Tarım üreticisi toprağını işte böyle terk ediyor!

YUSUF YAVUZ / AÇIK GAZETE  – Buğday, pancar, ayçiçeği… Tarlasının dibinde açılan taş ocağı yüzünden ne ektiyse zarar etti. Derdini anlatmak için bütün kurumların kapısını aşındırdı, sadece “sorun yok” yanıtını aldı. Konya-Ilgınlı üretici Tahir Çiftçi, borcunu ödemek için traktörünü ve evini sattığını belirterek, “Ben bittim” diye özetliyor yaşadıklarını…
Türkiye’nin buğday ambarı olarak bilinen Konya’nın Ilgın ilçesinde yaşayan Tahir Çiftçi, atadan kalan arazisinde tarımsal üretim yaparak geçimini sağlıyordu. Ancak yaklaşık 10 yıl önce ilçe merkezi yakınındaki Sivridağ Mevkii’nde açılan taş (kalker) ocağı ve beton tesisi yüzünden hayatı kâbusa dönen 62 yaşındaki Çiftçi, arazisine ne ektiyse zarar ettiğini söylüyor. Arazisinin bitişiğinde açılan taş ocağının ve yolu kullanan kamyonların tozlarının ürünlerindeki verimi düşürdüğünü savunan Tahir Çiftçi, bugüne kadar hangi kuruma başvurduysa sonuç alamadığını belirterek, “Ürettiklerim gübre ve mazot paramı bile karşılamadı. Traktörümü ve evimi sattım. Benim bu arazilerden başka bir gelirim, gidecek başka yerim yok” diye konuştu.

Ilgınlı üretici Tahir Çiftçi, babadan kalman arazisinde buğday üreterek hem geçimini sağlıyor hem de çocuğunu okutuyordu. Ancak Ilgın Uçarı Mahallesindeki Sivridağ’da açılan taş kırma ve beton tesisi Çiftçi’nin adeta kâbusu haline geldi. Arazisinin bitişiğinde açılan taş ocağında önlem alınmadan çalışıldığı için çıkan tozların ürünlerine zarar verdiğini dile getiren Tahir Çiftçi, 2012 yılından devletin ilgili kurumlarında çalmadık kapı bırakmadı. Taş ocağında tozu önleyecek önlem alınmasını ve kamyonların mıcır taşıdığı yolun sulanmasını talep eden Tahir Çiftçi’nin ilgili kurumlara yazdığı dilekçe ve şikâyet başvurularının birçoğu sonuçsuz kaldı.

Ilgınlı üretici Tahir Çiftçi

BAKANLIKTAN ‘DENETLENDİ, OLUMSUZLUĞA RASTLANMADI’ YANITI

Çiftçi’nin çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na en son geçtiğimiz Haziran ayında yaptığı şikâyet başvurusuna verilen yanıtta, “Kurumumuz teknik personelince 29.06.2020 tarihinde yerinde yapılan inceleme neticesinde, tesiste ve yollarda tozumaya karşı sulamanın yapıldığı tespit edilmiştir. Denetim sırasında tesiste herhangi bir olumsuzluğa rastlanmamıştır. Ayrıca bölgedeki yolda tozumaya karşı önlem alınması için Belediye yetkilileri ile görüşülmüştür” ifadelerine yer verildi.

ÇİFTÇİ: ‘MADEM DENETİM OLMUYOR, ŞİKÂYET HATTI KURMAYIN’

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın bu yanıtını değerlendiren Tahir Çiftçi, toz yüzünden arazisinde verim kaybı yaşadığına dikkati çekerek, dekarda 450 kilo örün alması gerekirken 150 kilo ürün alabildiğini belirtti. Verimli tarım arazilerinin yanı başındaki tesiste toz için filtre kullanılmadığını belirten Çiftçi, Bakanlığa şu yanıtı verdi: “Benim hayatım bitti. 15 yıldır bu zulmü yaşıyoruz. Madem denetim olmuyor, böyle şikâyet hattı kurmayın.”

Bunun üzerine Bakanlık ise Tahir Çiftçi’ye şu yanıtı verdi: “Sayın Başvuru sahibi, şikâyet talebinizi yineliyoruz. Saygılarımızla…”

DEKARDAN 450 KİLO ÜRÜN ALMASI GEREKİRKEN 150 KİLO ALABİLMİŞ

Yıllardır benzer bir kısır döngü içinde yaşayan Tahir Çiftçi, tarlasına buğdayın ardından pancar ektiğini ancak pancarda da büyük verim kaybına uğradığını söylüyor. Bu yıl ise ayçiçeği ekmiş tarlasına. Ancak şikâyet dilekçesinde de belirttiği gibi dekarda 450 kilogram verim almayı beklerken sadece 150 kilo ürün alabilmiş.

TARIM İL MÜDÜRLÜĞÜ: ‘HAKKINIZI ADLİ MERCİLERDE ARAYIN’

Taş ocağı yüzünden zarar ettiğini ve her şeyini kaybetme noktasına geldiğini dile getiren Tahir Çiftçi’ye bu konuda yargı yoluna başvurup vurmadığını soruyoruz. Zaten Tarım İl Müdürlüğü, bir başvurusuna verdiği yanıtta, konuyla ilgili sorumluluğun kendilerinde olmadığını belirterek, “Hakkınızı Mahkemede arayın” önerisinde bulunmuş. 2013 yılında açtığı davada Mahkemenin atadığı Zirai Bilirkişinin yazdığı raporu gösteriyor.

