Sansür…

İSMAİL CEM ÖZKAN – 12 Eylül öncesi bir sansür kurulu vardı, tek elden orada sansürlendi… Bugün ise sansür yapan kurum sayısı fazlalaştı, tek elden yerine eskisi gibi tek ideoloji ve tek parti çıkarını gözeterek sansür kurulları farklı mekanlarda çalışmaya devam ediyor. Kurum sayısı artınca elbette çalışan eleman sayısı da arttı, bir de sansür kurullarına dahil olmayan gönüllülerde toplum içinde aynı işlevi –rejimi/ istikrarı korumak- adına yapıyor…

Sansürün amacı bellidir, rejimin yalanlarını ortaya çıkaracak bilgileri- pardon doğrularını ve yaratılmış gerçeklikleri hakkında oluşacak soruları baştan önlemek amacı ile sistemin arıtma birimidir… Evimize gelen suları nasıl ki su arıtmadan geçirip yeniden temizliyorsa, bize ulaşacak olan bilgilerde devletin bekası için arındırması ve halkın yararına olmayan tüm bilgilerin temizlenmesini gereklidir ve bu işi adı farklı olan sansür kurulları yapar.

Halkın iyiliğini düşünen kurumlara verilen genel isim sansür kuruludur ama artık sansür demiyoruz, her kurum için oluşturulmuş birimlere birden fazla isim verilmektedir…

Yayınevi sahipleri yayınladıkları kitabı daha çok satmak için okuyucusunun istediği dili yakalamak adına sansür yapar, devlet adına görev yapanlar ise halka zararlı bilgi gitmesin diye…

Ortada bilgi varsa devletin çıkarı veya şirketin çıkarına ters geliyorsa ya süzerek kullanılır ya da görmezden gelip yokmuş gibi davranılır. Her durumda da sansür vardır, birinde görülen diğerinde görünmeyen…

Günümüz koşullarında sansürsüz toplum ve şirket olmaz, çünkü çıkar varsa orada sansür kaçınılmazdır…

Sansürlerin hepsinin işlevi aynıdır, zarlı olacak bilgiyi / kelimeyi temizlemek…

Reklamını kesen sansür kuruluna Basın İlan Kurumu, ekranda kelime cımbızlayana RTÜK, cumhurbaşkanına hakaret suçu ve takibi için oluşturulmuş avukatlar grubu… Maliye bakanlığında bile sansür kurulu var, bazı rakamlar yok sayılır ya da görmezden gelinerek eksik bırakılan rakamlar halka açıklanır… Aynı şeye benzer söz konusu işler ise istatistik kurumu içinde geçerlidir, öyle örnekler alınır ki sokağın sesi farklı çıkar her açıklamada… Piyasayı belirleyen kurumların açıklaması aynı şekilde, kısaca kamuoyunu etkileyecek her açıklamanın olduğu yerde bir sansür kurulu vardır…

Bu arada “Sansür Kurumu/ dairesi” diye bir kurum kaldı mı?

İş yerinde patrona iş arkadaşını ispiyonlayan da farklı bir sansür kurumu işlevi görüyor, o gelince otosansür devreye giriyor! Patronun/ daire başkanlarının kulağı olanların olduğu yerde ister istemez otosansür devreye girer, patronun/ daire başkanlarının hoşuna gidecek haberlerin oluşumunu sağlayanlar da farklı bir sansür kurulu işlevi görür… Sansür hep içeriye karşı yapılmaz, bazen içe yönelik sansür kurulları da olur. Devletin lideri bir gün çıkar der ki “kandırıldım!” bilin ki orada ters sansür hayattaki görevini yapıyordur!

Sansürsüz anımız yok gibi!

Metrobüs’te / otobüste yanında duran/oturan kişi WhatsApp yazışmayı okuyor ve polise şikayet ederek kurumun kendisine verdiği görevi yerine getiriyor…

İran’da bugünlerde kadınların ayaklanması ile başlayan süreçte internet kesilmesi ve sansürden bahsediyor ama bizde de hiç bir şey eskisi gibi değil… Yaşantımızın her anında süzülmüş bilgiler altında gerçekten uzaklaştığımız bir yaratılmış gerçeklik içinde hayatı anlamaya ve kavramaya çalışıyoruz…

_______________

http://galatagazete.blogspot.com.tr/

2638360cookie-checkSansür…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.