1993-1995 yılları arasında Bosna Hersek’de gazeteci olarak görev yapan Ali Koçak’ın gözlem ve deneyimlerine dayalı gerçek öykülerden yola çıkılarak gerçekleştirilecek film projesinde Bosna-Hersek’de savaş sırasında yaşanan insanlık trajedisi anlatılacak.
Gazeteci Fatih Tan’ın Saraybosna’da tanıklıklarından yola çıkılarak öyküleştirilen yaşanmış tarihi olaylar, geleceğe de kalacak belge niteliğinde olacak. Merkezi Ankara’da bulunan Düş Yapım Genel Koordinatörü Hakan Atalay, Saraybosna’da yanşanan insanlık trajedisini belgeleştirmenin vicdan borcu olduğunu vurguladı.
Atalay senaryo yazımı devam ederken, konuya ilişkin tarihi görsel ve yazınsal dökümanların da oluşturulan bir ekip tarafından toplanmaya başlandığını bildirdi.
Atalay, sinema filminin kurgusal niteliği olmasına karşın fimin gelecekte de olaylara tanıklık edecek belgesel özelliği olacağını ifade etti.
Filmin savaş aksiyon filminden öte Koçak’ın gözlemlerine ve yazdığı Karda Kalan İz adlı kitaptaki gerçek öykülere bağlı kalınarak projelendirilmesinin ilk olma özelliğini taşıdığını bildiren Atalay, yaşanan tarihi olayların bir belge film formatında ele alınacağını bildirdi.
Filmdeki karakterlerin oyunculuk yönü kamuoyunda kabul görmüş kişilerden oluşturulacağını ifade eden Atalay, Bosna savaşının ve Boşnakların uğradığı vahşetin Türk kamuoyunda yoğun tepkilere karşın Türk sinemasında konunun ele alınmayışının eksikliğine dikkat çekti.
Hakan Atalay, ABD başta olmak üzere konuya ilişkin uluslar arası sinema endüstrisinin sayısız sinema örneklerinin olduğunu hatırlatarak, projeye ilişkin senaryo çalışmalarının yanı sıra cast, ilgili yönetmenlerle görüşme ve sponsor çalışmalarının sürdüğünü bildirdi.
AÇIK GAZETE: Bosna-Hersek’i bir dönemin gerçek tanığının öyküleriyle, kendi dil ve üslubuyla anlatmaya karar veren Düş Yapımı kutluyoruz. Bu proje Türkiye’de sinemacıların artık geniş bir vizyonla, küresel konuları seçtiklerini de gösteriyor.
O dönemde canı pahasına gazetecilik yapan Koçak’ın kendi öyküsü Hollywood filmlerini geride bırakan cinsten. Koçak meslek adına tanık olduğu bu korkunç savaşın, kendi yaşamında ve psikolojisinde yarattığı depremi ne yazık ki yine kendisi üslenmek zorunda bırakıldı.
Korkunç vahşetin bir daha yaşanmaması, insanlığa ibret olması için değerli meslektaşımızın o zeki, parlak ve güzel gözlerinin gördüklerinin bir kitaba, bir filme dönüşmesi yalnız Koçak’ın değil bütün meslektaşlarımızın da tesellisi olacaktır… Bosna Hersek’te karda kalan izin mutlaka bir diyeti, bir umudu olmalı… Bu bağlamda Düş Yapıma destek olmak medyanın yanısıra dışişleri ile kültür ve turizm bakanlıklarına da düşüyor…
