Tanburi Cemil Bey’i anmak

8 Mayıs 1871’den, 28 Temmuz 1916’ya uzanan bir yaşam çizgisi. Bestelerinin yanı sıra, mızrabı ile tellerde bıraktığı tınılarla, hep aramızda. Tanburi Cemil Bey olarak adlandırılsa da, yaylı tanbur, kemençe, lavta, viyolonsel, rebab, onun elinden düşmeyen başlıca sazlar. Ama bu kadar da değil, nerdeyse tüm çalgılar onun parmakları ile temas etmiş. Yaşamı hep müzik. Bestelerinin günümüzde de seslendirilmesi sürüyor. Ama bu yıl, herhalde Tanburi Cemil Bey’i daha çok dinliyeceğiz.

Ölümünün yüzüncü yılı olması, onun eserlerinin programlara daha çok alınmasını ve özel programlar yapılmasını da gündeme getiriyor.

Yahya Kemal Beyatlı’nın “Tanburi Cemil Bey’in Ruhuna Gazel” den, Samih Rifat’ın onun için yazdığı, “Mersiye” gibi şairlere de ilham olmuş, onu anmaya, dizelerle yöneltmiş bir sanatçı. Ve oğlu Mesud Cemil, tanburu ile onun yolundan giden bir sanatçı.

Nazım Hikmet’in, “Cemil Ölürken” şiirinde ki son dörtlüğü, buraya aktarmadan geçmek istemedim.

“Gökler geri alıyor yeryüzünden sesini
Şimdi geniş alnında ebedi gölgesi var!
Başında ağlayanlar sonuncu bestesini,
Ağır ağır kapanan gözlerinden duydular!..”

Cumhurbaşkanlığı Klasik Türk Müziği Korosu, geçtiğimiz pazar sabahı konserini, “Vefatının 100. Yıldönümünde Tanburi Cemil Bey’in Anısına” düzenleyerek, onu yaşatma kervanına katıldı.

Bu konserde, Şef, Mehmet Güntekin’di. Konserin ilk bölümü, koronun icra ettiği, Zeki Mehmed Ağa, Zekai Dede ve Şakir Ağa’nın, Ferahnak eserlerine ayrılmıştı. Serap Çağlayan’ın kanun taksiminden sonra, Münip Utandı’nın seslendireceği, Tanburi Cemil Bey’in ve Nigoğos Ağa ile Şakir Ağa’nın, Ferahnak eserlerini de, birinci bölüm de yine koro icra etti. Münip Utandı’nın sesinde ki rahatsızlık nedeniye, programda yer alan eserler de değişiklik yapılmamıştı.

Konserin ikinci bölümü ise, adeta eserler ve sanatkarlar resmi geçidi şeklinde gerçekleşti.

Tanbur ve lavta’sı ile Murat Aydemir, kemençe ve lavta’sı ile Sokratis Sinopoulos sahnede yer aldılar, Tanburi Cemil Bey ile Kadı Fuad Efendi’nin eserlerini icra ettiler. İkiliye Viyolonsel ile üçüncü kişi olarak Volkan Ertem de katıldı. Tanuri Cemil Bey’in iki eserini daha icra ettiler.

Bu bölüm de, Murat Aydemir tanbur ve lavta ile ayrı, Sokratis Sinopoulos de kemençe ve lavta ile icralarını sürdürdüler.

Konserde ilginç bir ikili icrası da gerçekleşti. Tanburi Cemil Bey’in Şediaraban taksimini, Murat Aydemir ile Tanburi Cemil Bey birlikte icra ettiler. Taş plak dan Tanburi Cemil beyin tınılarına, Murat Aydemir de sahneden eşlik etti. Bu bölüm, Tanburi Cemil Beyin “Nikriz, sirto, mim sofyan” eseri ile sona erdi.

Bu konser için Yunanistan’dan gelen Sokratis Sinopoulos’un, Tanburi Cemil Bey’i anmada ki duyarlılığı, kemençe ve lavta ile eserleri icra ederken yorumlayışı ve ustalığını, Murat Aydemir ile Volkan Ertem birlikteliğinde ki uyumu, belirtmeden geçmiyelim. Müziğin evrenselliğinin güzel bir sunumunu da gerçekleştirmiş oldular. Tanburi Cemil Bey’in, suyun öte yakasında ki yankıları da bize ulaşmış oldu.

Koro’nun yerini almasından sonra Serhan Aytan’ın, Ud Taksimi sonrası, koro Tanburi Cemil Bey’in,Hüseyni, şarkı, devrihindi, ” Görmek ister gözlerim her dem seni” icra edildi. “Ümitli bir gülün goncası gibi açıl gel ey gül” diye de, koro sanatçılarından Atakan Akdaş, Tanburi Cemil Bey’i Gül’zar, şarkı, sengin semai’si ile sahneye taşımış oldu.

Tanburi Cemil Bey’i sahnede, güftesi Nigar Hanım’ın, Şehnaz, şarkı, sengin semai’si, “Öyle feryad ediyorum ki yardm edecek kimse yok” diye Bekir Ünlüater sesi ile bize ulaştırdı.

Ve son. Bu kez sahnede Nazım Hikmet’in dizeleri, Tanburi Cemil Bey’in oğlu Mesud Cemil’in, Hicaz, şarkı, semai’si, koro tarafından icra edildi.

“Martılar ah eder, çırparlar kanat
Deryalar açılır, kat kat
Gayri beklemeye kalmadı takat
Görünsün karşıdan İstanbul şehri

Dalgalar yar beller, kopar kıyamet
Deryayı kan eder, kan eder hasret
Gayrı beklemeye kalmadı takat
Görünsün karşıdan İstanbul şehri.”

Nazım Hikmet’in İstanbul hasretini, Mesud Cemil’in notaları ile dinlerken, onları da anmış olduk.

Ancak alkışlar durmadı, koronun bis icrası ile konser iki saati aşan süre sonrası, sona ermiş oldu.

Tanburi Cemil Bey ile ilgili bir çok akademik çalışmalar yapıldı. Yayımlananlar da var. Kalan’ın son CD’ler, plak ve kitapçık ile Tanburi Cemil Bey’i yeni nesillere de ulaştımış olduğunu, kolleksiyonerler içinde hazine değerinde olduğunu belirtmeden geçmiyelim.

Koro’nun CRR konserleri, bu sezon 15 Mayıs konseri ile sona erecek. İspirtohane Konserleri’nin solisti de, 30 Nisan’da Dilek Türkan.

Dilek Türkan, Neşet Ertaş, Şevki Bey ve Schubert’ten sonra, bu hafta da Tanburi Cemil Bey ile size merhaba demiş olduk.

Şimdi kahvemizi içerek, Tanburi Cemil Bey’i dinlemeğe, yazımıza noktayı koydukdan sonra başlayabiliriz.

________________

İstanbul.18 Nisan 2016. Pazartesi. [email protected]

1581790cookie-checkTanburi Cemil Bey’i anmak

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.