Sibirya’daki Türkler kömür yüzünden ölüyor!

YUSUF YAVUZ / AÇIK GAZETE – Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu ülkelerin kömür talebi Sibirya’da yaşayan Şor Türklerinin yaşam alanlarını yok ederken bölgedeki Şor nüfusunun son 7 yılda yaklaşık yüzde 50 azaldığı belirtildi…
 
Rusya topraklarındaki Sibirya’nın Kuzbass bölgesinde yaşayan Şor Türkleri yavaş yavaş ölüyor. Yapılan araştırmalara göre bölgedeki Şor Türkleri’nin nüfusu son 7 yılda yaklaşık yüzde elli oranında azaldı. Bunun nedeni ise bölgedeki kömür yatakları. Geçmişte ormanlık olan köylerde yaşayan Şor’lar, kömür madenciliği yüzünden kendi topraklarında ölüme terk edildi. Ormanlar ve temel haklar konusunda çalışma yürüten Avrupalı sivil toplum örgütü Fern ile Kömür Eylem Ağı’nın birlikte hazırladığı raporda yer verilen bilgiler, kömür madenciliği için ölümle baş başa bırakılan Şor Türkleri’nin yok oluşuna dikkat çekiyor. Şor’ların ölümüne neden olan bölgeden çıkarılan kömürün dördüncü büyük alıcısı ise Türkiye. Türkiye, yalnızca 2016 yılında Rusya’nın Kuzbass bölgesinden 10.4 milyon ton kömür ithal etti.
 
Ormanlar ve temel haklar üzerine çalışan Avrupalı Sivil Toplum Örgütü FERN ile Kömür Eylem Ağı ( Coal Action Network) tarafından yayımlanan rapor, Güney Sibirya’nın Kuzbass bölgesindeki kömür madeni genişlemesinin bölgedeki Türk topluluklarından olan yerli Şorların yaşam alanları üzerindeki tahribatını ortaya koyuyor. 

SİBİRYA’DA YAVAŞ ÖLÜM RAPORU KORKUNÇ GERÇEĞİ ORTAYA KOYDU
‘Sibirya’da Yavaş Ölüm’ başlığını taşıyan rapora göre, 2017 yılında Kuzbass’taki kömür üretimi, bir önceki yıla göre yüzde 6,2 artış gösterdi. Kuzbass’tan kömür ithal eden 21 ülkenin 11’ini Avrupa Birliği ülkeleri oluştururken, Sibirya Gümrük İdaresi’ne göre 2016 yılında Kuzbass kömürünün en büyük ithalatçıları sırasıyla şu ülkeler: Güney Kore, Japonya, İngiltere ve Türkiye.

KANSER, VEREM VE KALP HASTALIKLARI YAŞAM SÜRESİNİ AZALTIYOR
Kömür madenciliğinin ormanları nasıl tahrip ettiğini, Kuzbass’ın havasını, suyunu ve toprağını nasıl kirlettiğini ortaya koyan raporda, madenlerin yakınında yaşayan topluluklarda ortaya çıkan hastalıklar ve sağlık sorunlarındaki artışları gösteren kanıtlara da yer veriliyor. Raporda, kanser türleri, verem, kalp ve damar hastalıklarını kapsayan sağlık sorunlarının, yerel halkın beklenen yaşam süresinde azalmaya yol açtığı bilgisine yer veriliyor. 

SON 7 YILDA ŞOR TÜRKLERİNİN NÜFUSU YÜZDE 50 AZALDI
İnanış ve yaşam biçimleri doğrudan bulundukları çevreye göre şekillendiği halde genişleyen madencilik aktiviteleri yüzünden, kendi deyimlerine göre topraklarında yavaş bir ölüme teslim edilen yerli Şor Türkleri’nin tanıklıkları ve gerçek öyküleri raporun merkezini oluşturuyor. Yapılan hesaplara göre bölgedeki Şor nüfusu, son 7 yılda yaklaşık yüzde elli azalma gösterdi. Önceden ormanlık olan pek çok Şor köyü, madencilik yüzünden bugün yok edilmiş durumda.

 
TÜRKİYE EN BÜYÜK KÖMÜR İTHALATÇILARINDAN BİRİ
Kömür üretimi dünya genelinde düşüşe geçerken Rusya’da ise bir önceki yıla göre yüzde üç artış gösterdiği belirtiliyor. Dünyanın en büyük üçüncü kömür ihracatçısı olan Rusya’nın en büyük alıcılarından biri ise Türkiye. Şor Türklerinin de yaşadığı Kuzbass bölgesi, Rusya’nın toplam kömür üretiminin yüzde 59’unu sağlıyor ve Rusya’nın kömür ihracatının yüzde yetmiş altısı bu bölgeden geliyor. Türkiye, 2016 yılında Kuzbass bölgesinden toplam 10,4 milyon ton kömür ithal etti. Ayrıca Rusya merkezli farklı resmi kaynaklara göre de aynı yıl Türkiye’nin Rusya’dan kömür ithalatının toplamda 11,5 milyon ton olduğu kaydediliyor. Bu tabloya göre Türkiye’nin ithal ettiği her 3 ton kömürün 1 tonu Şor Türklerinin yaşadığı ve baskı gördüğü bu bölgeden geliyor.
 
DARİA ADREEVA: ‘İNSAN ELİYLE YAPILMIŞ BİR FACİA’
‘Sibirya’da Yavaş Ölüm’ raporunun yazarlarından Fern’den Daria Andreeva, “Kuzbass’ta gözlemlediğimiz tam anlamıyla insan eliyle yapılmış bir facia. Öyle ki düşük karbonlu ekonomiye geçmediğimiz için her birimizin sorumlu olduğu bir facia” ifadelerini kullandı. 
 
ANNE HARİSS: ‘RAPOR NEFES ALAMAYAN ŞOR HALKINI İÇERİYOR’
Raporun diğer yazarı Kömür Eylem Ağı’dan (Coal Action Network) Anne Harris ise Kuzbass’tan kalkan kömür tozunun bir parçası kömür kaynaklı elektriği tüketen ev ve işyerlerinin üzerinde kara bir leke oluşturduğunu savunarak, “Rapor, bu leke içinde nefes alamayan Şor halkını, boğulan nehirleri, yer değiştirmek zorunda kalan vahşi hayatı ve bizi Şor topraklarına götüren, boydan boya zehirlenmiş alanın izlerini de içeriyor” diye konuştu. 
 
TÜRKİYE’NİN İTHAL ETTİĞİ KÖMÜRÜN ÜÇTE BİRİ ŞOR BÖLGESİNDEN
Türkiye 1990 yılında 5,5 milyon ton kömür ithal ederken bu oran 2000 yılından sonra kömür santrallerinin açılması ile arttı. 2016 yılına gelindiğinde 34,5 milyon ton kömür ithal edildi. 2017 yılı itibarıyla toplamda 7 bin MW kurulu güce sahip ithal kömür yakan santraller bulunuyor. Türkiye’nin ithal ettiği her 3 ton kömürün 1 tonu Şor halkının yaşadığı ve baskı gördüğü bu bölgeden geliyor. Türkiye bir yandan da 1990 yılında 5 bin 200 MW civarı yerli kömür yakan termik gücünü bugün 10 bin MW’ın üstüne çıkarmış, ülkenin dört bir yanındaki açık kömür madenlerini de bu ölçekte genişletmiş durumda.
2186200cookie-checkSibirya’daki Türkler kömür yüzünden ölüyor!
Önceki haber1 Mayıs’ın önemi
Sonraki haberHızırların adımladığı topraklarda umut tükenmez
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.