tatilin değerlendirme biçimi kişiden kişiye değişiyor.
 Herkesin tatil anlayışı farklıdır. Kimileri denize girmeye der. Kimisi yaylada kendini tabiatın içine bırakarak, dağlarda gezmeye der.
Kimisi yaz boyunca eviyle çarşı arasında gidip gelmeye. Kimisi içinde resmi gün gibi hayatının kesintisiz, sürekli olarak okumaya tatil der.
Bizler öğretmenler camiası olarak kendimizi okumaya, araştırmaya kapalı tutmamalıyız. Yeni kitapları takip ederk öğrencilerimizden istediğimiz veya isteyeceğimiz kitap okumayı kendimize söylemeliyiz önce.
Okul herkesin hayatında önemli katkı sağlayan kurumlardır. Öğrencilerimize pozitif olarak yaklaşmalıyız.
Bağırmadan, azarlamadan hitap etmemiz gerekiyor. Öğrencilerimizin yaptıkları en küçük etkinliği bile değerli bularak güven verici sözlerle cesaretlendirmeliyiz. Belki bizim için hiç bile ifade etmeyen bazı etkinlikler öğrencimizin geleceğine ışık olabilir.
Lise hayatında benden bir dönem önce mezun olan arkadaşımın anlattığı, öğretmeninin kendisine nasıl özgüven sağladığını asla unutmadığını ifade etti.
Arkadaşımın geçen yaz okulda yaşadığı bizce çok basit olan hadise onun için neler ifade etmiş. Kendisine özgüven gelmiş. Öğretmeninin kendisini çok sevdiğine inanmış. Bu yüzden arkadaşımın okurken öğretmeninin onayladığı olay, bana büyük ders oldu, öğretmenlikten söz açılınca şimdi bürokrat olan arkadaşım, size ilkokulda hiç unutmadığım ve güven duygusu, özgüven duymama sebep olan yaşadığım anımı anlatmak istiyorum dedi. Peki dedik, ilkokul üçüncü sınıftayız. Sınıflara girdik.
Öğretmenimiz ismimi söyledi tahtaya gelir misin dedi?
Hemen tahtaya çıktım. Çok merak ediyorum suç mu işledim diye? Oğlum sandelyeyi getirerek, sandelyenin üstüne çık. Duvarda asılı olan düzgün durmayan kartonu(dökümanı) düzeltmeni istiyorum dedi.
Dünyalar benim oldu. Biliyor musunuz çividen biraz kayarak veya sınıfımızdan arkadaşımızın dokunması sonucu, dengesini bozmuş olan kartonu düzelttim. Belki size çok şey ifade etmez ama ben öğretmenimin gözünde; bana göre bir numara idim. Çünkü öğretmenimiz koca sınıfta kartonu düzeltme görevini bana tevdi etmişti.
O günkü duyduğum sevinci hiç unutmadım, unutamam da.
 Öğretmenimin tahtaya çıkarması ve bana görev yaptırması dünyanın en büyük ödülüydü. Ondan sonra ki günler, haftalar, aylar geçmişte ki ben değildim. Çünkü öğretmenim bana sınıfta arkadaşlarımın huzurunda görev verdi. O görevi mükemmel yaptım ki, öğretmeniz bana aferin bile dedi.
İçimden büyüksün sen bundan sonra her işi, sorumluğu başarırsın duygusu yerleşti. Çocuk psikolojisi böyledir.
Kırmadan, ölçülü olarak dillerini, duygularını ve düşüncelerini anlarsak, ne mutlu bizlere.

710390cookie-checkOkullarımız açıldı

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.