Sel için plan var, önlem yok!

YUSUF YAVUZ / AÇIK GAZETE – Kastamonu ve Sinop’taki sel ve taşkınlar konusunda Su Yönetimi Genel Müdürlüğü’nün 2019’da kapsamlı bir eylem planı hazırlayarak olası felaketler hakkında uyarılarda bulunduğu ortaya çıktı…

Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü’nün 2019 yılında hazırladığı taşkın eylem planı raporunda, Sinop ve Kastamonu illerini de kapsayan bölgedeki taşkın riskine karşı uyarılara yer verilirken alınması gereken önlemler de sıralanıyor. Sinop’un Ayancık ilçesiyle Kastamonu’nun Çatalzeytin, Bozkurt, Abana ve Cide ilçelerindeki olası taşkınların vereceği olası zararların modellemelerine de yer verilen raporda, Ezine Çayı sağ ve sol sahillerinde yoğun yerleşim ve ticari alanlar mevcuttur. Ezine Çayı üzerinde yapılan incelemelerde hazırlanan 1 boyutlu modelde 500, 100 ve 50 yıllık taşkın tekerrür debileri için taşkın ihtimali olduğu anlaşılmıştır” ifadelerine yer verilirken Sinop Havaalanının da taşkın riski altında olduğuna işaret ediliyor.  

Türkiye, iki haftadır önce güney illerindeki orman yangınlarıyla, ardından ise Karadeniz’in batı illerinde yoğunlaşan sel felaketleriyle boğuşuyor. Sinop ve Kastamonu’da yaşanan sel felaketlerinin ardından can kayıplarının sayısı her geçen gün artıyor. Yaşanan bu korkunç felaketin ardından en çok tartışılan kurumların başında Tarım ve Orman Bakanlığı vardı. Hem orman yangınlarına müdahalelerdeki yetersizliğe, yangın söndürme uçağı tartışması da eklendi. Hemen ardından ise bu kez de Kastamonu’nun Bozkurt ilçesindeki taşkının ardından bölgede bulunan HES’ler ülke gündemine oturdu.

BAKANLAR HES’İ SAVUNUYOR, HALK KAYBOLAN YAKINLARINI ARIYOR

Hem Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, hem de İçişleri Bakanı Süleyman Soylu HES’leri savunan açıklamalar yaparken, DSİ Genel Müdürlüğü ise HES’lerin taşkını önleme ya da etkisini azaltma işlevleri bulunduğunu iddia eden bir açıklama yaptı. Ancak bölgede göz göre göre gelen taşkın felaketinin yarattığı tartışmalar bitmedi. Bir yandan yaralar sarılmaya çalışılırken diğer yandan ise yöre halkı sele kapılıp giden yakınlarının cansız bedenlerini arıyor.

2019’DA TAŞKIN YÖNETİM PLANI HAZIRLANDI, FELAKET BİLE BİLE GELDİ

Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı kurumlardan biri olan Su Yönetimi Genel Müdürlüğü’nün Batı Karadeniz Bölgesi için Temmuz 2019’da hazırladığı ‘Taşkın Yönetim Planı’, zamanında gerekli önlem ve tedbirlerin alınması durumunda bugün yaşanan felaketin sonuçlarının bu kadar ağır olmayacağını ortaya koyuyor.

BÖLGEDEKİ 226 YERLEŞİM YERİ TAŞKIN RİSKİ ALTINDA

Kurum tarafından özel bir firmaya hazırlatılan 821 sayfalık “Batı Karadeniz Havzası Taşkın Yönetim Planı”, bugün sellerle ve can kayıplarıyla ülke gündemine gelen bölgedeki yerleşimlerin taşıdığı taşkın riskleri konusunda uyarılar içeriyor. Farklı disiplinlerden uzmanların yürüttüğü çalışma kapsamında bölgede bulunan 2306 yerleşim ele alındığı belirtilerek, “Tüm havzada ön risk değerlendirme çalışmaları kapsamında 226 yerleşim yerinin taşkın riski taşıdığı sonucuna varılmıştır” ifadelerine yer veriliyor.

TAŞKIN RİSKLERİNİN AZALTILMASI AMAÇLANMIŞTI

Batı Karadeniz Havzası’nda meydana gelebilecek taşkın risklerinin belirlenmesine, değerlendirilmesine ve azaltılmasına yönelik yapılması gereken çalışmaları ve bu çalışmaları yürütecek kurum ve kuruluşları belirlemeyi amaçlayan taşkın yönetim planı kapsamında çalışma yürütülen havzadaki arazi kullanımı ve sosyo-ekonomik durumuna ilişkin bilgilerin yanı sıra, su kaynakları ile geçmişte yaşanan taşkınlara değinildi.

