Toprağı ve suyu koruması gereken bakanlık, kirliliğe neden oluyor!

YUSUF YAVUZ / AÇIK GAZETE – Antalya’da yaşayan araştırmacı Yusuf Bölük, aylarca toprak dedektifi gibi çalışarak tarım arazilerindeki nitrat kirliliği tablosunu ortaya çıkardı. Antalya’da 2017 yılında 14 bin ton kimyasal gübre, 4 bin tona yakın da tarımsal zehir kullanılmasına karşın toprak kirliliğine ilişkin tek bir analiz sonucu açıklanmadı…

Aylarca toprak dedektifi gibi çalışarak tarım arazilerindeki nitrat kirliliğinin ürkütücü sonuçlarını ortaya çıkaran araştırmacı Yusuf Bölük, Tarım ve Orman Bakanlığı’nı kendi çıkardığı kanun ve yönetmeliklere uymamakla eleştirdi. Tarım havzalarının imara açılmasının büyük bir hata olduğunu dile getiren Bölük, nitrat kirliliğinin önüne geçmek amacıyla hayata geçirilen iyi tarım uygulamalarının da planlandığı gibi yürütülemediğine dikkat çekti. Antalya’nın Korkuteli ilçesinde su kaynaklarının bitişiğindeki parselin tarım arazisi vasfı değiştirilerek petrol istasyonu yapıldığını dile getiren Bölük, Serik Karadayı Mahallesi’nde ÖÇK alanı içerisindeki sulama projesi sınırlarındaki 15.02 hektarlık tarım arazisinin de imara açıldığını kaydetti. Serik Yukarıkocayatak Mahallesinde 1 milyon metrekarenin üstündeki mera alanının, toptancı hali ve TOKİ konut projesi için imar açıldığını da vurgulayan Bölük, “Her üç bölgede Nitrat değerleri yüksek çıkmasına rağmen kirlenmeye neden olacak hareketlerin devam etmesi. Koruma tedbirlerinin alınmaması yapılan projelerin sadece proje olarak kaldığını, sahada uygulamaya dönüşemediğini ortaya koymaktadır. Beş ayrı yeraltı su kaynağının ortasındaki ‘hassas alan’ olan bölgeye böyle bir imar izninin nitrat kirliliğinin önlenmesi projesini yürüten kurumlarca verilmiş olması düşündürücüdür” diye konuştu.  

Tarımsal üretimde bitki gübresi olarak kullanılan nitrat ve fosfat, aynı zamanda bir kirlilik kaynağına da dönüşüyor. Denetimsiz ve aşırı nitrat kullanımı özellikle yer altı sularını ve tarım topraklarını kirleterek büyük çevre ve toplum sağlığı sorunlarına neden oluyor. Hatalı sulama ve gübreleme, hayvansal gübreler, anız yakılması, evsel ve sanayi atıkları ile kentsel kanalizasyon ve arıtma atıkları, sularda ötrofikasyon adı verilen kirliliğe neden oluyor.

Bu konudaki en çarpıcı örneklerden biri Aydın ve Muğla illeri sınırında bulunan Bafa Gölü. Büyük Menderes Nehri’nin taşıdığı tarımsal, evsel ve sanayi atıkları nedeniyle her yıl ötrofikasyon kokuşmaları meydana gelen Bafa Gölü, yıllardır aynı kısır döngü yüzünden ölüm döşeğinden kurtulamıyor.

