Sıfat kirliliği

Son günlerde yaşadıklarımızı izledikçe
sanki toplu bir intahara zorlanmışız gibime geliyor.
Sanki birileri Türkiye’nin camını penceresini kapatıp, hava gazını açmış.

Bu yeni bir şey de değil üstelik.
On yıllardır böyle bu.
Sürekli bir zehirlenme hali.
Hani aniden temiz havaya çıksanız, çarpılacaksınız sanki.
Bu denli zehirlenmiş atmosfer.

Şu geçtiğimiz yerel seçim kampanyalarını alalım.
Parti liderleri ne kadar embesil konuşmalar yaparsa,
o kadar daha oy arttırabildiklerini gördüler sanki.
İnsan ekranda her hangi bir partinin liderini izlerken
aptal yerine konduğunu hissediyor adeta.
Bir tür hakaret gibi.
Hastalıklı bir durum.

CHP’nin halktan kopukluğu bu tür embesil söylemlerle ’’aşıldı’’ gibi.
Ve sanki şöyle demişti danışmanları liderlere;
daha da basitleşin, herkes sizi anlasın.

Amerikan filmi gibi.
Film gösterime girmeden önce,
özel salonlarda, sıradan insanlara seyrettirirler filmi.
Herkesin doğru yerde gülüp, doğru yerde ağlaması gereklidir.
En embesil insan bile filmi anlamalıdır ve filmden hoşlanmalıdır.
Ne de olsa yapımcı milyonlarca dolar dökmüştür ortaya.
Risk sıfıra inmelidir.
Aksayan yer varsa düzeltilir, tekrar gösterilir
yeni bir seçilmiş seyirci grubuna.
Taa ki, kesin sonuç alınana kadar.

Bu bağlamda seçimin tek galibi Baykal oldu bence.
Bundan önceki tüm seçim yenilgilerini unutturmayı başardı.
Hani bir başkası olsa yerinde, maazallah ’’sosyal demokrasi’’
umut bile olabilirdi yeniden.
Allah hepimizi hem korudu, hem de belamızı verdi bence.
Ölene kadar garantiledi liderliğini Baykal.

Hem düzeyin çıtasını Melih Gökçek’in belirlediği bir ülkede
Bahçeli’nin, Baykal’ın, Erdoğan’ın düzeyinden şikayet etmek de ne ola ?

Atmosfer zehirlenmesinden kastım da bu.
Yaşanan bu.
Düzey bu.
O halde normal olan da bu.
Bu ülke böyle !!!

Daha doğrusu amaçladıkları bu, bunu kanıksamanız.
Bu durumu normal saymanız.
Üzülerek söyleyeyim, başarıyorlar da.

Herkes çalıyor, çalmıyan mı var ?
O halde senin eline fırsat geçer de yapmazsan, enayisin.

Bunları külliyen reddedenlere ise malum,
dinazor diyorlar bu diyarda.

Ergenekonda ki son dalga neden oldu aslında bunları düşünmeme.
Bu kadar ’’saygın’’ insanlar darbe toplantıları mı yapmış sahi ?

Dün Taraf’ta Murat Belge yazmış ;
12 Eylül generallerinin önünde el pençe duran
üniversite rektörleri saygın değil miydi ?

Gerçekten saygın olsanız ne fark eder ?
Çırpının durun.

Profesör olmanız saygın olmanız anlamına gelmiyor ki.
Cumhurbaşkanı da olsanız, farketmez.
Kim olursanız olun, hiç bir şeysiniz bu ülkede.

Sizden önce kirletmişler tüm sıfatları.

667220cookie-checkSıfat kirliliği

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.