Rusya’nın inşa ettiği nükleer santral yargıya taşındı!

YUSUF YAVUZ / AÇIK GAZETE – Yönetiminde AKP’nin kurucularından Cüneyt Zapsu’nun da yer aldığı Rus şirketin inşa ettiği Akkuyu NGS’nin üretim lisansı ve ÇED raporunun hukuksuz olduğu öne sürülerek dava açıldı…

Mersin’in Gülnar ilçesine bağlı Büyükeceli Mahallesi sahilinde Rusya tarafından inşa edilen Akkuyu Nükleer Santrali (NGS) bir kez daha yargıya taşındı. Aralarında meslek odalarının da yer aldığı bölge illerinden 11 sivil toplum örgütü, Akkuyu Nükleer Santralinin hukuken geçerli bir ÇED Raporu ve üretim lisansı olmaksızın inşaatına devam edildiğini öne sürerek Danıştay’da dava açtı. Danıştay’a iletilmek üzere hazırlanan dava dilekçesi Adana İdare Mahkemesi’ne sunulurken, burada yapılan basın açıklamasında Rusya’ya ait olan Akkuyu NGS’nin Türkiye için bir milli güvenlik tehdidi olduğu savunularak, “Suriye’nin kuzeyinde 33 askerimizin şehit edilmesiyle sonuçlanan menfur saldırı Türkiye ile Rusya’yı karşı karşıya getirmiş, Türkiye ile Rusya neredeyse savaş konumuna gelmiştir.  Türkiye ile Rusya Arasında Yapılan Enerji Transferi Anlaşmasının 16. maddesine  göre olası bir kaza durumunda Rusya’nın ve Rus Şirketi Rosatom’un hiçbir sorumluluğu olmayıp, sorumluluk Türkiye Cumhuriyetine aittir” denildi.  

‘AKKUYU’NUN ÇED RAPORU VE LİSANSI HUKUKA AYKIRI’

Adana, Mersin ve Hatay’dan toplam 11 sivil toplum örgütü, Rusya devlet şirketi olan Rosatom’un inşa ettiği Akkuyu Nükleer Santrali’nin hukuken geçerli bir ÇED raporu ve üretim lisansı olmaksızın inşa edildiğini öne sürerek Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na karşı Danıştay’da dava açtı. Adana İdare Mahkemesi’ne sunulan dava dilekçesinde, ilgili mevzuata göre ön lisans sürecinden sonra başlaması gereken ÇED süreci ve ÇED raporunun, Akkuyu özelinde ön lisans aşamasından önce verildiğine dikkat çekilerek, “Akkuyu NGS nihai ÇED duyurusu, 24. 01. 2014 tarihinde yapılmış ve 01. 12. 2014 tarihinde ise ÇED Olumlu Kararı verilmiştir. 01. 12. 2014 tarihli ÇED Olumlu Kararı’ndan sonra ise mevzuata aykırı bir şekilde 25. 06. 2015 tarihinde ön lisans verilmiştir. Akkuyu idari işlemler süreci EPDK tarafından tersine çevrilmiş, ÇED raporu ön lisans öncesine getirilmiştir. Bu durumda Akkuyu nükleer santrali inşaatı hukuken geçerli bir ÇED raporu ve geçerli bir üretim lisansı olmaksızın hukuka ve kanuna aykırı olarak yürütülmektedir” görüşüne yer verildi.

BİLİRKİŞİ RAPORUNDA 1888’DEN SONRAKİ DEPREMLERİN BİLGİSİ YOK

Akkuyu Nükleer Santrali inşaatının acilen durdurulması ve yeni bir ÇED sürecine başlanması talep edilen dava dilekçesine Milli Güvenlik Kurulu, Sağlık Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı da eklendi. Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri Gönüllü Avukatı İsmail Hakkı Atal, Akkuyu NGS’nin aktif Kuzey Anadolu Ecemiş Fay Hattının uzantısında bulunduğuna dikkat çekerek, “Bilimsel raporlara göre her 10 bin yılda bir 7 şiddetinde deprem tekrarlamış olan fay hattında son 17 bin yıldır yıkıcı deprem olmamıştır ve hareketsiz dönemin sonuna gelinmiştir. Akkuyu ÇED iptal davası bilirkişi raporunun 133. sayfasında, Akkuyu’da 1977 ile 1988 arasında büyüklüğü 1.1 ile 4.8 arasında değişen 122 deprem kaydedildiği aktarılmıştır. 1988 ‘den sonra kaç deprem oluştuğu bilgisi verilmemiştir” dedi.

