Sandras Dağında 33 bin çam ağacını katledecekler!

YUSUF YAVUZ / AÇIK GAZETE – Muğla-Köyceğiz’de faaliyet gösteren maden firmasına ormanlık alanda verilen ruhsat sahası Beyoğlu ve Zeytinburnu ilçelerinden daha büyük. Yaklaşık 33 bin çam ağacının kesilmesi planlanan kapasite artışına ilişkin ÇED toplantısı halkın tepkisi yüzünden yapılamadı…

Muğla’da 33 bin çam ağacını katledecek maden projesinin talep ettiği yeni üretim sahasıyla ilgili ÇED toplantısı yerel halkın tepkileri nedeniyle geçersiz hale geldi. Köyceğiz’e bağlı Yayla Mahallesi’nde 19 Ocak’ta yapılacağı duyurulan toplantının yapılacağı alanda bir araya gelen yöre halkı ÇED toplantısını protesto etti.  Covid-19 kısıtlamaları nedeniyle 65 yaş üstü ve 25 yaş altı vatandaşların katılmasının mümkün olmadığı bir saatte, saat 14.00’te başlayan ÇED toplantısının yok hükmünde olduğu tutanakla kayıt altına alındı. Köyceğiz’de yaşayan 65 yaş üstü bir vatandaş ise Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü yetkilileri hakkında görevi kötüye kullandıkları iddiasıyla suç duyurusunda bulundu.

Muğla’nın Köyceğiz ilçesinde bulunan Sandras Dağı, yörede Çiçek Baba Dağı olarak da anılıyor. Ancak yöre halkı için kutsal sayılan Sandras Dağı’nın zengin karaçam ormanlarıyla su kaynakları vahşi madenciliğin tehdidi altında.

SANDRAS’TA BEYOĞLU VE ZEYTİNBURNU’NDAN BÜYÜK RUHSAT SAHASI

Köyceğiz’e bağlı Yayla Köyü sınırlarında bulunan Gökçeova Gölünü de kapsayan 1902 hektarlık (19,2 kilometrekare) orman arazisinde özel bir firmaya maden ruhsatı verildi. Köyceğiz bölgesinin su kaynaklarının da bulunduğu Sandras Dağında sadece bir firmaya verilen maden ruhsatının kapsadığı alan, 9 kilometrekare olan İstanbul’un Beyoğlu ilçesinin iki katı, 12 kilometrekarelik Zeytinburnu ile 19 kilometrelik Esenler ilçelerinin de tamamından büyük bir alandan oluşuyor. Ancak Sandras Dağındaki tek maden ruhsatı bu değil. Ocak 2021 itibari ile 12 ayrı madencilik firmasına ruhsat verildiği belirtiliyor.

GÖKÇEOVA GÖLÜNÜN ÇEVRESİ DELİK DEŞİK EDİLDİ

Ruhsat sahasının 20,49 hektarlık bölümünde 2007 yılında verilen ÇED Gerekli Değildir kararı ile olivin madeni işletmesi açan Alfa Olivin-Endüstriyel Mineral Madencilik adlı firma, Gökçeova Gölü’nün olduğu bölgede büyük tahribata neden oldu. Binlerce ağacın yok edildiği bölgede ayrıca doğal yaşam da olumsuz etkilenirken köy yolları tahrip oldu.

MADEN FİRMASI 136 HEKTARLIK YENİ OCAK AÇMAK İSTİYOR

Karaçam ormanlarıyla kaplı olan bölgede bir buzul gölü olan ve Tabiatı Koruma Alanı olarak koruma altına alınan Kartal Gölü de bulunuyor. Köyceğiz Gölü’ne dökülen Namnam Çayı da maden ruhsatlarıyla parsellenen bölgeden geçiyor. Yaklaşık 5 yıldır bölge halkının tepkilerinin odağında olan Alfa Olivin firması, şimdi de oldukça geniş bir alana yayılan ruhsat sahasının batı kesiminde yeni bir ocak açmak istiyor. Bu amaçla yeni bir proje tanıtım dosyası hazırlayan firma, Muğla Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne başvurarak ÇED süreci başlatılmasını istedi.

