Kral III. Charles’ın küçük oğlu Prens Harry’nin otobiyografisi Spare (Yedek) İspanya’da yayınlanmadan basına sızdı. Kitap bir dizi sansasyonel iddia ve suçlama içeriyor. BBC kitabın içeriğini uzun uzun anlatsa da bir kaç nokta dikkat çekiciydi ve bana “Kendi mantıklarında iyi eğitilmiş olması gereken kraliyetin varisi ne kadar da koftiymiş” dedirtti.
Harry; kitabında, annesi Galler Prensesi Diana’nın 1997’de kazada ölümünden duyduğu üzüntü nedeniyle “farklı güçleri olduğunu iddia eden” medyum bir kadından nasıl yardım istediğini anlatmış. Genç prense medyum, “Annen senin onun yaşayamadığı hayatı yaşadığını söylüyor. Annenin istediği hayatı yaşıyorsun” diyesiymiş. Guardian’a göre, Harry bu medyum kadın aracılığıyla annesiyle kısa bir konuşma yaptığını iddia etmiş. Ancak kadınla görüşmenin nerede ve ne zaman gerçekleştiğine dair bir ayrıntı bulunmuyormuş. Medyumdan medet uman bir prens. Güler misiniz, ağlar mısınız? Kitaptan bir başka alıntıda da prens komiklik yapmak niyetine 2005’de bir kıyafet partisi için Nazi üniforması giymiş.
Kitabında 2012-13 yıllarında Afganistan’da helikopter pilotu olarak görev yaparken altı operasyona katıldığını, bunların hepsinde ölümler olduğunu, ancak bunları haklı gördüğünü belirten Harry, “Bu beni gururlandıran bir istatistik değildi ama utanmama da neden olmadı. Kendimi savaşın sıcağı ve karmaşası içinde bulduğumda o 25 kişiyi insan olarak düşünmedim. Onlar satranç tahtasından kaldırılmış taşlardı, kötüler iyileri öldürmeden önce ortadan kaldırılmıştı” diye yazmış. Afganistan’dan gelen tepkilerde prens boşboğaz, ezik ve psikopat olarak tanımlandı. Bana göre prens savaşın kötülüklerinden söz ederek ölümlerden üzgün olduğunu söylese daha insancıl portre çizmiş olurdu. Hem ne işiniz var sizin Afganistan’da “iyi” çocuk? Hiç düşündün mü?
Prensin kendisini olduğu gibi anlatması kraliyetçilerin gözünde sarayın büyüsünü bozar mı? Sanmam ama monarşinin kaldırılmasının önümüzdeki günlerde daha çok gündemde olacağı kesin.
***
ŞİMDİ OLMADI PERAY AHMET!: İki hafta önce “Haringey Belediye lideri Peray Ahmet’e açık mektup” başlıklı yazımda Haringey’de de bazı bağlantı yollarını kapatarak meskenlerin yoğun olduğu sokaklarda trafiği azaltmak için “Low Traffic Neighbourhood- LTN” uygulamasının amacından çok uzak olduğunu yazmıştım. Yazımda uygulamaya alternatif öneriler sunmuş, bizim toplumdan bir yönetici olmayı başardığından dolayı da Peray Ahmet’i övmüştüm. Aaa bir de baktım ki Peray Ahmet beni FaceBook’taki arkadaşlıktan çıkarmış. Basın dördüncü güç Sayın Ahmet! Eleştiriye açık olmalısınız. Projeyi savunarak beni ikna edebilirdiniz. Bu tavrınız şaşırttı ve hoş olmadı. Oysa ben Haringeylilerin projeye karşı görüşlerini aktardığım için sizden teşekkür bekliyordum.
***
LGBT+ NÜFUSU: BBC’nin haberine göre; İngiltere ve Galler’de nüfus sayımında ilk kez LGBT+ verileri dahil edildi. Buna göre 1,3 milyondan fazla insan kendisini lezbiyen, gey veya biseksüel olarak görüyor. 16 yaş ve üstü kişilerin yüzde 1,5’ten fazlası, yani 748 bin kişi kendisini gey veya lezbiyen olarak tanımlarken 624 bin kişi de kendisini (yüzde 1,3) biseksüel olarak tanımlıyor. Yaklaşık 165 bin kişiyse cinsel yöneliminin bunların dışında olduğunu söylüyor. 262 bin kişi (yüzde 0,5) toplumsal cinsiyet kimliğinin doğumda kaydedilenden farklı olduğunu belirtiyor. Bu, İngiltere ve Galler’de insanlardan cinsel yönelimlerini ve toplumsal cinsiyet kimliklerini anlamaya çalışan ilk nüfus sayımı olarak kayda geçti. Nüfus sayımında bu bölümü yanıtlamak isteğe bağlıydı.
Günümüzde doğru tavır insanların özgürce cinsel tercihlerini yaşayabilmesi ve devletin asla ama asla buna karışmamasıdır… Pek çok ülke eşcinsel evliliği tanımış durumda. Türkiye’deki iktidar bu konuda da İngiltere’yi ben diyeyim çeyrek, siz deyin yarım asır arkadan takip ediyor. Başkan Erdoğan ve kurmayları başörtüsü ile ilgili anayasa değişiklik teklifinin çerçevesini çizdi. Teklif, Anayasa’nın 24 ve 41’inci maddelerinde değişiklik yapılmasını içeriyor. Ayrıca evlilik, ‘Evlilik birliği kadın ve erkek arasında kurulur’ şeklinde tanımlanıyor.
Bu da yetmedi iktidar yanlısı cemaat ve tarikatların İstanbul Saraçhane’de 18 Eylül’de düzenlediği LGBT+ karşıtı mitingler şehir şehir gezdi. Saraçhane’deki miting çağrısı, RTÜK tarafından kamu spotu olarak da yayımlanmıştı. Diyanetin LGBT+’leri sapkın olarak nitelemesi ve hükümetin LGBT+’ların kullandığı arkadaşlık sitelerine erişimi engellesi de çabası.
***
GÖÇMEN SUNAK’IN GÖÇMEN KARŞITLIĞI: Başbakan Rishi Sunak, seçime kadar ülkeyi rayına oturtmak için beş önemli vaatte bulundu. Beşinci madde ülkeye yasadışı şekilde gelen göçmenleri durdurmaya yönelik. Kendisi de göçmen kökenli olan Başbakan’ın göçmenleri günah keçisi gösterip beceriksizliğini kapatma çabası ülkede yabancı düşmanlığı ve ırkçılığı da körüklüyor. Mr Sunak’ın kaçak göçmen şikayeti, arı kovanına çomak sokup sonra uçuşan arılardan dert yanması gibi. Hem göçmenler yasal yolla nasıl gelecek ki? Britanya vatandaşı göçmenin bir annesine turist vizesi vermek için kırk takla attırıyorsunuz! Evinden yurdundan ettiğiniz milyonlarca insanı rüşvet karşılığı Türkiye’de tutuyorsunuz. Unuttunuz mu? Ayrıca sermaye nasıl özgürce dünyaya dolaşıyorsa emekçiler de dolaşabilmeli.