Ölüdeniz ve Uzungöl’ün ‘tabiat parkı’ statüleri iptal edilecek

YUSUF YAVUZ / AÇIK GAZETE – Mecliste görüşülen yasa tasarısı, milli parklar kanununu yürürlükten kaldırırken Ölüdeniz, Uzungöl gibi Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırlarında kalan tabiat parklarını da iptal edecek…
 
Yusuf Yavuz
AKP Gümüşhane Milletvekili Cihan Pektaş başkanlığında toplanan TBMM Çevre Komisyonu, Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısı’nın görüşmelerine başladı. Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nca hazırlanan tasarı, Türkiye’nin korunan alanlarıyla ilgili yönetsel yetkiyi tek elde toplamayı öngörürken, milli parklarla ilgili kanun da yürürlükten kaldıracak. Özel Çevre Koruma Bölgelerinin sınırlarında bulunan milli park, tabiat parkı ve tabiat anıtları ise iptal edilecek. Tasarıyla ilgili bilgi veren Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, İlan edilmiş korunan alanlarının sınırlarının bu tasarı hükümlerine göre değiştirilebileceği, kısmen veya tamamen farklı koruma kategorisi kapsamına alınabileceği veya ilan edilmiş koruma kararının kaldırılabileceğine yönelik düzenleme getirildiğini söyledi.
 
BAKAN EROĞLU TASARI HAKKINDA BİLGİ VERDİ
Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 2012 yılından bu yana TBMM’de bekletilen Tabiatı ve Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine başlandı. TBMM Çevre Komisyonu’nda görüşülen tasarı hakkında komisyon üyelerine bilgi veren Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, tasarının korunan alanlarla ilgili mevzuattaki boşlukların giderilmesi ve aynı sahada birden fazla koruma kategorisinin çakışmasından kaynaklanan yetki karmaşasını gidereceğini dile getirdi.
 
‘KORUNAN ALANLARDAKİ ÇAKIŞMALAR ÖNLENECEK’
Tasarıyla, tabiatı koruma sisteminin uluslararası sistemle uyumlaştırılacağını söyleyen Bakan Eroğlu, “Korunan alanların tespit ve ilan süreçlerinin alanı yöneten kurum tarafından yürütülmesi sağlanmaktadır. Aynı alanda en uygun koruma kategorisi belirlenerek çakışmalar önlenmektedir diye konuştu.
 
‘KORUMA KARARLARI KALDIRILABİLECEK’
Tasarıyla daha önceden ilan edilmiş korunan alanlarının sınırlarının değiştirilebileceği, kısmen veya tamamen farklı koruma kategorisi kapsamına alınabileceği veya ilan edilmiş koruma kararının kaldırılabileceğine yönelik düzenlemelerin getirildiğine işaret eden Eroğlu,“Korunan alanların koruma kullanma dengesi kapsamında sürdürülebilir yönetimi için ihtiyaç duyulan planlara yönelik düzenleme yapılmıştır. Biyolojik çeşitliliğin, türlerin ve habitatların korunması ve alan yönetimi için ihtiyaç duyulan taşınmazların kamulaştırılması, tahsisi ve takasına yönelik düzenleme getirilmiştir” dedi.
 
TAHSİS VE KİRALAMALAR YENİDEN DÜZENLENECEK
Korunan alanlar içerisinde yer alan taşınmazlar ile bu taşınmazlar üzerinde bulunan yapı ve tesislerin, planlarına uygun olarak yapılması, kullanılması veya işletilmesi maksadıyla izin, tahsis ve kiralama işlemlerine yönelik düzenlemeler de yapıldığını belirten Eroğlu, şunları dile getirdi:
 
KORUMA TEDBİRLERİNDEN ETKİLENECEK HALKA KAYNAK
Tabiatın ve biyolojik çeşitliliğin korunması, iyileştirilmesi ve geliştirilmesine yönelik ihtiyaç duyulacak gelir kaynakları tanımlanıyor. Koruma tedbirlerinden etkilenen yöre halkına kaynak aktarılmasına; tabiatın ve biyolojik çeşitliliğin korunmasına katkı verecek ilgililere destek ve teşvik verilmesine yönelik düzenleme yapılıyor.
 
ORMANLIK ALANLARA YENİ MESİRE YERLERİ GELİYOR
Korunan alanlara, tür ve habitatlara muhtemel baskıları azaltmak ve halkın dinlenme ihtiyaçlarını karşılamak maksadıyla, ormanlık alanlar ve bu maksatla Bakanlığa tahsis edilmiş hazine taşınmazları üzerinde mesire yerleri belirlenebilecek. Orman alanlarında, yaş, çap ve boy itibarıyla kendi türünün alışılmış ölçüleri üzerinde boyutlara sahip olan, yöre folklorunda, kültür ve tarihinde özel yeri bulunan, geçmiş ile günümüz, günümüz ile gelecek arasında iletişim sağlayabilecek uzun bir ömre sahip olan ağaçlar, Bakanlıkça ‘anıt ağaç’ olarak belirlenip koruma altına alınacak.”
 
