Şelalede kim basketbol oynayacak!

YUSUF YAVUZ / AÇIK GAZETE – Van Muradiye Şelalesine turist çekmek için uygulamaya konulan 4,5 milyon TL maliyetli çevre düzenlemesini yerinde inceleyen Turizm Marka Uzmanı Önder Cırık: “Muradiye Şelalesinin ihtiyacı tenis kortu veya cami midir? Kim orada tenis, voleybol veya basketbol oynayacaktır?”

Van’ın Muradiye ilçesinde bulunan Muradiye Şelalesi’nde belediye tarafından turizmi geliştirmek amacıyla uygulanan çevre düzenlemesi projesine Turizm Marka Uzmanı Önder Cırık’tan tepki geldi. Futbol ve basketbol sahaları ile restoran ve cami gibi üniteleri de kapsayan projenin çalışmaları sürerken alanı inceleyen Cırık, “Neden doğal peyzajı yok edip saçma sapan peyzajlar yapmaya uğraşıyoruz? Kafe, restoran, büfe ve otopark hali hazırda şelale tarafında zaten mevcut. Neden doğal bir alanı tahrip edip hali hazırda olan şeyleri yeniden yapıyoruz? Muradiye Şelalesi’nin ihtiyacı tenis kortu veya cami midir? Kim orada tenis, voleybol veya basketbol oynayacaktır? Namaz, kılınan yer temiz olduktan sonra her yerde yapılabilen bir ibadet. Şelale civarında sürekli yaşayan kimseler de yok. Bu yok ediş, bu doğal olanı bozup betona boğuş neden? Ciddi bir ekonomik krizden geçtiğimiz bir dönemde peki bu kadar israf neyin nesi? Hem de Muradiye Şelalesi’ni cazibe merkezliğinden çıkarıp yok eden bir proje için harcanan onca para. Yazık. Hem de çok yazık! Van adına çok üzüldüm” değerlendirmesinde bulundu.

MURADİYE ŞELALESİNE 4,5 MİLYONLUK PROJE

Van’ın en önemli doğal miraslarından biri olan Muradiye Şelalesi ve çevresinde, Muradiye Belediyesi tarafından çevre düzenlemesi başlatıldı. Maliyetinin 4,5 milyon TL olduğu belirtilen projeyle Muradiye Şelalesinin bulunduğu alanda, yürüyüş yolları, seyir terasları, restoran, kafeterya ve mesire yerlerinin yanı sıra çocuk oyun alanları, yerel ürün satış noktaları, futbol ve basketbol sahaları gibi üniteler inşa edilecek.

ŞELALE DAHA İYİ GÖRÜLSÜN DİYE ARAZİ TIRAŞLANDI

Bir süredir devam eden inşaat çalışmaları sırasında daha iyi görülmesi için şelalenin karşısında bulunan arazi iş makineleriyle tıraşlanarak hafriyat malzemeleri dere yatağına döküldü. Alanda bulunan ağaçların ve bitki örtüsünün çalışmalar sırasında yok edildiğini belirten ziyaretçiler ise uygulamaya tepki gösterdi.

KAYMAKAMDAN AÇIKLAMA: ‘ŞELALE ÇÖPLÜK VE MEZBELEYDİ, DEĞER VERİYORUZ’

Konuyla ilgili haberimizin ardından bir açıklama yapan Muradiye Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Harun Yücel, çalışmalar sırasında doğal yapıya zarar verilmediğini söyledi. Çalışmalar sırasında ağaç kesimi yapıldığı ve doğal yapıya zarar verildiği iddialarını yalanlayan Yücel, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Söz konusu projemiz, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu Müdürlüğü tarafından onaylanmıştır. Dolayısıyla şelalenin doğal yapısına dokunulmayacaktır. Ayrıca var olan ağaç ve bitki örtüsüne katiyen el değmeden proje gerçekleştirilecektir. Bir tek ağaca bile dokunulmadığı gibi 13 bin adet yeni ağaç dikimine de başlanılmıştır. Projemizde yapılan imalatlarımız beton malzemeler içermemekte olup, doğal yapıya uyumlu bir şekilde tasarlanmıştır. Bazı haberlerde ve köşe yazılarında 49 yıllığına kiraya verildiği iddiaları da gündeme getirilmiştir. Bu iddia da tamamen asılsızdır. Daha önce bir mezbelelik olan ve çöp yığınlarının bulunduğu bir yer olan Muradiye Şelalesi’ne hak ettiği değeri veriyoruz.”

TURİZM MARKA UZMANI CIRIK, TURİZM UĞRUNA YAPILANLARI YERİNDE İNCELEDİ

Çevre düzenlemesi çalışmalarının sürdüğü Muradiye Şelalesini ziyaret eden Turizm Marka Uzmanı Önder Cırık ile Doğadabuan kitabının yazarı Biyomühendis Hüseyin Çağlar İnce, uygulanan projeye ilişkin sorularımızı yanıtladı. Türkiye’nin önemli doğa koruma projelerinde de görev alan Turizm Marka Uzmanı Önder Cırık, izlenimlerini şöyle anlattı:

‘DOĞAL YAPIYI BOZUP MALZEMEYİ ÇAYIN İÇİNE DÖKMÜŞLER’

Bugün Van’ın en önemli turistik cazibe noktalarından ve doğal güzelliklerinden biri Muradiye Şelalesi’ndeydim. En kurak ayda bile gürül gürül akan bu şelalenin görüntüsü büyüleyiciydi. Fakat bu büyü, şelalenin karşısına, Bendimahi çayının öte tarafına bakmanızla bozuluyor. Çünkü bugün tam şelalenin karşısında iş makineleri, kamyonlar harıl harıl çalışıyordu. Güya burada çevre düzenlemesi yapılacakmış. Çevre düzenlemesine şelalenin karşısında tek bir ağaç dahi bırakmayarak başlamışlar. Arazinin doğal yapı ve eğimini bozup çıkan toprak ve taş malzemeyi de tam şelalenin karşısına, Bendimahi çayının içine dökmüşler.

