Patara’da kadın eliyle kadına şiddet!

YUSUF YAVUZ / AÇIK GAZETE – Kadına yönelik şiddet haberlerine her gün bir yenisinin eklendiği Türkiye’de bu kez şiddeti uygulayan da maruz kalan da kadın oldu…

Kasaba dedikodusu kadına şiddetle sonuçlandı. Bu kez kadına şiddet uygulayan tarafta bir başka kadın vardı. Antalya’nın Kaş ilçesine bağlı Patara (Gelemiş) Mahallesinde yaşayan ve köylü kadınların ürettiği el yapımı ürünleri satan hediyelik eşya dükkânı işleten Ferda Gürbüztürk (58), iddiaya göre evinden yürüyüşe çıktığı sırada biri kadın iki kişi tarafından darp edildi. Aynı mahallede yaşayan 22 yaşındaki E.Y. ile 17 yaşındaki erkek kardeşi E.Y. tarafından sokak ortasında dövülen Gürbüztürk’ün bir süredir tehdit edildiği öne sürüldü. Yürüyüş yapmak için evinden çıktığı sırada iki kardeşin saldırısına uğradığını dile getiren Ferda Gürbüztürk, “Ağza alınmayacak küfürlerle bana saldırarak kafama vurdular. Çok korkmuştum. Jandarmayı aramak istediğimde telefonumu elimden alıp kırdılar. Ben bana saldıran E.Y.’nin çocukluğunu biliyorum. Kızım yaşında. Babası ve nişanlısı tarafından beyninin yıkandığını düşünüyorum. Aslında onların yapmak istediğini, genç bir kadın yaptı” iddiasında bulundu.

 ‘EN KÖTÜSÜ KADINALRIN ÜZERİNDEKİ KORKU İKLİMİ’

Antalya’nın Kaş ilçesine bağlı Patara (Gelemiş) Mahallesinde yaşayan 58 yaşındaki Ferda Gürbüztürk evinden çıktığı sırada iki kişi tarafından feci şekilde dövüldü. Yüzünde ve sol gözünde şişlikler oluşan Gürbüztürk, “darp edildim, gururum ve kalbim incindi ama en kötüsü de tüm kadınların üzerine kara bir bulut gibi bırakılan bu korku iklimi” diye konuştu.

25 yıldır Patara’da yaşadığını dile getiren Ferda Gürbüztürk, bir süredir tehditler aldığını da belirterek darp edilmesine giden ve içinde kasaba dedikodusundan mahalle imamına, Alman vatandaşı bir yabancıdan villa inşaatına uzanan olaylar zincirini anlattı.

KENDİSİNE SALDIRAN E.Y’NİN BABASI İÇİN TERCÜMANLIK YAPTI

Kendisini darp eden E.Y’nin babası olan İ.Y’nin, Patara’da geçici oturma izni ile yaşayan Alman vatandaşı M.T (76) ile villa yapmak için anlaştığını ve kendisinin de ikiliye İngilizce tercümanlık yaptığını anlatan Ferda Gürbüztürk, şu iddiaları dile getirdi: “İ.Y’nin Alman M. T’den istediği rakam 700 bin liraydı. Bu rakamı bir süre sonra herkes duydu ve daha önce de Alman M.T’nin İ.Y’ye defalarca borç verdiği biliniyordu. Köylü İ.Y’nin iyi niyetli olmadığını düşündü ve M.T ile arasında uygunsuz ilişki olduğu dedikoduları yayıldı. Köylünün söylentileri ve ikili arasında yaşanan ilişki beni rahatsız etti. Tercümanlık işlerine daha fazla dâhil olmak istemedim.

