Patronlar tarafından ucuz iş gücü olarak görülen; ağır koşullarda güvencesiz çalıştırılan mülteci işçilerin yaşadığı sorunlar salgın koşullarında katlandı.
Türkiye’de statü talepleri karşılanmayan 4 milyon mülteci ekonomik krizin ardından pandemi ile sarsıldı. Salgın işsizlik ve açlıkla birlikte geldi. Düşük ücrete, güvencesiz şekilde çalıştırılan mülteci işçilerin yaşadığı sorunlar salgınla birlikte katlandı.
Çağlayan’dan mülteci işçiler “Çocuklarımızın parasını kiraya verdik, sofrada lokmayı sayar olduk” diyor. 20 Haziran’a atıf yapan mülteciler, “Ayrım değil ortak mücadele bizi düze çıkarır” diyor.
Türkiye’de kuaförlük yapan Afganistanlı mülteci, bugüne kadarki deneyimlerini “Devletler her yerde zenginleri düşünüyor” diye özetliyor. Antep’ten bir ayakkabı işçisi ise yaşadığı ayrımcılığı, “Suriyeli olduğumu belli etmemeye çalışıyorum” sözleriyle ifade ediyor.
İSİG Meclisinden Murat Çakır, mülteci işçi ölümlerinin arka planını Evrensel’ okurları için maddeler halinde derledi. DİSK Yönetim Kurulu Üyesi Seyit Aslan ise 20 Haziran’ın mülteci işçiler için mücadele günü olduğunu ifade ediyor. Hasret Kanat / Evrensel