‘DEVLETİN YÜKSEK BÜROKRATI GÜVENLİ OLMADIĞI İÇİN İSTİFA ETTİ’

 Akkuyu NGS’nin zemininin, içinde karstik boşluklar barındırdığına işaret eden Atal, “Bu zemin üzerinde güvenli bir şekilde nükleer santral çalıştırılamaz. Nitekim üzerinde her biri 14 bin ton ağırlığında 4 nükleer reaktör ağırlığı binmeden beton zeminin 2018’de çatladığı, düzeltildikten sonra tekrar çatladığı öğrenilmiştir. Devletin yüksek bürokratı  Faruk Uzel, Rus şirketi santrali güvenli bir şekilde inşa edemediği ve zemin kotunun altına su sızmasını engelleyemediği için santralin Türkiye için tehlike olduğunu söyleyerek 2016 yılında projedeki görevinden istifa etmiştir” açıklamasında bulundu.

‘AKDENİZ’İN SUYU İLE NÜKLEER SANTRAL ÇALIŞTIRILAMAZ’

Açıklamasında iklim değişikliğinin etkilerine de dikkati çeken Avukat İsmail Hakkı Atal, Ağustos 2019’daki sıcak hava dalgası nedeniyle nehir soğutma suyunun da ısınması yüzünden Fransa’daki iki nükleer reaktörün durdurulmak orunda kalındığını belirterek, “İklim değişikliğinden en çok etkilenen ülkeler arasındaki Türkiye’de Akdeniz suyuyla yaz aylarında nükleer santral çalıştırılabilmesi mümkün değildir” dedi.

‘600 MİLYAR DOLARLIK ZARARI TÜRKİYE KALDIRAMAZ’

NATO’nun 2019’da İtalya’da düzenlediği toplantıda, iklim değişikliğinin Kuzey Afrika ve Ortadoğu’nun istikrarı üzerindeki etkisinin ele alındığını anımsatan Atal, söz konusu toplantıda iklim değişikliğinin sonuçlarının askeri güçle çözülebilecek sınırların ötesine geçebileceğinin belirlendiğine işaret ederek, “Bu durumda yaşamak için Avrupa’nın ve Türkiye’nin sınırlarına gelecek ve insani sebeplerle ülkemize alınması gerekebilecek 10 milyonlarca iklim mültecisiyle terör riski artacak olan Türkiye’de nükleer santral projesi milli güvenlik sorunudur. Olası nükleer felaket halinde Fukushima örneğinde olduğu gibi 600 milyar dolarlık bir zararı Türkiye kaldıramaz. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından toplumsal maliyet analizi yapılması gerekmektedir” ifadelerini kullandı.

‘KAMU GÖREVLİLERİNİN HUKUKİ VE CEZAİ SORUMLULUĞU DOĞACAK’

Olası bir felakette, yok hükmündeki ÇED raporu ve üretim lisansı ile Akkuyu NGS projesine devam edilmesine neden olan kamu görevlilerinin hukuki ve cezai sorumluluğu doğacağı uyarısında bulunan Avukat İsmail Hakkı Atal, “Türkiye’nin milli güvenliği ve ekonomik geleceği ile halk sağlığı üzerindeki yıkıcı etkileri nedeniyle Akkuyu Nükleer Santrali acilen durdurulmalı ve yeni bir ÇED sürecine başlanmalıdır” dedi.

DAVA AÇAN SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ

 Akkuyu NGS’nin inşa sürecinin hukuka aykırı olduğu iddiasıyla dava açan sivil toplum örgütleri şöyle sıralanıyor: Adana Çevre ve Tüketici Koruma Derneği, Mersin Çevre Dostları Derneği, Antakya Çevre Koruma Derneği, İskenderun Çevre Koruma Derneği, Erzin Çevre ve Tarihi Varlıkları Koruma Derneği, Tarsus Çevre Koruma Kültür ve Sanat Merkezi Derneği, Adana Tabip Odası, Ziraat Mühendisleri Odası, Erzin Ziraat Odası, Erzin Yeşilkent Sulama Kooperatifi ve Erzin Turunçgil Üreticileri Birliği.

YÜZDE 99 RUSLARA AİT PROJEDE AKP KURUCUSU ZAPSU YÖNETİCİ OLDU

Türkiye’nin ilk nükleer santrali olması beklenen Akkuyu NGS, Rusya ile Türkiye arasında 2010’da yapılan anlaşma ile kurulan Akkuyu Nükleer A.Ş. tarafından inşa ediliyor. Yüzde 99.2’si Rusya’nın devlet kuruluşu olan Rosatom’un elinde olan proje, gündeme geldiği dönemden bu yana ÇED raporları ve zeminindeki çatlakla tartışma konusu oldu. Akkuyu Nükleer A.Ş’nin 7 kişilik yönetim kurulunda 6 Rus bulunurken Türkiye’den seçilen tek ismin AKP’nin kurucularından Cüneyt Zapsu olması dikkat çekiyor.

2395400cookie-checkRusya’nın inşa ettiği nükleer santral yargıya taşındı!
Önceki haberAlmanya’nın Türkiye’ye silah ihracatı iki kat arttı
Sonraki haberKORONA VİRÜSÜ (COVID-19) DOSYASI (1) Nasıl ortaya çıktı, ne kadar önemli?
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.