‘AB TAŞKIN DİREKTİFİNİN GEREKLİLİKLERİ YERİNE GETİRİLECEK’

Taşkınları önlemek konusunda alınması gereken tedbirlerin yanında AB Taşkın Direktifinin gereklilikleri de yerine getirmeyi amaçlayan yönetim planının geleceğe yönelik hedefleri ise şöyle sıralanıyor: “Havzadaki olası bir taşkın sonucunda insan hayatı, mal-mülk, çevre, doğal, tarihi ve kültürel varlıklar açısından ortaya çıkabilecek maddi ve manevi kayıp ve zararlarının önlenmesi ve/veya azaltılması için yapılması gerekli olan tüm çalışmaları ve kurumlar arası koordinasyonu düzenlemektir. Bu plan ile Türkiye’de, taşkınların olumsuz sonuçlarının azaltılması için idari ve teknik kapasitesinin daha ileri düzeyde geliştirilmesi, yerel makamlar, sanayiciler, çiftçiler, turizm sektörü, vb. gibi farklı grupların daha iyi koordine edilebilmesi ve genel kamuoyu da dâhil olmak üzere farkındalığın arttırılması mümkün olacaktır. Aynı zamanda AB Taşkın Direktifinin gereklilikleri de yerine getirilecektir.”

Batı Karadeniz Taşkın Yönetim Planında, bugün sellerin vurduğu bölgedeki yerleşimlere ilişkin şu bilgilere yer veriliyor:

‘BOZKURT VE ABANA’DA TAŞKIN SUYUNUN HIZI SORUN OLACAK’

“Ezine Çayı, Kastamonu İli Bozkurt ve Abana ilçelerinden geçerek Karadeniz’e mansaplanmaktadır. Dere yatağı eğimi Bozkurt ilçesinde, ortalama binde 11 ve Abana ilçesinde binde 8 olmaktadır. Ezine Çayı sağ ve sol sahillerinde yoğun yerleşim ve ticari alanlar mevcuttur… Ezine Çayı üzerinde yapılan incelemelerde hazırlanan 1 boyutlu modelde 500, 100 ve 50 yıllık taşkın tekerrür debileri için taşkın ihtimali olduğu anlaşılmıştır. Bozkurt ve Abana ilçesinde yayılım alanlarında taşkın suyunun hızı ve derinliğinin sorun olacağı tespit edilmiştir. Dere kenarlarına yakın yerler ve ilçe içinde su hızının yer yer yaklaşık 2 m/s’ye ulaştığı tespit edilmiştir. Yine, Bozkurt ve Abana İlçesi’nin taşkın yayılım bölgelerinde su derinliğinin çayın etrafında 1.5 m yüksekliğe ulaştığı tespit edilmiştir. Ezine Çayı’nın sol ve sağ sahil yayılım alanındaki su hızının da derinlik kadar sorun üreteceği sonucuna varılmıştır. Özellikle taşkın tehlike haritası sonucunda derenin sağ sahili, yüksek taşkın tehlike riskine maruza kalmaktadır. 2014 yılında Ezine çayı taşması sonucunda Abana ilçesi yerleşim yerleri ve ticaret alanları sular altında kaldığını görülmektedir. 2014 Yılındaki taşkında fırtına kabarması nedeniyle derenin boşalmasını engelleyerek taşkının etkisini artırmıştır… Bozkurt İlçesi Yakaören Köyü yerleşimi içinden geçen İlişi Çayı akarsu yatağının 350 metrelik bölümünde, Yakaören Köyü yolu paraleli denizin yaklaşık 500 metre membaından başlayarak deniz çıkışına kadar, 500 yıllık taşkın tekerrür debisini geçirecek şekilde sağ sahilde 2.5 metre yükseltilmesi gerekmektedir.”

‘ÇATALZEYTİN ÇAYINDA TAŞKIN İHTİMALİ VAR’

“Çatalzeytin Çayı üzerinde yapılan incelemelerde hazırlanan 1 boyutlu modelde 500 yıllık taşkın tekerrür debileri için taşkın ihtimali olduğu anlaşılmıştır… Taşkın Tehlike ve Taşkın Su Derinlik haritalarının analizinden, Çatalzeytin İlçesi’nde yayılım alanlarında taşkın suyunun hızı ve derinliğinin sorun olacağı tespit edilmiştir. Dere kenarlarına yakın yerler su hızının yer yer 2.5 m/s ve ilçe içinde su hızının yer yer yaklaşık 1.5 m/s’ye ulaştığı tespit edilmiştir. Çatalzeytin Çayı’nın sağ sahil mansabında yayılım alanındaki su hızının da derinlik kadar sorun üreteceği sonucuna varılmıştır. Çatalzeytin Çayı akarsu yatağının 420 metrelik bölümünde, Yeni Sanayi Sitesi Cad. paraleli, Sinop- İnebolu yolu kesişiminden 450 metre membaından başlayarak Yeni Sanayi Sitesi Cad. paraleli Sinop- İnebolu yolu kesişimine kadar, 500 yıllık taşkın tekerrür debisini geçirecek şekilde duvarların her iki sahilde en az 1 metre yükseltilmesi gerekmektedir.”

