Savaşın kıskacındaki Suriye’den 15 bin ton pamuk ithal ettik!

YUSUF YAVUZ / AÇIK GAZETE – Bir zamanlar pamuk üretiminde dünyanın önemli ülkeleri arasında bulunan Türkiye’de 2002 yılında 721 bin hektar olan pamuk ekim alanı 2017’de 501 bin hektara geriledi. Ziraat Mühendisleri Odası’nın yayınladığı 2018 yılı Pamuk Raporu, Türkiye’nin net olarak pamuk ithalatçısı konumunda olduğunu ortaya koydu. ZMO’nun raporuna göre 2017’de 67 bin ton pamuk ihraç eden Türkiye’nin ithal ettiği pamuk miktarı ise 914 bin ton. Üretimi ihtiyacını karşılamayan Türkiye , pamuk ithalatına yalnızca 2017’de 1.67 milyar dolar ödedi. Türkiye’nin pamuk ithalatında ilk sırayı alan ABD’yi Brezilya, Türkmenistan ve Suriye izledi. Türkiye’nin 2017 yılında savaşın kıskacındaki Suriye’den 14.574 ton pamuk ithal ettiği ortaya çıktı.

Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO), Türkiye’nin pamuk üretimine ilişkin bir rapor hazırladı. ‘Pamuk Raporu 2018’ başlığını taşıyan araştırmaya göre, Türkiye’de 1961 yılında 649 bin hektar, 2002 yılında 721.077 hektar alanda pamuk ekimi yapılırken 2017 yılında ise 501.853 hektar alan da ekim yapıldı. 2018 yılında pamuk ekim alanının 5.8-5.9 milyon dekar bandında, üretimin ise 2.7-2.8 milyon ton civarında olacağının tahmin edildiği kaydedilen raporda şu bilgilere yer verildi:

PAMUK ÜRETİMİNİN MERKEZİ ÇUKUROVA’DAN GAP’A KAYDI

“Yaz yağışlarının görüldüğü ve yaz sıcaklıklarının düşük olduğu yerlerde pamuk üretimi yapılamamaktadır. Şanlıurfa GAP kapsamında sulamaya açılan Harran ve Suruç ovaları ile pamuk üretiminde önemli bir merkez haline geldi. Bu nedenle Türkiye’de pamuk üretimi en çok Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden gerçekleştirilmektedir. 2017 yılında toplam pamuk üretiminin yüzde 42’si Şanlıurfa’da yapıldı. Aydın, Hatay, Diyarbakır ve Adana’da yapılan pamuk üretiminin toplamı, yaklaşık olarak Şanlıurfa’daki üretim kadar olmuştur.

TÜRKİYE’DE YAKLAŞIK 80 BİN PAMUK ÜRETİCİSİ VAR

Kesin bir veri olmamasına rağmen, ülkemizde 70-80 bin civarında pamuk üreticisi olduğu tahmin edilmektedir. Pamuk üreticilerinin en önemli sorunu, diğer tarımsal sektörlerde olduğu gibi yüksek üretim maliyetleridir. Bu nedenle sadece pamuk üretimin değil, tüm tarımsal üretimin sürdürülebilir olması için üreticilere dünya koşullarında girdi temini sağlanması gerekmektedir.”

GİRDİ FİYATLARI YÜKDELDİ, PAMUK ÜRETİCİSİ FARKLI ÜRÜNLERE YÖNELDİ

Pamuk üretiminin yapıldığı illerin alternatif ürün çeşitliliğinin fazla olduğu yerler olması nedeniyle üreticilerin pamuk fiyatlarına ve destekleme miktarına bağlı olarak farklı ürünlere yönelmesine neden olduğuna dikkat çekilen raporda, “Ülkemizde pamuk üretim maliyetlerinin, girdi fiyatlarının yüksekliği nedeniyle birçok pamuk üretici ülkeye oranla yüksek olması, rekabet gücümüzü olumsuz yönde etkilemektedir. Bu olumsuzluğu azaltmak için birçok ülkede olduğu gibi üreticilere çeşitli şekillerde destekleme ödemeleri yapılmaktadır. Yapılan desteklemeler, tüm diğer tarımsal desteklemelerde olduğu gibi üreticinin artan maliyetlerini karşılayabilecek ve üretimini sürdürmeye teşvik edecek seviyede olmalıdır” ifadelerine yer verildi.

TÜRKİYE NET PAMUK İTHALATÇISI KONUMUNDA

Pamuk tohumu üretiminin tamamına yakın kısmının 1990’lı yıllara kadar kamu tarafından üretilirken, bugün tam tersi bir durumla özel sektör tarafından gerçekleştirildiği bilgisine yer verilen ZMO’nun raporunda, rakamlara bakıldığında Türkiye’nin net olarak pamuk ithalatçısı ülke konumunda olduğuna dikkat çekilerek şu bilgilere yer verildi:

SAVAŞIN ORTASINDAKİ SURİYE’DE 15 BİN TONA YAKIN PAMUK İTHAL EDİLDİ

“2000 yılında 27 bin ton pamuk ihracatına karşılık, 566 bin ton ithalatı yapılmışken, 2017 yılında 67 bin ton ihracata karşılık, 914 bin ton ithalat yapılmıştır. 2017 yılında pamuk ithalatı için 1.67 milyar dolar ödenmiştir. Türkiye’nin pamuk ihraç ettiği ülkelerin başında; İtalya, Polonya, Hollanda ve İspanya gelmektedir. Türkiye 2017 yılında pamuk ithalatının yüzde 43,22’sini ABD’den, yüzde 10,34’ünü Brezilya’dan, yüzde 7,89’unu Türkmenistan’dan gerçekleştirirken, Suriye’den 14.574 ton pamuk ithalatı yapılmıştır.”

