Travma

Geçtiğimiz hafta Türkiye ve Suriye’de yaşanılanlar ışığında insan ne yazabilir, ne söyleyebilir ki?

Türkiye’de, küçücük adamızda yaraların sarılması çok uzun zaman alacak. Yakınlarını kaybedenler için bu hiç mümkün olmayacak.

Suriye’deki savaşlardan kaçan ve gerek kendi ülkelerinde gerekse Türkiye’de göçmen durumuna düşen insanların yaşadıkları çaresizlik de aynı derecede yürekler acısı. 

KKTC öğrenci kafilesi okul tatili esnasında Türkiye’ye spor turnuvası için gitmişti. 28 yavrumuz, onların bazı aile fertleri ve öğretmenleri maalesef geri dönemedi.  

“Sözün bittiği yerdeyiz” sözü sosyal medyada en fazla rastlanan sözlerden olur böyle zamanlarda.  Ben hiçbir zaman hemfikir olmadım, çok yanlış olduğunu düşündüm bu anlamsız sözün.

Asıl konuşulacak, yazılacak zaman bu zamandır. Ama şimdilik odaklanmamız gereken konu yaslı ailelere nasıl destek olmamız gerektiği konusudur.

Ailelere nasıl destek olabileceğimiz konusunda ise yararlanabileceğimiz kişiler ruh sağlığı uzmanları, terapistler, psikologlardır.

Sosyal medyadaki yığınlarca kızgın yorumlar arasında en yararlı paylaşım Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayşe Zeki’den geldi. Dr. Zeki’nin Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Temsilcisi olarak özellikle sosyal medya kullanıcılarını hedef aldığı paylaşımı şöyle:

“Değerli sosyal medya kullanıcıları,

İçinden geçtiğimiz bu kritik günlerde, yurdumuzda hemen herkesin çeşitli derecelerde yaşadığı travmatik deneyimden olumsuz etkilendiği malumunuzdur. Böylesi hassas bir süreçte hepimizin atacağı adımların travmanın orta ve uzun vadede ortaya çıkacak etkilerini artırmamak ve/veya azaltmak adına, dikkatli ve çok yönlü düşünülerek atılması hepimiz için elzem olacaktır. Gerek etkilenen birey sayısını artırıp ikincil travma yaratmamak, gerekse birincil travma yaşayan insanların örselenmişliklerini daha da artırmamak adına yapılacak her türlü medya yayını ve/veya paylaşımında dikkat edilmesi gerekli temel noktaları hatırlatma ihtiyacındayız. Sizlerle yapılacak iş birliği bu noktada önemli olacaktır.

– Depremden doğrudan etkilenen bireyler ya da yakınlarının konu ile bağlantısız özel yaşam öykülerinin aktarılmaması ve/veya dramatize edilmemesi.

– Her türlü resim ve video paylaşırken bu paylaşımlara çocuk, ergen ve yaşlıların bu yayınları gören olumsuz yönde etkilenebileceği ihtimali akılda tutularak yapılması.

– “Bittik”, “Bir daha toparlanamayız” gibi örselenmiş kişilerin tekrar ayağa kalkabilmesini zorlaştıracak geleceğe yönelik olumsuz yorumlar yapılmaması. 

– Doğruluğu netleşmemiş, spekülatif bilgilerin paylaşılmaması.

– Etkilenen bireylerin ve yakınlarının yıllar sonra bile bugün yapılan yayınlara ulaşabilmeye devam edeceğinin akılda tutulması!

– Deprem bölgesine gidip geri dönen basın mensuplarının da bu travmadan etkilenmiş olabileceği ve gerekli psikososyal destek ve/veya yardım alınması gerekli olabileceğinin hatırlanması önem arz etmektedir.

Birlik ve beraberlik içerisinde hareket edip toplumumuzun yaralarını sarmaya ihtiyaç duyduğumuz günlerden geçmekteyiz. Hassasiyetlerimizi hassasiyetlerinize dönüştürdüğünüz için teşekkür ederiz.”

Lütfen Dr. Ayşe Zeki’nin tavsiyeleri doğrultusunda hareket edelim.

2668070cookie-checkTravma

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.