Dr. Zafer Yörük: AKP sadece oy değil, kadro sıkıntısı da yaşıyor

Erdoğan Mecliste HÜDA PAR’lıların olmasını istiyor çünkü AKP yalnızca oy değil, kadro sıkıntısı da çekiyor. Dolayısıyla yalnızca korkutma, şiddet değil bu adamları Meclise taşıma sebebi.
Serpil İLGÜN / EVRENSEL – Türkiye’nin en kritik seçiminde sayaç hızlandıkça gelişmeleri takip etmek de zorlaşıyor. Seçim zamanların bu genel manzarası, iktidar çevrelerinin de varlık yokluk seçimi olarak nitelediği 14 Mayıs seçimleri öncesinde daha yoğun yaşanıyor. Depremin insanı soluksuz bırakan ağır sorunlarının gölgesinde, yersiz, yurtsuz, geleceksiz kalan milyonları da içeren vaatler, karşı tarafı etkisizleştirecek, gücünü kıracak hamleler arka arkaya gelişiyor.
Hamleler bahsinde geçtiğimiz haftanın en çok tartışılan başlığı, Yeniden Refah Partisinin, hemen ardından da Eski Ekonomi Bakanı Mehmet Şimşek’in Tayyip Erdoğan’ın davetini reddetmeleri oldu. Cumhur İttifakını genişletme gayretinin HÜDA PAR durağının ardından büyük bir öz güvenle gidilen, kamuoyuna alayla valayla duyurulan her iki girişimden gelen bu olumsuz yanıt, iktidar siyasetçilerinde de yazar yorumcularında da büyük şaşkınlık ve moral bozukluğu yarattı.
Belimizi bükmeye devam eden hayat pahalığının, depremdeki aczin, skandalların, çözülemeyen devasa sorunların konuşulmasını istemeyen Erdoğan, hafta içinde her şeyin normal seyrinde aktığı görüntüsünü vermek için bor işleme tesisi açsa, devasa medya ordusu artık manipülatif değil, baya yalan söyleyerek propagandaya güç katmaya çalışsa da işler artık yolunda gitmiyor.  Cumartesi Söyleşisi’nde bu hafta, Erdoğan’ın ittifakını genişletme hamlesini ve seçim stratejisini konuşmak için Siyaset Bilimci Dr. Zafer Yörük’e başvurduk. Daha önce söylediklerinin, savunduklarının tam zıddını savunabilen bir siyasetçi olarak Erdoğan, rıza üretme kapasitesini yitiriyor mu? Fatih Erbakan ve Mehmet Şimşek Erdoğan’a neden “hayır” dedi? HÜDA PAR’a neden ihtiyaç duyuyor? Erdoğan seçimi kazanma hedefinde nasıl enstrümanlara yönelebilir?Yörük’e, Muharrem İnce’nin adaylığı ve muhalefetin önündeki riskleri de sorduk.
AKP’nin seçim stratejisini konuşmaya bir seçim makinesi olarak görülen Erdoğan’ın Cumhur İttifakını genişletme hamlesiyle başlayalım. Bu hamle ağırlıkla, kan kaybeden Erdoğan ve partisinin en küçük oya bile ihtiyaç duymasının neticesi olarak okunuyor. Sizin değerlendirmeniz nasıl, bu okumada gözden kaçırılan hususlar neler?
Öncelikle seçim makinesi tekliyor, o belli. Genişleme hamlelerine baktığımızda önündeki bütün seçenekleri kullanıyor gözüküyor Erdoğan. Açılabileceği her yere açılıyor gibi görünürken, ittifakın içinde nasıl şeyler döndüğüne, yani MHP ile BBP’de neler olduğuna da bakmamız lazım.
Ne görüyorsunuz orada?
BBP’nin, milletvekili sayısı, listelerin ön sıralarında yer verilmesi gibi kabul edilemeyecek taleplerde bulunduğu ifade ediliyor AKP’liler tarafından. Bu da Destici ve ekibinin pabucunun biraz dama atıldığını gösteriyor. MHP’ye ise Erdoğan’ın bir gönül, bir minnet borcu var. Bahçeli bu kadar sene partisini yok etme pahasına onu taşıdı çünkü. Şimdi MHP’nin de dağıldığı görünüyor. Şöyle, zaten bir kısım İyi Partiye gitmişti, fakat Erdoğan’ın HÜDA PAR’la yakınlaşmasıyla ve ondan önce Sinan Ateş cinayetiyle MHP’nin iyice çalkalandığı, bununla birlikte Ata İttifakı Adayı Sinan Oğan’ın da MHP’nin oylarına oynadığı söyleniyor. Hani nasıl Muharrem İnce muhalefet tarafını tırtıklıyor, Sinan Oğan’ın da o tarafı, özellikle MHP ve BBP’yi tırtıklamakta olduğu konuşuluyor. Dolayısıyla ittifakı genişletme hamlelerini bunlarla birlikte de düşünmek lazım. Ancak genel olarak Erdoğan bu hamleyle, seçimi kazandığında ya da kaybettiğinde, hangi pozisyonda olursa olsun AKP’nin bundan sonrası için çizdiği rotayı da göstermiş oluyor.
Nasıl bir rota, nereye doğru genişliyor?
HÜDA PAR ve Yeniden Refah’la görüşme ittifakı nereye doğru genişletmek istediğini gösteriyor; siyasi İslamcılara doğru genişliyor. Bu, Erdoğan ve AKP çizgisinin gelecek rotası hakkında da fikir veriyor. O da şu: Erdoğan başta olmak üzere bu kadroların kökleri siyasi İslamcı. Dolayısıyla seçimle sınırlı olmayan bir gelecek okuması yapılabilir bu genişleme hamlesinden.