TARIM ARAZİLERİNİN İMARA AÇILMASINA İZİN VEREN BAKANLIK SORUMLU

Tarım alanlarının imara açılması, orman kayıpları ve yetersiz denetimler yüzünden sulak alanların hızla kirlenmesi Türkiye’nin sessiz sedasız zehirlenmesine yol açıyor. Antalya’da yaşayan araştırmacı Yusuf Bölük, yıllardır tarım arazilerinin imara açılması ve hatalı kullanımlarına karşı mücadele ediyor. Su kaynaklarının kirlenmesine karşı da çalışmalar yapan Bölük, aylarca toprak dedektifi gibi çalışarak tarım arazilerindeki nitrat kirliliğinin boyutlarını ortaya çıkardı. Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesindeki kuruluşların sorumluluğunda olan nitrat kirliliğinin önlenmesiyle ilgili yasa ve yönetmeliklerle sahadaki uygulamaları inceleyen Yusuf Bölük’e göre ürkütücü tablonun en büyük sorulularından biri, koruması gereken tarım topraklarının imara ve ranta açılmasına onay veren Tarım ve Orman Bakanlığı.

TÜRKİYE 2004 YILINDAN BU YANA NİTRAT KİRLİLİĞİNİ DENETLİYOR

Konuyla ilgili yaptığı araştırma hakkında sorularımızı yanıtlayan Yusuf Bölük, Türkiye’nin AB Uyum Yasaları ve Müzakereler sonucunda hazırlanan Nitrat Direktifini 2004 yılında imzalayarak yürürlüğe koyduğuna işaret ederek şunları dile getirdi: “Nitrat Direktifi uygulamasının yürürlüğe girmesinin ardından 2016’da revize edilen düzenleme, ‘Tarımsal Kaynaklı Nitrat Kirliliğine Karşı Suların Korunması Yönetmeliği’ adıyla yeniden yürürlüğe kondu. Bu düzenlemeyle 2004 yılından bu yana yapılan konuyla ilgili yatırım ve faaliyetler de güçlendirildi. Düzenlemeyle ayrıca sularda tarımsal faaliyetlerden kaynaklanan nitrat kirliliğini önlemeye ve azaltmaya yönelik uygulamaları düzenleyen İyi Tarım Uygulamaları Kodunun geliştirilmesi de amaçlandı. Bu konuda nitrat kirliliğine karşı hassas alanlar belirlenerek yeraltı ve yer üstü su kaynaklarından düzenli olarak örnekler alınıyor ve analizler yapılıyor. Belirlenen hassas alanlarda, sularda oluşan tarımsal nitrat kirliliğini önlemeye yönelik çalışmaların başında her bölgeye özgü tarımsal eylem planlarının hazırlanması ve bu yöndeki önleyici çalışmaların yapılması geliyor.

EKİLİ ALANLAR AZALDI, KİMYASAL İLAÇ VE GÜBRE KULLNIMI ARTTI

Nitrat kirliliğini önlemek amcıyla 2004 yılından bu yana yürütülen çalışmalar özetle böyle. Ancak 15 yıldır yapılan bu çalışmalarla ilgili bir veri açıklanmaması dikkat çekiyor. Yani Türkiye’nin nitrat kirliliği konusunda ne durumda olduğunu anlayabileceğimiz bilgiler açıklanmıyor. Son yıllarda Türkiye’deki ekili tarım alanlarından azalma olmasına karşın kimyevi gübre ve tarım ilaçlarının kullanımında artış olması, nitrat kirliliğinin de artmasına neden oluyor.”

NİTRAT KİRLİLİĞİ İNSAN VE HAYVANLARDA ÖLÜMLERE YOL AÇIYOR

Toprağın tuzlanmasına ve verimin düşmesine yol açan nitrat kirliliğinin önemli sağlık ve çevre sorunlarına yol açtığına dikkat çeken Yusuf Bölük, Nitrat kirliliği ayrıca yetiştirilen ürünlerdeki kimyasal kalıntı miktarını artırırken su kaynaklarını da kirletiyor. Su ürünlerinin yok olması, büyük ve küçükbaş hayvancılıkta verim kaybı, hayvanlarda döl atma sorunu ve hayvan ölümleri de nitrat kirliliğinin neden olduğu sorunlar arasında. Mavi bebek sendromu denilen ve ölümle sonuçlanabilen sağlık sorunlarına insanlarda mide ve sindirim kanserine neden olması da nitrat kirliliğinin ürkütücü sonuçları arsında” ifadelerini kullandı.