CİDE: BELEDİYENİN YAPTIĞI KÖPRÜ TAŞKINA NEDEN OLDU

“Cide ilçesi, tarihi olarak taşkınların yaşandığı ve hem ekonomik hem de sosyal olarak büyük zararlar verdiği bir bölgedir. Sarıkaya Deresi ve Kuz deresi şehir merkezinin hemen membaında birleşmektedir. Sarıkaya deresi binde 12’lik bir eğimle binde 18’lik bir eğime sahip olan Kuz deresiyle birleşerek ortalama eğimi binde 5 olan Cide deresi adıyla Karadeniz’e dökülür. Yerleşim alanı, sağ sahilde 250 metreye varan dik yamaçlı bir yükselti ile sol sahili de 220 m ye varan yayvan bir yükselti arasına kurulmuştur. Yoğun yerleşim membaya doğru 3-4 km devam ederken sahil boyunca yoğun olarak devam etmektedir. Cide ilçesinde 13-14.08.2016 yılında ekonomik zararlı bir taşkın yaşanmıştır. Bundan önce 27.07.2009 tarihinde 67 ev ve iş yerinin sular altında kaldığı bir taşkın; 27.07.1983 tarihinde ekonomik zararın meydana geldiği ve altyapının zarar gördüğü bir taşkın yaşanmıştır. DSİ 23. Bölge tarafından hazırlanmış olan 2016 yılı taşkını sonrasında hazırlanmış Taşkın Raporu’na göre; taşkın anında pik debinin 250 m3/sn olduğu tahmin edilmektedir. Taşkına, geçmiş yıllarda belediyesince yapılmış kesiti yetersiz yay köprüsü ve dere yatağı içerisinde yetişmiş olan bitkilerin sebep olduğu düşünülmektedir. Taşkından 1 okul ve 78 adet ev ve işyeri etkilenmiştir.

CİDE İLÇESİNİN BÜYÜK KISMI TAŞKIN RİSKİ ALTINDA

Hidro-dinamik modelleme sonuçlarına göre 500 yıllık tekerrürlü taşkın debisi gelmesi durumunda; ilk taşma Sarıkaya Deresi sağ sahilinde gözlenmekte, ilk taşmayı aynı bölgede sol sahilde ve iki dere birleşiminde sağ sahilde gerçekleşen taşma izlemektedir. Eş zamanlı olarak Kuz Derede Demirci Sokağı bağlayan köprüde taşma gözükmektedir. Akarsuyun mansap kısmında mansap kesiti dışında taşkın olmamakta, membada gerçekleşen taşınlar akarsu boyunca mansaba taşınmaktadır. Taşkın yatağında su derinliği 2.5 m’yi aşmakta maksimum su hızı 2 m/sn’yi geçmektedir. Sonuç olarak, Q500 debisinin gelmesi durumunda, Cide ilçesinin akarsu etrafında kalan yerleşimlerinin büyük bir çoğunluğunun taşkın sularından etkilenme olasılığı olduğu görülmüştür.”

DEVREKANİ’DE TARIM ALANLARI VE TİCARİ TESİSLER RİSK ALTINDA

“Koru Deresi ve Tekke Deresi Devrekani İlçe merkezinin sırasıyla sol ve sağ sahilinden geçerek Değirmen Deresine mansaplanmaktadır. Hidro-dinamik modelleme sonuçlarına göre 500 yıllık tekerrürlü taşkın debisi gelmesi durumunda; Koru Deresinde şehir içinde ve mansabında yayılmalar görülmekte ve yatağından taşan sular yerleşim alanlarına zarar vermektedir. Tekke Deresi şehir geçişinde yer yer mahallî taşmalar görülmekle beraber şehir geçişinde yerleşimlere zarar verecek bir taşkın olayı öngörülmemektedir. Bunun yanında mansapta geçiş yapılarını geçerken problemler olabileceği öngörülmektedir. Bu bölgede taşmalar yoğunlukla tarım arazilerini etkilemekle beraber yol kenarında ticari tesisleri etkileyebileceği öngörülmektedir.”