‘E.Y BENİ GÖRDÜĞÜ YERDE TEHDİT ETMEYE BAŞLADI’

Bu sırada Alman vatandaşı M.T’nin evine bir saldırı oldu ve tüm saksıları yıkıldı. M.T’nin evini gören komsumuzun balkonundaki güvenlik kamerasında saldırı saatlerinde sadece İ.Y’nin görüntüsü vardı. Jandarma çağrıldı ama M.T,  İ.Y’den şikâyetçi olmadı. Sonra M.T’nin arabası çizildi, camları kırıldı, yine şikâyetçi olmadı. Kısa süre sonra İ.Y ile M.T’nin uygunsuz ilişkileri olduğuna dair çirkin yazıların bulunduğu kâğıtlar köyün çeşitli yerlerine atıldı. Alman vatandaşı M.T yine şikâyetçi olmadı ama İ.Y’nin kızı ve aynı zamanda köy imamının da nişanlısı olan E.Y beni gördüğü yerde tehdit etmeye başladı. Köyde kâğıtları atanın ben olduğum söylentisi çıkarıldı. İ.Y’nin kızı E.Y, beni sürekli hedef aldı.

‘BANA SALDIRDILAR, TELEFONUMU ELİMDEN ALIP KIRDILAR’

En sonunda da ben yürüyüşe çıktığımda evimden 200 metre uzakta E.Y ve erkek kardeşi E.Y ağza alınmayacak küfürlerle ve kafama vurarak bana saldırdılar. Çok korktum. Jandarmayı aramak istediğimde de telefonumu elimden alıp kırdılar. Ben kalp ve panik atak hastasıyım. Komsuların yardımı ile Jandarma geldi.

‘İKİ KADINA DA ŞİDDET VAR’

Olayla ilgili jandarmaya verdiği ifadenin ardından kendisini darp eden kişilerin de hakkında şikâyette bulunduğunu öğrendiğini söyleyen Ferda Gürbüztürk, “Buraya kadar her şey basit bir köy kavgası gibi durabilir ama aslı öyle değil. Aslında bu bir kadına şiddet olayıdır. Üstelik 22 yaşında genç bir kadın kullanılarak, annesi yaşındaki bana saldırtıldı. Yani iki kadına da şiddet var. Bana saldıran E.Y’nin çocukluğunu biliyorum. Kızım yaşında. Babası ve nişanlısı tarafından beyninin yıkandığını düşünüyorum. Aslında onların yapmak istediğini genç bir kadın yaptı ve olay mahalle kavgası gibi anlaşıldı. Ama öyle değil.” diye konuştu.

‘KÖYLÜNÜN DEDİKODUSUNA BİR KURBAN GEREKTİ, BEN SEÇİLDİM’

Ben 25 yıldır Patara’da tek başıma yaşayan ve çalışan bir kadınım” diyen Ferda Gürbüztürk, yaşadıklarını şöyle özetledi: “Buraya eşimden boşandıktan sonra 5 yaşındaki oğlumla birlikte Ankara’dan geldim. O gün de köylüye çok zor kabul ettirmiştim kendimi. Boşanmış, tek başına, yalnız bir kadın ve bir anne olarak pek çok tacizle savaştım ama yılmadım. Oğlumu okuttum, evlendirdim. Kendisi Ankara’da yaşıyor ve ben artık emekliyim. Ama köy meydanında da bir dükkânım var. Benim gibi hayata tutunmaya çalışan kadınların el emeklerini satıyorum turistlere. Baskılara aldırmadan onların mücadelesine destek veriyorum. Burada benim gibi yalnız bir kadın olan esnafla yan yanayım. İste tüm bunlar her şeyi istediği gibi yapan erkekleri rahatsız ediyor. Bu olayda da köylünün dedikodusuna bir kurban gerekti. Yalnız yaşayan bir kadın olarak ben seçildim. Kolayca iftira atılabilir, namusuna laf edilebilir. Çünkü zayıf, tek ve kadındım. Erkekler kendileri ile ilgili uygunsuz dedikoduları bana yönlendirdiler çünkü buna köylü ne de olsa kolay inanırdı. Beni yıldırmak için de kızım yaşındaki bir kadının duygularını kullandılar. Yani erkek olarak toplumdaki güçlerini. Bu olaydan sonra sadece ben değil, köydeki tüm yalnız esnaf kadınlar tedirgin. Benim yanımda oldukları için kötü bakışlara, tehditkâr tavırlara maruz kalıyorlar.”

 

2481710cookie-checkPatara’da kadın eliyle kadına şiddet!
Önceki haberAYM’den çıplak arama kararı
Sonraki haber“Yok canım niye istifa edeyim”
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.