Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı 11 yıl boyunca meğer koalisyon ile yönetilmiş.
İkili koalisyon.
Başbakan buna “koalisyon” diyemiyor.
Sadece “paralel devlet” nitelemesi yapıyor.
Bence bal gibi koalisyon.
Amerika’da yerleşik cami vaizi, emekli Fethullah Gülen hocamız, koalisyonun “gizli” lideri.
Dahası, görünen ama “görünmeyen”.
Olan ama “olmayan”.
Yöneten ama “yönetmeyen” bir lider.
Partisi yok.
Ama her nedense “ Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Onur Üyesi”
Ne demekse.
Adam gazeteci filan değil.
Yazar da değil.
Camii vaizliği eğer yazarlığa giriyorsa, bu vakıf Gülen’i onur üyesi yapmaktan geri kalmamış demektir.
Hayırlı olsun.
Önemli olan galiba Gülen’e bir sıfat vermek.
Ancak daha önemli olan ve ön plana çıkan husus, Gülen’in eğitim alanındaki başarılar dolu öyküsü.
İşte bu “hizmet hareketi” Gülen’i ön plana çıkarıyor.
Türkiye’deki özel dershaneler ise Gülen hareketinin parlatılan bir diğer yüzü.
Tüm dershanelerin yüzde 20’si Gülen’e gönül verenlerin sahiplendiği bir alan.
Zaten iktidarın da nedense “gıcık” olduğu bir alan.
Erdoğan’ın bam teli olsa gerek.
Deprem de bu yüzden meydana geliyor.
Kırık fay hattı üzerindeki sarsıntı 17 Aralık depremine neden oluyor.
Buna “darbe” diyenler de var.
Ne demekse.
AKP lideri Erdoğan ise 11 yıldır görünen kişi.
Bir siyasi partinin genel başkanı.
AKP’nin her şeyi.
İktidar süresince Gülen hareketinin hiç bir isteğini geri çevirmediğini, tamamını karşılamaya çalıştıklarını kendi söylüyor.
Yani itirafı yapan Başbakan Erdoğan bizzat kendisi.
Gülen’in hangi alanlarda, ne istediği, nerelerde göründüğü, devletin hangi kademelerinde konuçlandığı bilinmiyor mu?
Bence AKP iktidarının başı, AKP Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan herşeyi biliyor.
Ama bir gün Fethullah Hoca’nın “zayıf halka” olabileceğini kestiremiyor.
Tahmin edemiyor.
Ve yanıldığını 17 Aralık’dan sonra anlayabiliyor.
Güçlü bir başbakan…
Güçlü bir lider…
Tam da seçim öncesi ağır bir darbe alıyor.
Aldığı darbeye Erdoğan, “askeri darbe” nitelemesini andıran bir yakıştırmayla, “darbe” diyor.
Bence ne “darbe”, ne “paralel devlet”.
Ne de “devlette çeteleşme”
Bunlar hikaye..
Bu doğrudan “koalisyonun bozulması” olabilir.
Muhtemelen bu koalisyon 11 yıl önce kuruldu.
Koalisyonun “dış mihraklı” (!) ortağının her arzusu bu süre içinde yerine getirildi.
Gülen’in Türkiye’ye dönmesine gerek görülmedi, çünkü işlerine gelmedi.
“Dini referanslı” ve “hizmet hareketi” misyonlu ortak, sanırım sonunda iktidar paylaşımından sıkıldı ve esas lider Erdoğan’a başkaldırmak zorunda kaldı.
Dış ortağı kimler etkiledi, neden etkiledi, ne zaman bilinmez.
Hatta düğmeye basan hangi parmaktır bilinmez.
Bilinen şey, koalisyon parçalandı, darmadağın oldu.
Olan çoğunlukla da ülkeye oldu…