AYANCIK’TA TAŞKIN SULARI 3 METREYE KADAR YÜKSELİYOR

“Ayancık İlçe Merkezi, hidro-dinamik modelleme çalışmaları DSİ tarafından çalışılmış olup, Ayancık Çayı mansabında Q500, Q100 ve Q50 taşkın debileri sırasıyla 1085.36 m3 /s, 815.13 m3 /s ve 686.15 m3 /s olarak hesaplanmıştır. Hidro-dinamik model sonuçlarına göre, derenin her iki sahilinden taşmalar mevcuttur. Yan kollarda daha fazla taşkın gözlenmektedir. Her iki sahilde taşan sular, vadinin derin ve dar olması sebebiyle geniş alanlara yayılamamıştır. Ancak birçok noktada taşkınların yaşandığı anlaşılmıştır. İlçe merkezinin bulunduğu mansap kısmında da taşkın alanları bulunmaktadır. Özellikle sol sahil tarafında daha geniş yayılım olmakta ve yerleşimi tehdit etmektedir. Taşkın su derinlikleri çukur alanlarda yükselmekteyken genellikle 1 metre dolayında seyretmektedir. Arazi yapısının etkisiyle 3 metreye kadar yükselen su derinlikleri saptanmıştır. Taşkın alanları arazi yapısı dolayısıyla çok geniş değildir. Ancak birikimler sebebiyle su derinliği değerleri genellikle yüksek seyretmektedir.”

BARTIN KENT MERKEZİ DE TAŞKIN RİSKİ İLE KARŞI KARŞIYA

“Bartın il merkezinde yaşanacak 50 yıl tekerrürlü taşkın olayında 1772 kişinin, 100 yıl tekerrürlü taşkın olayında 2548 kişinin, benzer şekilde 500 yıl tekerrürlü taşkın olayında da yaklaşık 5859 kişinin etkilenmesi beklenmektedir. 500 yıl tekerrürlü bir taşkın olayı yaşanması durumunda yapıların gördüğü zararın toplam zarara oranı % 47.61 olmaktadır. Yolların gördüğü zararın toplam zarara oranı % 29.5 olurken, araçların gördüğü zarar % 22 civarındadır. 100 yıl tekerrürlü bir taşkın olayı yaşanması durumunda, yapıların gördüğü zararın toplam zarara oranı % 43, yolların gördüğü zararın oranı % 38 ve araçların gördüğü zararın oranı % 18 olmaktadır. 500 yıl tekerrürlü bir taşkın yaşanması durumunda zararın çok büyük bir kısmını (% 37.23) Konutların gördüğü zarar oluşturmaktadır. Konutları % 35.68’lik pay ile ticari ve endüstriyel yapılar takip etmektedir. Geriye kalan % 22.73’lük kısmı ise diğer risk unsurları paylaşmaktadır.”

ULUS İLÇESİNDE YÜZLERCE KİŞİ TAŞKININ TEHDİT ALTINDA

“Bartın Ulus İlçesinde yaşanacak 50 yıl tekerrürlü taşkın olayında 469 kişinin, 100 yıl tekerrürlü taşkın olayında 908 kişinin, benzer şekilde 500 yıl tekerrürlü taşkın olayında da yaklaşık 1938 kişinin etkilenmesi öngörülmektedir.”

SİNOP HAVAALANI TAŞKIN BÖLGESİNDE İNŞA EDİLDMİŞ

“Yapılan hidrolik modelleme sonucunda Sinop Havaalanı Bölgesi için 500, 100 ve 50 yıl tekerrürlü taşkın olaylarının risk oluşturduğu gözlemlenmiş, Sinop Havaalanı Bölgesi’nde yaşanacak 50 yıl tekerrürlü taşkın olayında 9 kişinin, 100 yıl tekerrürlü taşkın olayında 39 kişinin, benzer şekilde 500 yıl tekerrürlü taşkın olayında da yaklaşık 93 kişinin etkilenmesi beklenmektedir. 500 yıl tekerrürlü bir taşkın yaşanması durumunda zararın çok büyük bir kısmını (% 89.47) Konutların gördüğü zarar oluşturmaktadır. Konutları % 5.62’lik pay ile Eğitim Kurumları takip etmektedir. Geriye kalan % 4.91’lik kısmı ise diğer risk unsurları paylaşmaktadır.”

2540680cookie-checkSel için plan var, önlem yok!
Önceki haberBU GÖL İZNİK GÖLÜDÜR: BİR GÖL İNSANI DEMİRCİ MUSTAFA
Sonraki haberAfganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani ülkeyi terk etti
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.