PORTEKİZ… Göçmek ya da Göçmemek, Bütün Mesele Bu

Geçtiğimiz hafta Lizbon’u etkisi altına alan grip salgınından ben de nasibim almıştım. Acilde muayene sırası beklerken yanımda oturan Portekizli bir kadınla sohbet etmeye başladık. Enfeksiyon kulağıma yayıldığı için onu zor duyuyordum. Nitekim konuşmanın bir yerinde üzerime alınmamamı, ama Lizbon’a akın akın gelen yabancılardan çok rahatsız olduğunu söyledi. İngilizler, Fransızlar, Hollandalılar! Hepsi burada!

Sandra, Lizbon’un para ve moda uğruna çürütüldüğünü düşünüyordu. Kadının sözleri bana bir şeyi çağrıştırdı.

Türkiye’de nefret bakışları her nedense bir İngiliz’den ziyade genellikle Suriyelilere yöneltilir. Artık klişeleşen “bıktık bu Suriyelilerden” lafı neredeyse durumun vahametini karikatürize biçimde temsil etmeye başladı. Irkçı söylemler ve yabancı nefreti, milliyetçi hisleri kendine kalkan etmiş kişiler aracılığıyla yayılıyor. Üstelik bu konuda Portekizliler diğer Avrupa ülkelerine göre daha ılımlı bir tavırda olmasına rağmen pandemi sonrasında patlama yaşayan göçmen nüfusu onları tedirgin ediyor. Ortak nokta şu ki, kimse bir başkasını ülkesinde istemiyor. Toplumsal düzenin sapması, enflasyon, suç oranında artış gibi sonuçlar konusundaki tepkilerin, karar aşamalarında para ve rant öncelikleriyle yanlış yola sapan politikacılara değil, doğrudan göçmenlere duyulmasına neden oluyor. Karşısında akılcı bir karar mekanizmasından yoksun politikalar izleyen siyasetçiler bulan vatandaş, öfkesini yolda yanından geçen göçmene aktarıyor. 

Portekiz’in göçmen politikası, acaba çeşitli çıkarlar uğruna Türkiye’de olduğu gibi kontrol edilemez bir noktaya gelecek mi? Şunu her insan anlamayabilir ama devletler anlayabilir; temel yaşam koşulları her insana doğuştan altın tepside sunulan bir gerçek değil. Bazen yalnızca adil bir çalışma ücreti için çok fazla mücadele gerekir. Bazen sadece ailesiyle sakin bir Pazar yürüyüşü yapmak bile kişinin yaşadığı ülkede ölüm riski taşıyabilir.

Göç konusunda yalnızca Portekiz’de değil tüm Avrupa’ya sirayet eden yeni bir hareket söz konusu. Portekiz’in resmi günlük gazetesi Correio da Manhã, göçmenlerle ilgili haberinde şöyle diyor: Frontex’in açıkladığı rapora göre yılın ilk on bir ayına göre, geçen yıla oranla % 68’lik bir artışla ve 2016’dan bu yana en yüksek sayı olan 308 binden fazla göçmenin Avrupa’ya düzensiz giriş yaptığı belirtildi. Yine Frontex 2023 risk analizinde göç akışının sonucu olarak teröristler, propagandacılar ve benzer siyasi suçların yanı sıra insan kaçakçılığı, silah ve uyuşturucu satıcıları, araç hırsızlarının bulunma olasılığının arttığı vurgulanıyor. Frontex “Balkan Rotası”nın tüm rotalar içinde % 45’lik oranla en aktif rota olduğu konusunda uyarıda bulunuyor.

Frontex Balkan Rotası’na dikkat çekiyor. Özellikle Sırbistan’ın geçtiğimiz Kasım ayının sonuna kadar uyguladığı vize politikasının kötüye kullanılması sonucunda 2021’e göre % 152’lik bir artışla 140 bin göçmen feribot veya trenlerin içinde gizlenerek sınırları geçti. Yüksek riskli bireylerin fark edilmeden AB’ye girmesi ve daha sonra Schengen bölgesinde serbestçe dolaşma olasılığı mevcut. 

Noticias ao Munito’nun bildirdiği üzere Lizbon Humberto Delgado Havalimanı’nda uyuşturucu kaçakçılığı şüphesiyle, üçü Güney Amerika’dan gelen yolcular olmak üzere beş kişi göz altına alındı. Geçtiğimiz Kasım ayında ise Avrupa’nın en büyük uyuşturucu kaçakçılarından biri Lizbon’da yakalanmıştı.

Belki de Sandra’nın söylediği gibi, göç politikaları konusunda ‘para’ ve ‘moda’ siyasi liderlerin göz önüne alması gereken iki anahtar kelimedir.

Kaynaklar:

________________

[email protected]

2658090cookie-checkPORTEKİZ… Göçmek ya da Göçmemek, Bütün Mesele Bu

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.