Sosyal medya geleneksel medyanın burnunu sürttü

İnternet ağının kişisel kullanıma uygun hale getirilip bir iletişim kanalı olmasıyla kullanıcılar aradıkları bilgiyi internet sitelerinden kolayca elde etmeye başladılar.

Önceleri internet sitelerinde bilgi azdı ve tek taraflıydı. Sonraki yıllarda kullanıcılar internet sitelerindeki içeriklere yorum yazarak interaktif olmaya başladılar. Bu da zaman içinde sosyal medya kavramına geçişinin ilk adımı oldu. Blog siteleri, sözlük siteleri ve wikipedia, sosyal medyaya geçişin ilk adımları oldular. Özellikle blog siteleri ile kullanıcılar bilgi ve deneyimlerini internet ortamına rahatça aktarmaya başlayınca sosyal medyadan söz etmeye başladık.

Gerçek kişilerin kendi isimleriyle yer aldığı facebook sosyal medyanın ilk en geniş bilgi paylaşım sitesi oldu. Facebook internetteki bilginin çok hızlı bir şekilde yayılmasına ve tüketilmesine yol açtı.

Twitter ile birlikte ise mobil dönem başladı. 3G bağlantısının olduğu her yerde twitter hızla yükseldi. Twitter, bilgi paylaşım hızını en üst seviyeye çıkardı.

Sosyal medya hızla gelişen ve büyüyen bir platform. Şimdilik facebook ve twitter ekseninde dönse bile çok değişik platformları içinde barındırıyor.

Eskiden herhangi bir haberin geleneksel medyada yer alması ve oradan diğer haber ağlarına yayılması, o haberin teyidi ve toplumu yönlendirmesi açısından yeterliydi.

Şimdi bireyler açısından haberi alma ve yayma alanı geleneksel medyadan neredeyse tümüyle sosyal medyaya kaydı diyebiliriz.

Bu yüzden son günlerde sosyal medya ve gelenkesel medya arasında kıyaslamalar yapılıyor. Sosyal medya ile geleneksel medyanın etkisinin azalacağı iddia ediliyor. Radyonun, televizyonun yaygınlaştığı yıllarda da aynı tartışmalar yaşanmıştı ama, bu kez başka. Çünkü e-posta, cep telefonları, sms, fotoğraf paylaşımı ve benzeri her türlü online iletişim sosyal medyanın gücünü kurumlardan bireylere ve doğal olarak toplumlara taşıdı.

Aralarında binlerce kilometre mesafe bulunan insanlar birbirlerine iki tık mesafesi kadar yakın artık. Bu da sosyal medyanın gücüne güç katıyor.

Bu nedenledir ki bu iki kavramı birbiriyle kıyaslamak çok da doğru gelmiyor bana. Aslında bu kıyaslamayı geleneksek medyayı elinde tutan kesim daha çok yapıyor. Çünkü sosyal medyaya henüz adapte olamadılar. Olmak da istemiyorlar. Daha doğrusu bugüne kadar kontrolü elinde tutan geleneksel medya gücünü kaybetmekten korkuyor.

Elbetteki internet ve sosyal medyanın geniş kitlelere yayılmasıyla gazetecilik mesleği değişim gösterecektir. Gösteriyor da… Artık kitle iletişimi tek taraflı olmaktan çıktı. “Yazdım”, “okundu” dönemi bitti. Yeni medya araçlarını kullananlar, “yazdım”, “okundu”, “paylaşıldı”, “yorum geldi”, “yorumlara cevap verildi” şeklinde sürdürüyor iletişim biçimini.

Yeni medyada herkes eşit, hiyerarşi yok. Bu açıklık yeni medya kullanıcılarını daha güçlü yapıyor. İnsanlar bu mecrada birbirine güvenmeyi öğreniyor. Çünkü yeni medyada yalan ve yanlışlar çok kolay deşifre oluyor. Bu yüzden zaman içinde, yanlışlıklar, manüplasyonlar, dezenformasyonlar azalmaya mahkum.

Geçmişte olduğu gibi birşeyler yazabilmek, bir yayın organında çalışmak için belirli özellikleriniz, eşiniz dostunuz olması gerekmiyor. Geleneksel medyada gene bunlara ihtiyaç duyulabilir ama sosyal medyada bunlara gerek yok. Sıradan insanlar güçlerini fark ettiler. Önümüzdeki yıllarda gazeteciliğin boyutu da değişecek. Yurttaş gazeteciliğinden ve yurttaş gazetecilerinden daha sık söz edeceğiz.

Bu kez yurttaş gazeteciliği gazetecilik olarak nitelendirilebilir mi, blogcular gazeteci midir gibi sorulara cevap arayacağız. Medya etiğiyle ilgilenenlerin daha çok işi var gibi gözüküyor.

670240cookie-checkSosyal medya geleneksel medyanın burnunu sürttü

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.