İstiridye Güzellemesi

türümüzü diğer türlerden ayıran en önemli eylemdir pişirmek
düşünmeyi, üretmeyi, alet kullanmayı
küçümsemiyorum elbet,
ama pişirmek de
bunlarla birlikte,
başa baş giden
ve gelişen bir eylem oldu hep

doğallığımızı terk edişin ilk adımı,
içimizdeki vahşiyi ilk öldürüşümüzdür
pişirmek

çiğ yediğimiz ne kaldı bugün,
düşünün
hele canlı canlı yediğimiz,
kaldı mı sahi?

barbarlık ve ilkellik sayıyor
modern yemek ahlakımız
canlı canlı yemeyi,
hatta mide bulandırıcı,
yamyamlığı anımsatıcı

garip gelir bu bana hep,
nasıl ahlaktır bu kuzum,
öldürüp yemek medeniyet
canlı canlı yemek, vahşet

oysa hayvan yapınca aynını;
tersi geçerli,
canlı canlı yemek
bir hayvan hakkı
ve gayet doğal,
ölü yemekse,
leş yemek hayvan olunca

insan ahlakı işte, ne denir başka?

ağzımda ilk can veren
bir midye olmuştu, Yunanistan’da,
balıkçı dostum Andreas’la
limon sıkıp, ekmek banmıştık
kabuğunda can çekişen hayvana,

bir yudum denizdi
sanki yediğim
ve tabii
bir yudum da,
Uzo üstüne ….

ancak yine de ;
benim favorim İstiridye!

çünkü,
yontma taş devrindeki
atalarım gibi,
‘’ doğal ve vahşi ‘’ olabildiğimi
bana hissetiren tek yiyecek o

elbette,
bir sürü sirke
ve bence saçma sapan,
zehir gibi acı soslarla
istiridye yemeyi düşünemem,
modern çağın
bütün olanaklarıyla donanmış lüks lokantalarda,
ne yaptığını çok iyi bilen
profesyön
eller tarafından
kabuğundan ayrılıp, hazırlanmış
ve son derece ‘’şık’’ bir törenle
önüme gelen istiridye
heyecanlandıramaz beni

bir deniz kıyısında,
köhne bir balıkçı sığınağında
yemeliyim onu ben,
hatta şiddetli yağmur
ve rüzgar olmalı dışarıda,
Oşinografi dairesi
denizci ve balıkçılarımıza
ehemmiyetle duyurmalı radyodan
saatteki şiddetini fırtınanın,
dev dalgalar dövmeli sahili,
vahşetin uğultusu dolmalı kulaklarıma

işte bu ortamda,
ellerimle ayırmalıyım
kabuğunu yumuşakçanın

binlerce yıl önce,
atalarımın yaptığı gibi,
dişlerimle ayırmalıyım direnen hayvanı
kabuklarından
ve canlı canlı yutmadan önce etini,
şöyle bir ezmeliyim
tuzlu suyunun tadına vararak,
damağımda onu

ağzımda can vermeli
yumuşakça,
işte o an;
yuttuğum bir yudum deniz,
işte o an;
BEN,
tüm ahlaki kaygılarımdan arınmış,
vahşi hayvan!
Ayhan!

kıssadan hisse; pişirmektir medeniyet.

667630cookie-checkİstiridye Güzellemesi

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.