ÖÇK SINIRINDAKİ MİLLİ PARKLAR İPTAL EDİLECEK
Eğitim ve sosyal tesis maksadıyla kamu kurum ve kuruluşları lehine verilmiş izinlerin, bu tesislerin maksadına uygun olarak kullanılmaması sebebiyle iptal edilmesine yönelik düzenleme getirildiğini belirten Bakan Eroğlu, Özel Çevre Koruma Bölgeleri (ÖÇK) içerisinde kalan, yaban hayatı koruma ve geliştirme sahaları ile milli park, tabiat parkı, tabiat anıtı ve tabiatı koruma alanlarının da iptal edilmesine yönelik düzenlemeye gidildiğini söyledi.
 
Bakan Eroğlu’nun ÖÇK sınırları içerisinde kalan milli park, tabiat parkı ve tabiatı koruma alanlarının iptal edileceğine ilişkin açıklamasının ardından gözler bu alanlara çevrildi.
 
ÖLÜDENİZ VE UZUNGÖL’ÜN ‘TABİAT PARKI’ STATÜLERİ İPTAL
Muğla’daki Fethiye-Göcek ÖÇK sınırlarında bulunan Ölüdeniz Tabiat Parkı ve Kıdrak Tabiat Parkı ile Trabzon’daki Uzungöl ÖÇK sınırında bulunan Uzungöl Tabiat Parkı’nın bu statüleri iptal edilecek. Datça-Bozburun ÖÇK sınırında bulunan Kovanlık Tabiat Parkı da bu statüsü iptal edilecek korunan alanlar arasında. Marmaris ve Köyceğiz sınırlarında yer alan ‘Marmaris Milli Parkı’nın da Gökova ÖÇK ile çakışan bölümleri bulunuyor.
 
TÜRKİYE’NİN KORUNAN ALANLARI
Türkiye yüzölçümünün yaklaşık yüzde 5’ini oluşturan korunan alanların büyük bölümünü milli parklar, doğal sit alanları ve tabiatı koruma alanları ile tabiat parkları oluşturuyor. 2017 yılı itibari ile Türkiye’de 42 milli park, 16 Özel Çevre Koruma Bölgesi, 222 tabiat parkı ve toplam 2832 korunan alan bulunuyor. Yönetim yetkisi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda olan doğal sit alanları ise 1090 adedi birinci derece, 334 adedi ikinci derece, 536 adedi de üçüncü derece. 108 niteliği belirsiz, 63 sürdürülebilir, 3 adet de nitelikli doğal sit alanıyla birlikte toplam rakam ise 2 bin 134 adet.
 
TÜRKİYE’NİN BİYOLOJİK ZENGİNLİĞİ GÖZ KAMAŞTIRICI
Avrupa-Sibirya, Akdeniz ve İran-Turan olarak isimlendirilen üç bitki coğrafyası bölgesine sahip olan Türkiye’nin bu özelliği benzersiz bir biyolojik çeşitlilik kaynağı yaratıyor. Orman, dağ, step, sulak alan, kıyı ve deniz ekosistemlerini bir arada barındıran ender ülkelerden biri olan Türkiye tüm Avrupa kıtasına yakın biyolojik çeşitliliğe sahip. Buna göre tüm Avrupa kıtasında 12.500 bitki türü bulunurken tek başına Türkiye’nin bitki türü sayısı 11.000’in üzerinde. Bu türlerin yaklaşık üçte diri ise endemik, yani yalnızca Türkiye’ye özgü bitkilerden oluşuyor. Bunun yanında 20 binin üzerinde omurgalı ve omurgasız hayvan ve 480 balık türüne ev sahipliği yapan Türkiye, dünyanın iki ayrı büyük kuş göç yolunun üzerinde bulunuyor.
 
BUĞDAYIN GEN MERKEZİYİZ AMA BUĞDAY İTHAL EDİYORUZ
Ancak bunca biyolojik zenginliğine rağmen doğal varlıklarını iyi yönetemeyen ülkelerin başında gelen Türkiye buğdayın gen merkezi olmasına rağmen buğday ithal ediyor. Karasığır, kırmızı ve boz sığır ırklarının yanı sıra Anadolu Yaban Koyunu gibi türlerin de gen merkezi olan Türkiye, gen kaynaklarını doğru yönetemediği için son yıllarda kırmızı et açığını ithalatla gidermeye çalışıyor. Yasal düzenlemelerdeki boşluklar nedeniyle ‘suç’ değil, ‘kabahatler’ kanunu kapsamında değerlendirilen ve para cezalarıyla geçiştirilen biyokaçakçılık (bitki ve hayvan kaçakçılığı) ise Türkiye’nin doğasına yönelik saldırıların başında geliyor. 
2137440cookie-checkÖlüdeniz ve Uzungöl’ün ‘tabiat parkı’ statüleri iptal edilecek
Önceki haberBir zamanlar bu ülkede çobanlar kraldı!
Sonraki haberTürkiye et ithalatından nasıl kurtulur
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.