Erdoğan’ın “Tamamen yerli ve milli bir yapı” dediği HÜDA PAR, geride kalan seçimlerde de Erdoğan’ı desteklemişti, bu seçimde de kamuoyuna çıkıp “Erdoğan’ı destekliyoruz” demeselerdi de Kılıçdaroğlu’na oy vermeyeceklerdi. Durum böyleyken “Erdoğan HÜDA PAR’ı neden ittifak şemsiyesi içine almak istiyor” sorusunun yanıtı, daha çok o gelecek rotasında mı?
HÜDA PAR’ın başkanı, yardımcıları, yöneticileri neredeyse tamamı Hizbullah’tan mahkum olmuşlar. Muhtemelen katil bunlar. Bunu hatırlattıktan sonra şöyle bir tahlil yapılabilir; birincisi, bir korkutma operasyonu olabilir. Yani “Elimizdeki SADAT yetmedi, bekçiler yetmedi, paramiliterler, cihatçılar yetmedi bir de Hizbullah da var” şeklinde bir sopa gösterme olabilir. Kürt illerinde, ilçelerinde, köylerinde sandığı terörize etme amaçlı olabilir. Bunlar olmadı, kaybetme durumunda Erdoğan Trumpvari, Bolsonarovari bir karşı çıkma yapacaksa, ona devşirme olabilir. Bunun yanında bir şey daha olabilir, bu adamları Meclise sokmak istiyor. Sayılar dillendiriliyor, buna göre 8 HÜDA PAR’lı kazanabilecek yerlerden AKP milletvekili olabilir. Yani sadece destekten ibaret değil bu; gelecek dönemde Mecliste bu adamların olmasını istiyor. Çünkü AKP yalnızca oy değil, kadro sıkıntısı da çekiyor. Son yıllarda insanlar artık iyice çıkar ilişkileri üzerinden AKP’li ve AKP kadrosu olduğu için, siyasi İslam felsefesi veya bu akımın politik tarihiyle hiç ilgisi olmayan, karikatürize edersek kokain çeken, mafya özentisi gençler AKP kadroları oldular. Ya da müteahhitler, orta halli esnaf, mafya dahil olmak üzere başka işler yapan insanlar politize olmuş gibi oldular ama aslında politik değiller. Özellikle FETÖ tasfiyesinden sonra insan kalitesi parti içinde iyice düştü.
Dolayısıyla yalnızca korkutma, şiddet değil bu adamları Meclise taşıma sebebi. Bunlar aynı zamanda inançlı ve ideolojik donanımlı şahıslar. Bunlara ihtiyacı var. Bu ihtiyaç Erdoğan’ın şahsının ihtiyacının ötesinde, Türkiye’de siyasi İslam’ın geleceği olması için de böyle bir devşirmeye ihtiyacı olduğu düşünülebilir.
Bununla birlikte, HÜDA PAR üzerinden dindar, muhafazakar Kürtleri konsolide etme hedefi için ne söylersiniz?
AKP her zaman muhafazakar Kürtleri Müslümanlık üzerinden kendisinde tutmaya çalıştı, bu tamam. Ama bunun üstüne, partide inançlı Kürtlerin kurduğu bir İslamcı hareketin içinden gelen insanların olmasını gerekli görüyor. Çünkü şundan umudu kesti Erdoğan, Osman Öcalan da öldüğü için onu televizyona çıkaramıyor. 1.5 yıl önce “Öcalan, Demirtaş’a verip veriştiriyor” diyerek Öcalan’la Demirtaş üzerinden Kürtlerin arasını bozmaya çalıştı, tutmadı. Kürtlerin büyük çoğunluğunun arkasında olduğu HDP çizgisini bölmek için elinden geleni yaptı. Herhalde oradaki tek kazancı AKP’den aday olacakları iddia edilen Altan Tan’la, Ayhan Bilgen oldu. Dolayısıyla HDP çizgisini parçalayabilmekten umudu kesti. “HDP’yi tu kaka yapayım, kimse ona dokunamasın, hem yasaklayayım, hem seçim dışı bırakayım, hem mali kaynaklarını keseyim, böylelikle HDP dağılsın, oradan faydalanırım” planının da tutmayacağını anladı. Daha doğrusu, HDP’nin Millet İttifakıyla hiçbir temasının olmamasını sağlama bir yere kadar sürdü. Bu durumda yapacağı B planı belli. B planı, “HDP teröristtir, Yasin Börü’yü de öldürmüştür, Yasin Börü de zaten HÜDA PAR’cıdır, dolayısıyla dindar Kürtlerin dinine, imanına karşı bunlar bayrak açtı. Biz de dindar, Müslüman Kürtler olarak hep birlikte davranalım!” Böyle bir düşüncenin de sonucudur HÜDA PAR’la iş birliği. Bunu da Kürt politikası içindeki arayışları içinde geldiği nokta olarak söyleyebiliriz.

YAZININ DEVAMINI KAYNAĞINDAN OKUMAK İÇİN LÜTFEN LİNKİ TIKLAYINIZ
https://www.evrensel.net/haber/485736/siyaset-bilimci-dr-zafer-yoruk-akp-sadece-oy-degil-kadro-sikintisi-da-yasiyor

2677220cookie-checkDr. Zafer Yörük: AKP sadece oy değil, kadro sıkıntısı da yaşıyor

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.