Phaselis koyları da böyle olmasın!

YUSUF YAVUZ / AÇIK GAZETE – Kültür ve Turizm Bakanlığının iki yıl önce açtığı Antalya Lara’daki Güzeloba Halk Plajı’nın görüntüleri, korumak için yapılaşmanın yeterli olmadığını gözler önüne seriyor…
Phaselis’teki koylarda kötü kullanımı ve çöpleri gerekçe göstererek iki ayrı halk plajı ve günübirlik tesisler inşa etmeye soyunan Kültür ve Turizm Bakanlığının iki yıl önce açtığı Antalya Lara’daki Güzeloba Halk Plajı’nın mezbelelik görüntüleri, ticari işletmelerin kapalı olduğu dönemlerde alanların korunamadığını gösteriyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı 5 yıldızlı hizmet kalitesinde sloganıyla son iki-üç yıldır halk plajları açıp işletiyor. Antalya, Bodrum ve Çeşme’de benzer tesisler açıldı. Ancak bu tesislerin sonuncusu 1. Derece arkeolojik sit alanı olarak koruma altında bulunan Antalya’daki Phaselis antik kenti sınırları içerisinde uygulanmak isteniyor.
ÇÖP VE KÖTÜ KULLANIM BETONLAŞMAYA GEREKÇE
Phaselis’in iki yanında bulunan Bostanlık ve Alacasu (Cennet) koylarında projelendirilen günübirlik tesisleri de kapsayan iki ayrı plaj toplam 380 şezlong kapasitesine sahip. Alacasu’da geçtiğimiz günlerde başlatılan yapılaşma ve sit alanındaki iş makineli çalışmalar kamuoyunun büyük tepkisini çekti. Bakanlık yetkilileri ve kimi idari çevreler projenin bir ihtiyaç olduğunu, özellikle Phaselis ören yeri ve Alacasu koyunda çöp sorunu yaşandığını gerekçe göstererek yapılaşmayı savunuyor. Elbette ihtiyaçları giderecek düzenlemeler yapılmalı ancak bu alanın bir koruma statüsü olduğu, bu tür ve bu ölçekte bir yapılaşmaya yasaların izin vermediği unutulmamalı.
BAKANLIĞIN LARA’DA AÇTIĞI HALK PLAJI NE DURUMDA?
Bir başka yanı da Bakanlığın kendi memuru olan taşra teşkilatına bu projeyi bir tür dayatmayla ve 60 gün gibi kısa sürede bitecek şekilde devreye sokması. Bakanlık yetkililerinin 5 yıldız kalitesinde diye savunduğu halk plajlarından biri ola Antalya Lara’daki ‘Güzeloba Halk Plajı’nın nasıl kullanıldığını ve alandaki yapılaşmanın ne ölçüde olduğunu anlamak için yerinde ziyaret ettik.
PLAJDA ‘ORGANİK’ YANGIN
Üzerinde ‘Kültür ve Turizm Bakanlığı Ücretsiz Halk Plajı’ yazan kapıdan içeri girdiğimizde, batı kesiminde mangal yapanlar dışında sahilde pek kimsecikler yoktu. Henüz deniz sezonu açılmadığı için yaza hazırlık çalışmalarının devam ettiği Güzeloba Halk Plajındaki ağaçlık bölgede bir grup işçinin kuru yaprak ve dalları anız yakar gibi yaktığı görüntüler karşılıyor. Bakanlığın işlettiği plajın kimi yerlerinde inşaat atıkları, molozlar ve sağa sola yığılmış malzemeler dikkat çekiyor. Kumların üzerine devrilmiş cankurtaran kulesi, küflenmiş elektrik panosu ve kırık dökük yürüyüş yolunu geçip, bütün bu mezbelelik arasında varolmaya çalışan tek tük kumul bitkilerini görüyoruz. Ülkenin önemli kumul ekosistemlerini barındıran Lara bölgesinin bu kesiminde genel olarak bir kötü kullanım var.
ORTALIK ÇÖPLÜK GİBİ
Bakanlığın işlettiği plajın her iki yanındaki sahillerde derme çatma demir yığınları, plastik ve gelişi güzel ortalığa saçılmış çer-çöp dolu. Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri, Phaselis’te inşasına başladıkları plajları haklı göstermek için alandaki çirkin çöp görüntülerini argüman olarak öne sürüyorlar.
KÖTÜ KULLANIM DENETİMSİZLİKTEN
Her yönüyle bir korunan alan olan Phaselis’te bu çirkinliğin oluşması savunulamaz elbette ancak bu alanın yetersiz personel ve denetimsizlik yüzünden bu hale geldiği, müze ve ören yerlerinin gişe ve satış yerlerininin, “daha çok kazanç” elde etmekten başka amaç gütmeyen özel şirketlere verildiği, bu konudaki denetleme sorumluluğunun da yeterince yerine getirmediği de unutulmamalı. Sonuç olarak korunan alanlardaki kötü kullanım ve kirlilik, bilinç eksikliği ve eğitimsizlik kadar bir denetimsizlik sorunudur.
SEZON DIŞINDA KADERİNE TERK EDİLEN TESİSLER
Bakanlığın işlettiği Lara Güzeloba Halk Plajında alanın kullanımına ve daha sezonun başlamadığı bir dönemde ortaya çıkan mezbelelik görüntülere bakıldığında sezon dışı zamanlarda Phaselis’teki koyların da benzer görüntülere sahne olacağını söylemek mümkün. Yalnızca sezon içerisinde gelir getirdiği dönemlerde düzenli kullanımı olan bu tesislerin sezon dışı dönemlerde adeta kaderine terk edilmesi hem kamu zararına yol açıyor hem de doğal peyzajın çirkin görünmesine yol açıyor.
PHASELİS KOYLARINI DA BU MANZARA BEKLİYOR
Bu çirkinliği korunan alan içindeki Phaselis koylarında da yaşanacağını düşünmekte adeta kabus gibi. Özetlemek gerekirse, korumak için bir alanı betonlaştırmaya gerek yok. Doğal dokuyu tahrip etmeden, kıyıları betona, plastiğe ve küflü metallere boğmadan, iki yılda koyları çöplüğe çevirmeden de sağlıklı bir alan yönetimi ve akılcı ihtiyaç analizleriyle bu güzel ülkenin doğasından yararlanmak mümkün. Hacet gidermek için illa da her koyun içine etmeye gerek yok.
2675030cookie-checkPhaselis koyları da böyle olmasın!
Önceki haberJİTEM-Hizbullah ittifakı!
Sonraki haberAvrupa mucizesi
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.