Sivil darbe goygoyculuğu…

Birincisinde “Tahkikat komisyonları kuruluyor, gazeteciler içeri tıkılıyor, sivil diktatörlüğün temelleri atılıyor” diyerek koskoca sivil iktidarı alaşağı eden ve Demokrat Parti’nin seçilmişlerini Yassıadaya tıkan cuntacıları alkışlayan, Başabakan ve iki bakanı ipe gönderenleri destekleyen jakoben laik aydınları, elitleri ve muhalefetteki CHP’lileri ne çabuk unuttuk.
1960 darbesinden ders çıkardık mı?
Hayır…

İkincisinde ne oldu?
Demokrat Partinin devamı Adalet Partisi’nin ikinci defa işbaşına geldiği dönemde, ülkede anarşinin (A)sı yokken, ekonomide cicim yılları yaşanıp, enflasyon tek haneli iken, sosyal adalet isteyen ve sosyalizmi savunan bir avuç üniversite gençliğinin eylemlerini bahane edip iktidarı ele geçiren 28 Şubat 1971 cunta yönetimin idama gönderdiklerini bilmeyen kaldı mı?
Haksızlıkların, işkencelerin, suikastlerin ardı arkasının kesilmediği bu dönemde yapılan adaletsizleri ne çabuk hafızamızdan sildik.
Bunlardan ders çıkardık mı?
Hayır.

“Ülke elden gidecekti, vatan kan gölüne dönmüştü, millet ikiye bölünmüş birbirini kırıyordu, siyasetciler sokağa hakim olamıyordu” diyerek hiyerarşik biçimde darbe yapıp iktidarı ele geçiren 1980 askeri yönetiminin geride bıraktıklarını bir hatırlayalım.
Sokaklara dökülüp askeri yönetime, faşizme çanak tutan üniverite hocalarını gözler önüne getirin…Binlerce faili meçhulleri, idam edilen fidanları hatırlayın.
Üçüncüsünün, yani 12 Eylül 1980’in ülkeye verdiği zararlardan, geri kalmanın getirdiği yoksulluktan ve ardında bıraktığı acılardan ders çıkardık mı?
Hayır.

28 Şubat 1987, akılda kalan dördüncü darbedir.
“Din elden gidecek” sloganıyla iktidar ortağı olan bir dinci partinin verdiği iftar yemeklerini bahane edip “Din devleti kuracaklar” diyerek tepetaklak edildiği 28 Şubat, hala dumanı tüten bir müdahale larak hafızalarımıza kazılı duruyor.
Elitleri, aydınları, medyanın laiklerini hatırlayın.
Genel Kurmayda sabahları brifing alan yargı mensuplarını, üniversite hocalarını, içtimaya çıkan postal kafalı gazetecileri gözönüne getirin.
Kaç yıl kaybettik bu askeri müdahaleden bilen var mı?
Yok.
Ders çıkardık mı?
Hayır.

Yıllarca cuntalar, darbeler, darbe teşebbüsleri, karşı darbe niyetleri, darbe günlükleri ve elektronik muhtıralarla kandırıldık durduk.
İddia edildiği gibi ülkeye ne komünizm geldi…
Ne şeriat devleti kuruldu…
Ne de tam ve kıvamında bir demokrasi.

Şimdi, bütün geçmişin gerçekleri ile yüzleşmeye çalışılan bir noktaya geldik…
Tam da “Ulusal Hafiza Enstitüsü’ kurulması zamanıdır.
Tam da geçmişte yapılanların bir daha tekrarının önüne geçilmesi zamanıdır, derken…
Laik jakobenler ellerindeki hortumlarla, aydınlar ve bir kısım medya yayın organları aracılığı ile Ergenekon’u sulandırmaya çalışıyorlar.
Yapılanları cadı avcılığına indirgemeye çalışıyorlar.
“Bu bir sivil darbeye gidiştir” kerametinde bulunuyorlar.
60 yıldır olanlardan ders çıkaramıyorsanız bari susun, yeter beyler.
Susmak bile demokrasiye katkıdır.
Üstelik erdemdir.

1626710cookie-checkSivil darbe goygoyculuğu…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.