‘EYLEM PLANININ UYGULAMASINDA BAZI EKSİK VE HATALAR VAR’

Nitrat kirliliğinin önlenmesine ilişkin eylem planlarının uygulanmasında bazı eksiklerin ve hataların bulunduğunu savunan Bölük, “Hayvan barınakları ve projelendirmelerinin daha detaylı ve özenli yapılması gerekiyor. Devletin çiftçi kayıt sistemi ve arazi projelendirmesi ile bakanlığın il müdürlüğü teknik ekiplerince daha doğru numune alımı yapması da önemli. Ayrıca üreticilerin toprak analizlerinin de kamu tarafından ücretsiz yapılması gerekiyor. Ürün ve arazi odaklı doğru gübreleme tekniğinin yaygınlaştırılması da son derece önemli” görüşünü dile getirdi.

ANTALYA’DA 1 MİLYON METREKARENİN ÜZERİNDE TARIM VE MERA ARAZİSİ İMARA AÇILDI

Tarım havzalarının imara açılmasının son derece hatalı bir uygulama olduğuna dikkat çeken Yusuf Bölük, nitrat kirliliğinin önüne geçmek amacıyla hayata geçirilen iyi tarım uygulamalarının da planlandığı gibi yürütülemediğine dikkat çekti. Antalya’nın Korkuteli ilçesinde su kaynaklarının bitişiğindeki parselin tarım arazisi vasfı değiştirilerek petrol istasyonu yapıldığını dile getiren Bölük, Serik Karadayı Mahallesi’nde ÖÇK alanı içerisindeki sulama projesi sınırlarındaki 15.02 hektarlık tarım arazisinin de imara açıldığını kaydetti. Serik Yukarıkocayatak Mahallesinde 1 milyon metrekarenin üstündeki mera alanının, toptancı hali ve TOKİ konut projesi için imar açıldığını da vurgulayan Bölük, “Her üç bölgede Nitrat değerleri yüksek çıkmasına rağmen kirlenmeye neden olacak hareketlerin devam etmesi. Koruma tedbirlerinin alınmaması yapılan projelerin sadece proje olarak kaldığını, sahada uygulamaya dönüşemediğini ortaya koymaktadır. Beş ayrı yeraltı su kaynağının ortasındaki ‘hassas alan’ olan bölgeye böyle bir imar izninin nitrat kirliliğinin önlenmesi projesini yürüten kurumlarca verilmiş olması düşündürücüdür” diye konuştu.  

‘AB FONLARIYLA YURT DIŞINDA TATİL YAPIYORLAR’

AB fonlarından yararlanılarak hazırlanan projelerin nitrat kirliliğini önlemek amacıyla hayata geçirildiğini belirten Bölük, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın ilgili birimlerinin bu fonları doğru kullanmadığını iddia ederek, “Projeleri bahane edip yurt dışında tatil yapıyorlar. Bu kapsamda nitrat ölçümü yapan kamyonlardan tutun da konuyla ilgili araç-gereç ve eğitim çalışmaları AB tarafından finanse edildi. Ancak 2004 yılından bu yana yaptıkları ortada. Rant ve talan uğruna kanuna ve projelere aykırı her şeyi yapıyorlar. Nitrat kirliliği konusu, tarım alanlarını talana açan Tarım Reformu Genel Müdürlüğü’nü ciddi ölçüde sıkıntıya sokabilir. Tarım alanlarının yağmalanmasına izin veren, aynı zamanda bu alanları nitrat kirliliğinden koruması gereken genel müdürlüktür. Bakanlık ormanlık alanların arttığını açıklıyor ancak göller kuruyor, su havzaları kirleniyor. Ormanların yok edilmesi nitrat kirliliğinin en önemli nedenlerinden biri” görüşünü savundu.