ZİRAİ BİLİRKİŞİ: ‘TOZUN ZARARINI BELİRTMEK MÜMKÜN DEĞİL’

Taş ocağının ürünlerde verim kaybına neden olup olmadığının bilirkişilerce araştırılması isteyen Mahkeme’ye sunulan raporda, bu yönde bir kanaate varılmasının mümkün olmadığı görüşü savunularak aynı parselde bile farklı toprak yapılarının bulunduğu belirtiliyor. Dava konusu parsellerde verimi pek çok faktörün etkilediği dile getirilen bilirkişi raporunun sonuç bölümünde şöyle deniliyor: “Bu parsele yakın başka bir parselden alınacak numune ile kıyaslama yapılamayacağı, böyle bir uygulamanın doğru sonuç vermeyeceği nedeniyle yoldan geçen araçların çıkardığı tozdan dolayı bir zarar oranı belirtmenin mümkün olmadığı kanaatine varılmıştır.”

BELEDİYE: ‘TESİS YETKİLİLERİNİ ÇEVREYE ÇÖP ATMAYIN’ DİYE UYARDIK

Tahir Çiftçi’nin derdini anlatmak için başvurduğu kurumlardan biri Ilgın Belediyesi ise 30 Mart 2020 tarihinde CİMER üzerinden verdiği yanıtta şu ifadelere yer veriyor: “CİMER başvurusunda belirtilen şikâyet konusu Zabıta Müdürlüğü ekiplerince mahallinde incelenmiş olup, çevrede bulunan hazır beton tesisi yetkililerine çevreye çöp atılmaması hususunda gerekli ikazlar yapılmıştır.”

TAHİR ÇİFTÇİ: ‘BORÇ ÖDEMEK İÇİN TRAKTÖRÜMÜ VE EVİMİ SATTIM’

Her yıl arazisini ekmek için direnen Tahir Çiftçi artık her şeyini kaybetme noktasına geldiğini söylüyor: “Ürettiklerim gübre ve mazot paramı bile karşılamadı. Daha önce başka bir arazide hiç sulamadan dekarda 450 kilogram ürün almıştım. Bu yıl taş ocağının bitişiğindeki arazimde sulama da yaptım ancak dekardan 150 kilo ürün alabildim. Tozdan dolayı ürün yetişmiyor. Ürettiğim ürün, mazot ve gübre masrafını bile karşılamadı. Borçlarımı ödemek için traktörümü ve evimi sattım. Benim bu arazilerden başka bir gelirim, gidecek başka yerim yok. Devletin kurumları gelip bakıyorlar, ‘Sıkıntı yok’ diyorlar. Biz sorunu yazıyoruz, onlar ‘bir şey yok’ diyorlar. Belediye 2 kilometrelik yolu yapmak için ‘para yok’ diyor. Bu durum yaklaşık 15 yıldır böyle sürüp gidiyor. Geçen yıllarda bu sorunları video çekip internette paylaştığım için bir de ceza aldım. Sorunu milletvekillerine, siyasi parti yetkililerine anlattım ama hiç bir adım atılmadı.”

YAŞANANLAR ÜRETİCİYE ‘BEN BİTTİM’ DEDİRTİYOR

Tahir Çifçi, elinde kalan tek arazinin burası olduğunu söylüyor. Diğer bir iki parseli satmış. Taş ocağı ise yeterli stok üretimini yaptığı için şu günlerde üretime ara vermiş. Artık tarımsal üretimi tamamen bırakacağını söylüyor. En basit önlemlerin bile alınmaması onu canından bezdirmiş. “Ben Aksaray’da benzer bir taş ocağında gördüm;  üretilen malzemenin üzerini brandalar ile örtüyorlar. Böylece rüzgâr tozları savurmuyor. Ancak buradaki ocakta üzerini örtmüyorlar. Bu yüzden her yer bembeyaz toz oluyor” diyen Çiftçi, uğradığı zararı “Ben bittim” sözleriyle özetliyor.

TAHİR ÇİFTÇİ DE TOPRAĞINI TERK EDEN ÜRETİCİLERE KATILACAK

Buğdaydan mercimeğe, nohuttan pirince kendi üretebildiği birçok temel tarım ürününü ithal eden Türkiye’de üretimin böylesine akıl almaz ihmal ve sorumsuzlukla zorlaştırılması her yıl binlerce çiftçinin farklı nedenlerden dolayı toprağı terk etmesiyle sonuçlanıyor. Konya- Ilgınlı Tahir Çiftçi de hiç istemese de toprağını terk etmek zorunda kalan üreticiler arasına katılacak.

 

2457750cookie-checkTarım üreticisi toprağını işte böyle terk ediyor!
Önceki haberBeyaz Saray’a döndü: ‘Covid’den korkmayın’
Sonraki haberVan’da dört gazeteci gözaltına alındı
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.