Spor efendiliktir

Spor bir kültür değildir. Öyle olsaydı yoğun biçimde bilinç gelişimini sağlardı. Öyleyse spor nedir? Spor bir beceridir, düşünsellikten çok tekniktir. Bununla birlikte bilinç gelişimine katkıda bulunur. Neyle katkıda bulunur? Gerekli kıldığı özenin ve dikkatin yardımıyla. Teknik çaba düşünsel çabanın iyice uzağında değildir. Kafayı ne kadar az çalıştırırsak o kadar iyi teknisyen oluruz diye bir doğru yoktur. Tersine, iyi bir teknisyen işini düşünerek yapan kişidir. Bir ülkede eğitimin düzeyi sporun gelişim koşullarını da belirler, düzeyli bir eğitim sporun gelişimine kolaylıklar sağlar. Ama hiçbir spor dalı sporcudan filozofluklar beklemez. Hemen her ülkede özellikle görenekler çerçevesinde etkin olan sporlarda son derece başarılı sonuçlar alınmaktadır, birçok yerde futbol gibi atletizm gibi sporlar üst bir düzeye ulaşmıştır ve uluslararası ortamda iyiden iyiye ses getirmektedir. Bizde de bir zaman sporun hemen her alanında bir gelişmemişlik varken güreşin parmak
ısırtacak düzeyde olduğunu özellikle biz yaşlılar bir gerçeklik olarak yaşamışızdır.

Sporun en önemli yanı bireye yetkin ölçülerde bir görü sağlaması, bu arada ortaklaşma bilincini geliştirmesidir. Sporun kültüre çok benzeyişi de bu noktada kendini gösterir. Bireysel sporlar da toplu sporlar da aklı başında kişinin böyle bir yetkinlik kazanmasında kolaylıklar sağlarlar. Özellikle toplu sporlar uygun koşullarda yapıldıkları zaman hep birlikte bir sonuca varma yatkınlığını geliştiren sporlardır. Uygun koşullar ne demektir? Sporcular yeterli bir toplumsallık bilincine ulaşamadıkları zaman sporu salt bir yarışma alanı olarak görme sınırını aşamazlar. O zaman spora yıkışma’dan savaşma’ya kadar varan değişik anlamlar yüklerler. Sporun bilincine ulaşamamış bir sporcu için “maçı kazanmak” bir onur sorunu ortaya koyar. Uydurma bilim adamı nasıl eleştiri kaldıramazsa yeterli bilince ulaşamamış sporcu da yenilgi kaldıramaz. Oysa sporda yenilgi diye bir şey yoktur. Sporda insan kendine yenilmediği sürece kimseye yenilmez. Bir kişinin bir kişiden ya da bir topluluğun bir topluluktan daha az başarılı olması gerçekte onun yenik düşmesi anlamına gelmez. Doksan dakika bir alanda savaşım vermiş olan bir futbol takımı başarılıysa yense de yenilse de başarılıdır. Yalnız şampiyonlar başarılıdır görüşü silme yanlıştır.

İşi onur sorununa indirgeyenler spordan bir haz duymazlar. Bunlar bir savaş heyecanı içindedirler. Savaş heyecanı sporda verimi düşürür. Sporun hırsa değil beceriye, görü’ye gereksinimi vardır. Savaşan futbolcu topu hırsla sürer ve gidebildiği kadar gider. Futbolu spor olarak düşünen futbolcu gerçek anlamda bir ortaklaşma bilinci içinde o an nerede durması gerektiğini düşünür: sürekli bir olasılıklar hesabı içindedir. Oyunun her an değişen koşullarında durumunu her an yeniden gözden geçirmek zorundadır. İleriye gideceği düşünüldüğü yerde akıllıca geriye kaçan bir futbolcu bir anda arkadaşlarından birinin gol atmasını sağlayabilir. Öbür türlü futbol alan gitti alan gitti oyunu olur. O koşulda sporcu kitlelerin eğitimine sağlayabileceği katkıyı da sağlayamamış olur. İzleyici kitleleri çok zaman iyi bir spor bilincine ulaşmış olmadıklarından hemen bir savaş havasına girmeye eğilimlidirler. Onlar alandaki insanlarda da bu eğilimi gördükleri zaman iyiden iyiye çığırından çıkmış topluluklar durumuna gelebilirler.

Bizim toplumumuzun insanları yetkin bir spor bilincine ulaşamadılar. Sporcu da izleyici de her an savaşa gitmeye hazır. Bu yüzden spor ne yazık ki bizde gerçek anlamda bir insani etkinlik olmaktan uzak kalıyor. Atletler koşu için sıraya dizildiklerinde aralarında bizden birini görürsek aman ne iyi diye heyecanlanıyoruz. Dışarıdan adam getirmekle kapanacak bir gedik de değil bu. Kayakçılar arasında kayakçılarımız yok. Yüzücüler arasında yüzücülerimiz yok. Birileri renk renk ışıklar altında kuğular gibi buzda kayarken biz uzaktan bakıyoruz. Bir futbolumuz var, o da her ülkede olduğu gibi sokakların ürünü. Her yerde futbol sokakların ürünüdür ama öyle bırakılmaz, ona insani yetkinlikler katmak, böylece onu güzelleştirmek gerekir. Biraz futbol biraz basketbol, onlar da bıçak sırtında. Çünkü uygar dünyada bunların ne gibi etkenler altında işlenip geliştirilmesi gerektiğini bilmiyoruz. Bütün futbol takımları galatasaraylılık ve fenerbahçelilik heyecanını ayakta tutabilmek için dekor olarak var sanki. İkinci olan savaşı yitirmiş oluyor: önemli olan şampiyon olmak. İşin kötüsü en aklı başında görünen insanlar da bu yanlış bilinci kaşımak gereğini duyuyorlar. Spor toplumsal ve kişisel yaşamlarında doygunluğa ulaşamamış kitlelerin kaba heyecanlarını karşılıyor şimdilik.

642760cookie-checkSpor efendiliktir

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.