HALKI BİLGİLENDİRME TOPLANTISI, HALKIN ENGELİNE TAKILDI

Muğla Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ise firmanın kapasite artırımı ve yeni işletme sahasıyla pasa döküm alanları gibi taleplerini içeren proje tanıtım dosyası için yöre halkının görüş ve önerilerini almak amacıyla 19 Ocak 2021 tarihinde ÇED toplantısı yapılacağını duyurdu. Saat 14.00’te Yayla köyündeki piknik alanında yapılacağı duyurulan ÇED toplantısına yerel halk ise tepki gösterdi.

‘ÇED TOPLANTISI YOK HÜKMÜNDEDİR’ İFADELERİ TUTANAĞA GEÇTİ

Covid-19 nedeniyle 65 yaş üzeri vatandaşların sokağa çıkma kısıtlamasının olduğu saatte ÇED toplantısı yapılmasını eleştiren yöre halkı, toplantıyı protesto etti. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü yetkililerinin hazırladığı tutanağa, toplantının yok hükmünde sayıldığı yönündeki yerel halkın görüşü de kayıt altına alındı.

VATANDAŞTAN YETKİLİLER HAKKINDA SUÇ DUYURUSU

Öte yandan Covid-19 pandemisi nedeniyle 65 yaş üzeri vatandaşlara sokağa çıkma kısıtlamasının olduğu saatlerde yapılan ÇED toplantısı hakkında Köyceğiz Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunuldu. İlçede yaşayan 65 yaş üstündeki vatandaşın yaptığı suç duyurusu dilekçesinde, görevi kötüye kullandığı iddia edilen ilgililerin yargılanması talep edilerek,  “Bugün yapılacak olan halkın katılımı toplantısının başlangıç saati 14.00 olarak belirlenip ilan edilmiştir. Buna göre, yaşı 65 üzerinde yurttaş olarak yasal biçimde toplantıya katılarak, uygulanacak proje hakkında düşünce ve görüşlerimi ifade etme hakkım bulunmamaktadır.  Bu durum ise Anayasa’nın 56 maddesinde ve Çevre Kanunu’nun 3. maddesinde, hem hak hem görev tanımlanan, aynı zamanda Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği’nde belirtilen katılım ilkesine aykırı,  yurttaş olarak çevreyi koruma konusunda üzerime düşenleri yerine getirmemi engelleyen bir durum yaratmaktadır” ifadelerine yer verildi.

SANDRAS DAĞININ DOĞAL KARAÇAM ORMANLARI TEHDİT ALTINDA, 33 BİN AĞAÇ KESİLECEK

Maden firmasının ÇED toplantısına da konu olan talebi, tahrip edilen Gökçeova Gölünün batısında, Yayla köyünün sırtlarında yer alan 136 hektarlık yeni bir işletme alanından oluşuyor. Bu durum Sandras Dağının bu bölgesindeki mevcut tahribatın yaklaşık 7 kat daha artacağı anlamına geliyor. Yöre halkı bu duruma tepki göstererek bölgedeki madenciliğin sona erdirilmesini talep ediyor. Firmanın hazırlattığı proje tanıtım dosyasında (ÇED Raporu) yer alan bilgilere göre, talep edilen yeni işletme sahasına izin verilmesi durumunda yaklaşık 33 bin 746 çam ağacının kesileceği kaydediliyor.

Sandras’ın çiğdemleri

YILDA İKİ KEZ DİNAMİTLİ PATLATMA, 50 BİN TON ATIK MALZEME

Projenin ÇED Raporunda ayrıca maden sahasında her biri 130 delikten oluşan yılda 2 ayrı dinamitli patlatmanın yapılacağı belirtilirken projenin ömrünün de 998 yıl olacağı öne sürülmesi dikkat çekiyor. Yıllık 200 bin ton üretimin planlandığı belirtilirken 50 bin ton da pasa adı verilen atık malzemenin çıkacağı tahmin ediliyor.

2486870cookie-checkSandras Dağında 33 bin çam ağacını katledecekler!
Önceki haberÜlkücüler “sokağa mı” iniyor?
Sonraki haberServet vergisi neden ve nasıl alınmalı?(V)
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.