Sheakespeare’in ülkesinde Türkler’in başarısı

ABD’li film oyuncusu Julia Robert gibi ünlülerle çalışan Stevens, son olarak etnik kökenli sanatçılarla birlikte eşitlik, egemenlik, özgürlük ve barış hikayelerini sahneye taşıdı.


Shaw Theatre’da 10 gün boyunca perde açan “Requiem for Tomorrow”da Türk kökenli sanatçılar ağırlıklı olarak yer aldı.


Oyun öncesinde Kıbrıslı Türk Erim Metto’nun yaptığı kısa film gösterildi. İngiliz oyuncu Sir Davit Jacoby’nin sesini verdiği kısa filmde ünlü İngiliz oyuncu John Hurt ile birlikte rol arkadaşlığı yapan 3 sanatçıdan birisi de yine Kıbrıslı Türk Tamer Hasan’dı.  Hasan özgürlük savaşcısı rolünde başarılı bir performansıyla dikkatleri üzerine çekti.


Kısa filmin yanısıra oyunda da Türklerin başarısı dikkati çekti. Oyunun kareografisi de Türk kökenli Derya Donaldson üslenirken yine Türk göçmen Ayşe Uzuner de yoksul devrimci genç rolüyle ayakta alkışlandı.


OYUNUN KONUSU


Küresel sorunları evrensel kültürün renkleriyle sahneye yansıtmayı amaçlayan Robbie Stevens,  “Requiem for Tomorrow” müzikalinde Bertol Brecht’in yabancılaştırma tekniğiyle Cyrano de Bergerac’ın öyküsünü 2031 yılına uyarladı.


Oyunun konusuna göre, 2031’e gelindiğinde batıda bir ülkede, teknolojinin gelişimi refahı artırmıştır. Yalnız bu “sosyal refah” değil de bir avuç insanın zenginliğidir. Umulanın tersine yoksullar daha yoksullaşmıştır. Sınıfsal çelişkiler öyle bir noktaya gelmiştir ki duvar diplerinde yatan yoksullar ordusu sistemi alaşağı edecek bir güçtürtedir artık. 20’nci yüzyılın devrimci dinamiği 2031’de de canlanmıştır. Artık bir avuç insan zengindir ama güvende değildir. Sosyal ayırımcılık, açgözlülük ülkedeki mutsuzluk ve huzursuzluğa kaynaklık eder…


Böylesine karmaşaya rağmen devrimci önder Cyrano Dial ile zengin kız Zanna arasında bir aşk doğar. Sınıf ve kavga tanımayan aşıklar bütün engellere karşın bir araya gelmeye başarırlar. Ne yazık ki bu mutlulukları kısa sürer ve Dial, zenginlerle çatışmada yaşamını yitirir. Karşı tarafın lideri de Dial ile aynı zamanda ölmüştür.


Gelinen nokta insana özgü pek çok duyguyu da alıp götürmüş yerine kin ve öfkeyi bırakmıştır. Güzel Zana ve Cyrano Dial’ın aşkı yaşamın, insana özgü duyguların temsilcisi olur…


Yönetmen oyunun sonunda; toplumsal çalkantıların derinleşmesi ve sınıfsal çelişkilerin artması durumunda büyük sosyal patlamalar olabileceği ve insana özgü duyguların erozyana uğrayacağı mesajını başarıyla verir…


Yönetmen Stevens ayrıntılı bilginin www.yptc.com’dan alınabileceğini belirterek, yeni oyun için elemelere katılacak Türk tiyatroculara çağrıda bulundu…

788580cookie-checkSheakespeare’in ülkesinde Türkler’in başarısı

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.