Sevda gezgini bir ozan: Fikret Çeşmeli

Dağ yamaçlarında, kendi kendilerine akan isimsiz pınarlar vardır.Yaz demeden, kış demeden, gece gündüz demeden akar da akarlar… Bir gün, ayırdına varnadan bir yolcu geçer yanlarından. Sularından avuç avuç, kana kana içer. Sonra o da gider, o da unutur. Pınar, kimseden bir şey beklemeden, darılmadan, küsmeden, kurda, kuşa, börtü böceğe su vermeyi inatla sürdürür. 30 yılı aşkın süredir İsveçte müzikle uğraşan Fikret Çeşmeli’nin ”Bir Doğum Günü için” adlı son albümü bana bunları çağrıştırdı.
Konya’nın Kozanlı kasabasında 1963 yılında doğan Fikret Çeşmeli, saz çalmaya 13 yaşında geldiği İsveç’te başladı. Kısa sürede kendisini geliştirerek Türk ve Batı müziği aletletlerini birleştirerk sayısız müzikler yaptı. 30 yıldır çalışmalarını sessiz sedasız sürdürüyordu. İsveçin en saygın müzik kuruluşlarından İsveç Besteciler Örgütü SKAP, onun farkına geçen yıl vardı; Türk ve Batı müziği aletlerini ustaca birleştirerek gerçekleştirdiği yorumlardan dolayı Fikret Çeşmeli’ ye ”Yılın Büyük Müzik Ödülü” verildi.
Fikret Çeşmeli, (www.fikretcesmeli.com ) ”Bir Kış” adlı ilk albümünü 1988 yılında çıkardı. İkinci abümü ”Sevdalı Bulut” ta, Nazım Hikmet’in şiirlerini besteleyerek okudu. Sanatçının son albümü ”Bir Doğum Günü İçin” ise Türkiyede geçtiğimiz günlerde piyasaya çıktı; Albüm, İsveçte de, Eylül ayının ilk haftasında Stockholm’de düzenlenecek törenle dinleyicileriyle buluşacak. Fikret Çeşmeli’nin son albümü de, diğerleri gibi sevda, ayrılık, öfke ve hüzün yüklü. İnsanların, üç beş yıl geçirdikten sonra dillerini unutmaya başladıkları İsveçte, Fikret Çeşmeli, bu güçlü sesi ve yorumu bugüne dek nasıl koruyabilmiş, şaştım doğrusu… Bütün parçaları Fikret Çeşmeli tarafından bestelenen son albümde, ”Anne” adlı ilk hüzünlü eserin söz ve müziği Çeşmeli’ye ait. Albümde, Sabahattin Ali, Gültekin Emre, Behçet Aysan, Seval Esaslı, Alı Püsküllüoğlu, Metin Demirtaş ve Aşık Veysel’in şiirlerine yer verilmiş. Çeşmeli’nin tınıları eşliğinde, Behçet Aysan, ”Kuşlar da gitti” şiirinde, ”bir yokuşun başında vurulanları” anlatıyor: ”Yalnızlık o senin konuşkan kuşun/ Hani hep o duvarlara anlattığın/ Hapislerden kalma, sürgünlerden/ Yalnızlık senin o konuşkan kuşun/ Bulutlar taşıdığın yakut sürahide/ Begonyalar büyüten eski alışkanlık/ Yalnızlık senin o konuşkan kuşun/ Kırk kapıdan geçmiş, kırk kilitten/ Yaralı, dili lal, kanadı kırık/ Vurulmuş başında bir yokuşun ” Ali Püsküllüoğlu ise, ”Acılar Üzerine” başlıklı dizeleriyle bize Toroslardan sesleniyor: ” Bir yoldur gidiyorum/ İnişler mi yokuşlar mı/ Acılar acılar acılar/ Hep böyle kışlar mı/ Sözcükler tutsak/ Başa gelmedik işler mi/ Tarih söyler sözünü/ Doğrular mı yanlışlar mı/ Gün gelip süre dolanda/ Öne düşecek başlar mı/ Ben onu bağışlamam/ O beni bağışlar mı”
Fikret Çeşmeli’nin müziği üzerine doktora çalışması yapan müzikbilimci Anders Hammarlund, ”Fikret Çeşmeli, sevda ve gezginliği anlatan şarkılarıyla, ozanlara yoldaş bir göçer gibidir.” diyor.
Müzik çalışmalarının yanısıra, İsveç Devlet Tiyatrosunda da oyuncu olarak görev yapan Fikret Çeşmeli, tiyatroya, Tuncel Kurtiz’in kurduğu Halk Oyuncuları Tiyatrosunda başladı.Ayşe Emel Mesci ile karşılıklı ”sevdalı” rolünü canlandırdı. Daha sonra Mazlum Kiper’ in Keloğlan Çocuk Tiyatrosunda oynadı.Yunan mitolojisinden günümüze uyarlanan ve ”töre” cinayetlerini anlatan “Electra Show” adlı oyunla rol aldı.
[email protected]

647880cookie-checkSevda gezgini bir ozan: Fikret Çeşmeli

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.