2003-2017 YILLARI ARASINDA PAMUK İTHALATI YÜZDE 56 ARTTI

Pamuk üretiminde karşılaşılan sorun ve çözüm önerilerine de yer verilen raporda şöyle denildi:

“Türkiye’de pamuk üretim miktarı ihtiyacı karşılayamamaktadır. 1990’lı yıllarda tekstil sektörünün gelişmesine paralel olarak pamuk tüketimi artmış ancak üretim miktarı artmamıştır. Ekim alanları Türkiye’de 2002 yılında 2017 yılına kadar yüzdeki 30 oranında azalmıştır. İthalat politikaları ise pamukta da devam etmiş ve yetersizlik ithalat yolu ile giderilmeye çalışılmıştır. Sonuçta 2003- 2017 yıllarında pamuk ithalatı yüzde 56,25 oranında artmıştır. Ülkemizde pamuk üretim ve tüketiminin ekonomideki önemi dikkate alınarak, pamuk üretimi tüketimi karşılayacak bir seviyeye getirecek politikalar oluşturulmalıdır.

PAMUK ÜRETİMİNDE VERİLEN DESTEKLER YETERLİ DEĞİL

Pamuk üretimi için verilen destekler yeterli değildir. Bu nedenle Ege ve Çukurova bölgeleri pamuk üretimi için son derece uygun olmasına rağmen üreticiler başka ürünleri üretmeye yönelmiştir. Ayrıca, pamuk prim hak endişesi, çiftçilerin istenen evrakları tamamlanmasındaki güçlükler ve prim miktarlarının geç açıklanması gibi sorunlar üreticileri olumsuz yönde etkilemektedir. Pamuk destekleme primleri rakip ülke koşulları ve dünya fiyatları göz önüne alınarak düzenlenmelidir. Havza bazlı destekleme modelinin etkin bir şekilde takibi ve uygulanması sağlanmalıdır. Pamuk üretiminde daha çok verim ve kaliteye sahip olan alanlarda ekim desteklenmelidir. ABD ve AB pamuk üretimlerini ve ticaretini yüksek oranda desteklemeye devam etmektedir.

PAMUKTA UZMANLAŞMIŞ KOOPERATİFLER DESTEKLENMELİ

Türkiye’de üretici örgütlerin yetersizliği pamuk üretiminde önemli sorunlardan biridir. Pamukta uzmanlaşmış kooperatif birlikleri olan ve TARİŞ Pamuk Birliği, Çukobirlik ve Antbirlik’in etkinliği artırılmalıdır. Birliklerin sektördeki rolü arttırıldığı takdirde pamuk piyasalarında istikrar sağlanabilir. Pamukta standardizasyon, kalite kontrol ve kontaminasyon önemli bir sorundur. Bu sorunun çözülmemesi pamuğun iç ve dış piyasa değerini düşürmekte ve ithal pamuğa olan talebi artırmaktadır. Pamukta kirliliğin önüne geçilmeli, kaliteli üretim artırılmalı, lisanslı depoculuk sistemi yaygınlaştırılmalı ve tek balya standardizasyonuna geçilmelidir.”

DÜNYA PAMUK ÜRETİMİNİN YÜZDE 25’İNİ ÇİN KARŞILIYOR

2016 yılında dünyadaki pamuk üretiminin yaklaşık yüzde 25’ini Çin, yüzde 22’sini Hindistan, yüzde 15’ini ise ABD gerçekleştirdiğine işaret edilen ZMO raporunda, aynı yıl Türkiye’nin dünya pamuk üretimindeki payı yüzde 3 olduğu belirtildi. Dünya nüfusunun hızla artışı yanında, toplumların sosyo-ekonomik yapısının oluşturduğu isteklere bağlı olarak, dünyada pamuk üretiminde önemli değişmeler olduğunun altı çizilen raporda şöyle denildi: “Avrupa’da tekstil endüstrisinde,18. yüzyıl sonlarında giyim amacıyla tüketilen lifler 1 milyon ton civarında iken, 20. yüzyılda artan talep ile 14 milyon tona çıkmıştır. Lif tüketimindeki artışı yanında, kullanılan liflerin cinslerinde de değişiklikler olmuştur. 19. yüzyılda kullanılan liflerin yüzde 78’ni yün, yüzde 18’ini keten, yüzde 4’ünü pamuk oluşturur iken, 20. yüzyılda pamuk liflerinin kullanım oranı yüzde 74’e yükselmiş, yün yüzde 20’ye, keten ise yüzde 6’ya düşmüştür. Bu durum, pamuk liflerinin insan sağlığı yönünden diğer liflere oranla daha iyi özelliklere sahip olması yanında, özellikle, 1750 yılında, otomatik mekik; 1767 yılında, iplik eğirme makinası; 1786 yılında, makine ile çalışan dokuma tezgâhı; 1783 yılında, rollergin çırçır makinası; 1796 yılında, sawgin çırçır makinası; 1801 yılında, buhar makinasının endüstriye girmesi; başka bir deyişle pamuğun çırçırlanabilme ve işlenebilirliğinin kolaylaştırılması ile oluşmuştur.”

2246380cookie-checkSavaşın kıskacındaki Suriye’den 15 bin ton pamuk ithal ettik!
Önceki haberİnternette kimliğinizi ne kadar koruyabiliyorsunuz?
Sonraki haberCinayet gibi kaza 19 yaşındaki öğrenciyi canından etti
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.