‘PROJEYİ YÜRÜTENLERE SÖYLEYECEKLERİM VAR’

Projeye göre burada restoranlar, kafeteryalar, oyun alanları, tenis kortu, cami ve benzeri yapılar olacakmış. Yani tamamı betondan yapılar. Arazinin kuzey ucuna beton dökülmeye çoktan başlanmış. Proje bittiğinde ortaya çıkacak şeyi tahmin etmek çok zor değil. Projeyi tasarlayıp yürütenlerin tarih ve doğaya olan hassasiyetine dair söyleyeceklerim var. Çok değil, 10-15 gün önce medyada ‘Tarihi Şeytan Köprüsü üzerine asfalt döküldü’ haberlerini hepiniz görmüşsünüzdür. Şeytan Köprüsü, Muradiye Şelalesi’nin birkaç km aşağısında yer alıyor. Şeytan Köprüsü o bölgede Bendimahi çayı üzerinde iki yakayı birbirine bağlayan tek köprü. İşte bu tarihi köprünün üzerine asfalt dökülme nedeni sözde bu peyzaj çalışması için alanda çalışan iş makineleri ile alana inşaat malzemesi götüren kamyonların çayın öte yakasına geçebilmesi. Köprünün hemen yanında ise şöyle bir uyarı var: ‘Tarihi Şeytan Köprüsü ağır tonajlı taşıt trafiğine kapalıdır’ Tarihi köprü üzerine asfalt dökülmesi bir skandal, bu asfaltın ağır tonajlı taşıtların geçmesi için dökülmüş olması çok daha ayrı bir skandal.

‘ŞELALENİN İHTİYACI CAMİ Mİ, KİM ORADA BASKETBOL OYNAYACAK?’

Doğal ve tarihi zenginliklerimizi neden oldukları gibi koruyamıyoruz? Neden doğal peyzajı yok edip saçma sapan peyzajlar yapmaya uğraşıyoruz? Kafe, restoran, büfe ve otopark hali hazırda şelale tarafında zaten mevcut. Neden doğal bir alanı tahrip edip hali hazırda olan şeyleri yeniden yapıyoruz? Muradiye Şelalesi’nin ihtiyacı tenis kortu veya cami midir? Kim orada tenis, voleybol veya basketbol oynayacaktır? Namaz, kılınan yer temiz olduktan sonra her yerde yapılabilen bir ibadet. Şelale civarında sürekli yaşayan kimseler de yok. Bu yok ediş, bu doğal olanı bozup betona boğuş neden? Ciddi bir ekonomik krizden geçtiğimiz bir dönemde peki bu kadar israf neyin nesi? Hem de Muradiye Şelalesini cazibe merkezliğinden çıkarıp yok eden bir proje için harcanan onca para. Örnekleri son dönemde bol. Alın size Uzungöl, alın size Ayder Yaylası. Bu proje hayata geçerse -ki büyük oranda geçmiş- Muradiye Şelalesi de bu kervana katılacak gibi görünüyor. Yazık, hem de çok yazık! Van adına çok üzüldüm.”

ÇAĞLAR İNCE: ‘ÇEVRE DÜZENLEMESİ KENT PEYZAJI İÇİN YAPILIR’

Çevre düzenlemesinin kent peyzajı için yapılan bir uygulama olduğunu dile getiren Doğadabuan kitabının yazarı Biyomühendis Hüseyin Çağlar İnce ise doğal alanların barındırdığı mevcut canlıları ile birlikte korunması gerektiğine işaret ederek, “Bir çalışma yapılacaksa da bu göz önüne alınarak, şelale ve doğal yapı korunarak yapılmalı. Molozu bile şelaleden aşağı süpürmüşler. O güzelim kaya yapıları mahvetmişler. Keşke bu iş için harcadıkları milyonlar Muradiye ilçe merkezi için harcasalar. Muradiye halkı bu yatırımı hak ediyor. Esnafı harika yemekler yapıyor. Ama şehirde tuvalet bile gösteremiyorlar. Bir lokantada tuvalet sordum. Utana sıkıla bir yere yönlendirdi. Tuvaleti görünce anladım. Çeşmelerinden su akmıyor. Lavaboları yok. Plastik bidonlardan ibriklere su doldurup elinizi öyle yıkıyorsunuz. Şehrin içine yatırım yapsalar da biz turistleri şelale sonrası oraya yönlendirseler olmaz mı?

MURADİYELİ BİR ESNAF: ‘NEDEN BURASI DA ANTALYA GİBİ OLMASIN?’

Muradiye Şelalesinin bulunduğu bölgede restoran işleten bir girişimci de yapılan projenin ilçe için önemli bir yatırım olduğunu savunarak şöyle konuştu: “Muradiye Şelalesinde öncede hiçbir şey yoktu. Devlet buraya hiç el atmıyordu. Şimdi bir yatırım gelmiş, bu güzel bir şey. Biz bu yatırımı istiyoruz. Ayrıca proje için bir tane bile ağaç kesilmedi burada, ben gözlerimle gördüm. Burası da Antalya, Bodrum ve Marmaris gibi neden olmasın?”

2229390cookie-checkŞelalede kim basketbol oynayacak!
Önceki haberPazar fiyatları ateş pahası
Sonraki haberAkdeniz’de ABD’li şirketle ortaklık
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.