ÖNLEM ALINMAZSA TÜRKİYE BÜYÜK SORUNLARLA BAŞBAŞA KALABİLİR

Uzun yıllar süren çalışmalar sonucunda ortaya konulan nitrat kirliliğini önleyici projelerin sahadaki eksiklikler ve hatalar yüzünden kirletici konumuna düştüğünün altını çizen Bölük, “Bu sorunun ülkemizin geleceği açısından büyük bir kayıp olduğunu düşünüyorum. Ayrıca ülke ekonomisine de büyük zararları var. Hazırlanan projelerin uygulanmasında eksikler olduğu gibi denetim mekanizması da yeterince işlemiyor. Bu konuda sahada araştırmalar yapan uzmanlar da uyarılarını sürdürüyor. Eğer ciddi önlemler alınmaz ve aksaklıklar giderilmezse Türkiye daha büyük çevre ve sağlık sorunlarıyla baş başa kalabilir” diye konuştu.

BİR YILDA 14 BİN TON KİMYASAL GÜBRE, 4 BİN TONA YAKIN TARIMSAL ZEHİR KULLANILDI, TEK BİR ANALİZ SONUCU AÇIKLANMADI

Antalya Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün hazırladığı ‘Antalya İli 2017 Çevre Durum Raporu’nda, 2017 yılında il genelinde kullanılan ve nitrat kirliliği kaynağı olarak bilinen tarımsal gübrelerin toplamının, 13.925 ton olduğu kaydediliyor. Bunun 9 bin tonu azot, yaklaşık 5 bin tonu da fosfor ve potasyumdan oluşuyor. Rapora göre 2017 yılında Antalya ili genelinde tarımda kullanılan böcek ve ot öldürücü tarımsal ilaçlar olan pestisit, herbisit ve fungusit gibi kimyasalların toplamı ise 3 bin 777 ton olarak açıklandı. Ancak resmi rakamlara göre bile korkunç boyutlarda olan bu kirleticilerin tarım topraklarına ve sulara nasıl bir zarar verdiğiyle ilgili analiz sonuçlarının boş bırakılması dikkati çekiyor. Tarım Bakanlığı’nın kaynak olarak gösterildiği raporun, topraktaki pestisit ve benzeri tarım ilaçları kalıntılarına ilişkin analiz sonuçlarının olması gereken bölümde hiçbir bilgiye yer verilmiyor.

BAKANLIK ÇİFTÇİLERE ‘ÖNCE KENDİ TARLAMIZDAN BAŞLAYALIM’ DİYOR

Tarım Bakanlığı’nın nitrat kirliliğine karşı üreticileri bilinçlendirmek amacıyla hazırladığı bir kamu spotunda ise sinema oyuncusu Serdar Gökhan’ın ağzından aktarılan şu ifadelere yer veriliyor: Her canlının yaşamı, su ile başlar. Sularımız kirlenirse, geriye ne kalacak? Doğru zamanda verilmeyen, bitki ihtiyacından fazla kullanılan hayvansal ve kimyasal gübreler, yer altı ve yerüstü sularımızda nitrat kirliliğine yol açıyor. Her zaman çiftçilerimizin yanında olan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımız, tarımsal faliyetlerden kaynaklanan nitrat kirliliğini yakından izliyor ve önlenmesine yönelik tedbirler alıyor. Çiftçi kardeşlerim, sularımızı ve geleceğimizi korumak için işe önce kendi tarlamızdan başlayalım.”

 

2335890cookie-checkToprağı ve suyu koruması gereken bakanlık, kirliliğe neden oluyor!
Önceki haberKÜRESEL LİKİDİTE BOLLUĞU TÜRKİYE İÇİN NE ANLAMA GELİYOR? (2)- Delikli kova dolar mı? 
Sonraki haberN’olcak bu Brexit…
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.