Osmanlıca öğrenme zamanı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Osmanlıcanın öğrenilmesini, öğretilmesini istemeyenler var. Bu çok büyük bir tehlike. İsteseler de istemeseler de bu ülkede Osmanlıca da öğrenilecek ve öğretilecek” sözlerinin tartışıldığı esnada, Osmanlıca öğrenmek istemem tesadüfün iğne deliği.

Yalan değil, bir araştırma için Osmanlıcaya gereksinimim var. Yardım isteyebileceğim kişilerin başka işi gücü olduğu için bunu bir şekilde çözmek zorundayım.
Kimseye “hadi bugün bütün gün bana yardım et” deme lüksüm yok.
Hatır gönül bir yere kadar, iş başa düştü yani…
Anlaşılacağı üzere geçmiş bir dönemle ilgili araştırma olacak bu. Türkiye Cumhurbaşkanının dediği gibi geçmiş dönemi iyi anlayabilmem, tarihimi doğru öğrenebilmem, bana aktarılanın doğruluğunu teyit etmem/etmemem için Osmanlıca öğrenmem gerekiyor.
Şimdilik, kendisiyle görüşme imkanı bulamadığım ancak ismiyle gurur duyduğum kayınpederim Prof. Dr. Hakkı Atun’un ders notlarından yararlanıyorum ancak bir kursa gitmeden öğrenmem zor olacak sanki…
Durum böyleyken Recep Tayyip Erdoğan’ın sözlerine, -hadi bazıları siyasi olarak ağzından çıkan her şeye karşı olabilir- en derin tarihçiler tarafından dahi tepki gösterilmesini şaşkınlıkla izliyorum.
Yabancı dil öğrenmenin kime ne zararı var Allahaşkına?
Anadilden farklı bir dil bilmenin insanın ufkunu nasıl geliştirdiğini, farklı dillerin farklı dünyaları tanıma vesilesi olduğunu en iyi bilenlerin dahi olayı sırf Recep Tayyip Erdoğan’ın ağzından çıktı diye “ecdanın mezar taşında sadece isim yazar, okuyup ne yapacaksınız” demesini insanın hafsalası almıyor.
Hani cahili cühelası söylese amenna ama mektep medrese görmüşler söylüyor bunu. Hani bir zamanlar “bir lisan, bir insan” diyenler! Ki bir harf öğretene bin yıl köle olacak bir dinin efradı hepside.

Yabancı bir dil öğrenmenin beyindeki dil merkezlerini geliştirdiğini, bunamayı önlediğini, bunama üzerindeki etkisinin, en yeni ilaçlardan çok daha yüksek olduğunu, hafızayı güçlendirdiğini, dikkati artırdığını, aynı anda çok iş yapabilme gibi ciddi bilişsel gelişimlere zemin hazırladığını, tam anlamıyla kişinin dünyaya bakışını değiştirdiğini herkes çok iyi bilirken, geleneksel muhalifliğin şiarından olsa gerek ortalık ayağa kalktı. Alışık oldukları motiflerin dışındaydı Osmanlıca… Unutulmuştu…

***

Osmanlıcaya şiddetli refleks gösterenlere -gerekçeleri ne olursa olsun- yanıtım Erdoğan’ınkinden pek farklı değil. Alman Hans gelip (Osmanlıca) öğreniyor, inceleyip araştırıyor da, bizim kendi yazılarımızı okuyabilmemiz için Osmanlıca öğrenmemiz niye abes olsun? İtalyanca öğrenmemiz, Fince öğrenmemiz, Bulgarca öğrenmemiz, Yunanca, Çince vesair bir dil öğrenmemiz eleştirilmezken, niye Osmanlıca bu denli dert oldu millete?

Ve son söz; Bir Sümerologdan övgüyle söz eden entelektüel-gerici kırması sözde aydınların iş Osmanlıcaya gelince bir araba dolusu laf etmeleri, hükümete değil, kendi ilke ve öğretilerine zarar veriyor. Üstelik Osmanlıca bahane, aslında bu vesayetlerin Erdoğan’ın her yaptığının altında çapanoğlu arama ve Erdoğansız bir Türkiye mühendisliğine soyunma inatları yüzünden yaşanıyor bunca tartışma… Yüksek perdeden ses çıkarıp gündem oluşturunca AK Parti hükümetine irtifa kaybettireceklerini düşünen, sırça köşklerinde kukumav kuşu gibi oturup, Tayyip Erdoğan’ın ağzından bir şey çıksa da kendimizi göstersek diye bekleşen bu “ret zümresi” tüm Türkiye halkının kendileri gibi düşündükleri fikrinin bir yanılgı olduğundan bihaberler…

1621940cookie-checkOsmanlıca öğrenme zamanı

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.