Türkiye’de seçim sistemi ve seçim barajı adaletsizliği

Türkiye’de Başkanlık sistemi tartışmaları yapıladursun, ülkede demokratik sisteme zarar veren en önemli olayın % 10 gibi çok yüksek bir seçim barajı olduğunu kimse görmek istemiyor. Muhalefetteyken % 10 seçim barajına karşı olan siyasi partiler, iktidara gelinde seçim barajından memnun olup bu adaletsiz durumu değiştirmeye yanaşmıyorlar. Hal böyle olunca, adaletsiz seçim barajı varlığını korumaya devam ediyor. Türkiye’de geçerli olan % 10 seçim barajının dünyadaki en yüksek seçim barajı olduğunun altını çizerek bu konuyu siyasal istikrar kavramı çerçevesinde incelemek istiyorum. Öncelikle seçim sistemleri konusunda bir giriş yapmakta yarar var.

Seçim Sistemleri

Dünyada Avustralya gibi birkaç istisna dışında üç değişik milletvekili seçim sistemi olduğu görülmektedir. Bu seçim sistemleri, Dar Bölgeli Seçim Sistemi, Nispi (oransal) Temsil Sistemi ve Karma Sistem’dir.

Dar Bölge seçim sisteminde, her milletvekili için bir seçim bölgesi bulunmakta olup bu yöntemde, milletvekili seçilebilmek için bu bölgede oyların çoğunluğunun alınması gerekmektedir. Bu seçim sisteminde de iki farklı yöntem kullanıldığı görülür. İlk yöntem, “basit çoğunluk” yöntemi olarak isimlendirilir ve milletvekili seçilebilmek için o bölgedeki seçimde en çok oyu alan aday, milletvekili seçilir. Bu yöntemin İngiltere ve ABD’de kullanıldığı görülür.

“Mutlak çoğunluk” yönteminde ise seçilecek adayın o bölgede oyların yarısından fazlasını alması şartı aranmaktadır. Eğer adaylardan hiçbirisi bu mutlak çoğunluk oyunu yakalayamazsa, en çok oyu alan 2 aday arasında ikinci tur seçim yapılmaktadır

Dar bölge seçim sistemi, parlamentoya ılımlı sol ve sağ partilerin girişini sağlamaktadır. Bu sistem, demokratik katılım ve temsil açısından bazı sakıncalar bulunmaktadır. Bunun nedeni, seçimler sonucunda en çok oyu alan adayın seçilmesi, diğer adayların seçilememesidir.

Türkiye, KKTC ve Yunanistan gibi birçok Avrupa ülkesinde uygulanan seçim sistemi ise Nispi (oransal) Temsil Sistemi olarak isimlendirilir. Bu sistemde, bir seçim bölgesinde birden çok milletvekili seçilebilmektedir. Bu seçim sisteminde de birden çok yöntem uygulandığı görülmektedir.

Nispi Temsil siteminin bir türü olan “Liste Sistemi”nde, milletvekilleri, partilerin gösterdiği listeden, sırasıyla, aldıkları oy oranlarına göre seçilmektedir. Seçmenin listeden aday tercih etme olanağı bulunmamakta, ancak partiler, aldıkları oy oranlarına göre milletvekili çıkarabilmektedirler.

Liste sistemi dışındaki uygulamalarda farklı biçimler görülebilmektedir. Bunlar arasında KKTC’de uygulanan seçim sistemi de vardır. KKTC seçim sisteminde seçmen, adaylar arasında tercih oyları kullanabilmekte, seçilecek adaylar da bu tercih oylarına göre belirlenmektedir.

Üçüncü seçim sistemi, “karma sistem” olarak isimlendirilir. İlk kez Yeni Zelanda’da denenen bu sistem, daha sonra Japonya ve Rusya gibi değişik ülkelerde de kullanılarak yaygınlaşmıştır. Karma seçim sisteminde, parlamentoda iki tür üye bulunmaktadır. Bir kısım üye, dar bölgelerden tek tek seçilmektedir. Partilerin ülke genelinde aldıkları oy oranlarına göre de parti listelerinden milletvekilleri seçilmektedir. Böylece, parlamentoda, dar bölgelerden seçilen ve parti listelerinden seçilen iki tür üye bulunmaktadır.

Karma sistem, siyaset bilimcilere göre, siyasal istikrar anlamında oransal temsilden daha uygun, demokratiklik açısından da dar bölge sisteminden daha üstün olarak değerlendirilmektedir.

Seçim sistemi, demokrasinin en önemli bileşenlerinden birisidir: Siyasi partiler, demokrasilerin en vazgeçilmez kurumları olmaları nedeniyle karışık ve siyasetçilerin gücünü parti genel başkanları lehine azaltan seçim sistemleri tercih edilmemelidir.

Türkiye’de Seçim Barajı Adaletsizliği

Siyaset biliminde tümevarım yönteminin kullanılması konusunda en güzel örnek, seçim ve seçmen davranışlarını inceleyen araştırmalarda karşımıza çıkar. Bir ülkede hangi bölgelerde ve hangi kesimlerde ne tür bir siyasal kimliğin egemen olduğunu, seçim sonuçlarını inceleyerek çok kolay biçimde öğrenebiliriz. Ayrıca, seçim sonuçları, zaman içinde siyasal tercihlerdeki değişimi anlamak ve açıklamak için de kullanılabilmektedir.

Siyaset biliminde ve özellikle karşılaştırmalı siyaset biliminde yapılan bazı araştırmalar, siyasal iktidarların gelecekte izleyecekleri politikaları belirlemek için sıkça kullanılmaktadır. Özellikle seçmen davranışlarını etkilemek için izlenecek stratejiler ve taktiklerin belirlenmesinde, siyaset biliminde yapılmış araştırmalar ve kanıtlanmış varsayımlardan yararlanmak, siyasi partiler için başarılı sonuçlar üretebilir.

Avrupa siyasi tarihine kısaca bakacak olursak, siyasi partilerin seçim başarılarını anlayabilmek açısından ilginç gerçekler ve varsayımlar ile karşılaşırız. Karşılaştırmalı siyaset bilimi kitaplarında karşınıza çıkacak bazı kavramlar, seçim sonuçlarını kestirmek için sizlere kolay anlaşılır ve gerçeğe çok yakın ipuçları sağlayabilir.

ABD ve İngiltere’de seçimler öncesinde, seçimlerden iki partinin çok güçlü olarak çıkacağı ve birisinin iktidar, diğerinin de muhalefet rolünü üstleneceği konusunda geniş bir fikir birliği bulunmaktadır. Sistemin iki parti etrafında dönmesine anlamına gelen bu duruma, İngilizler, “Adversary Politics” ismini vermektedir. ABD’nde sıradan bir seçmen, sistemde iki partinin güçlenmesinin nedenini bilmediği halde, gelecek seçimlerde sağ ve soldan iki partinin seçimlerden birinci ya da ikinci olarak çıkacağını bilmekte ve oyunu buna göre vermektedir. Peki bu durumun siyaset bilimi açısından bir açıklaması var mıdır ?

Elbette vardır. Siyaset bilimcisi Maurice Duverger ve birçok siyaset bilimcisi, iki partili sistemler ile seçim sistemleri arasında bir bağlantı olduğunu iddia etmişlerdir. Bu siyaset bilimcilere göre, dar bölgeli seçim sistemlerinde seçmen oyları, seçimi kazanma olasılığı yüksek olan ılımlı partilerde yoğunlaşmakta ve böylece üçüncü partiler, azınlık partileri ya da güçsüz partilerin seçimlerde ciddi bir varlık gösterememeleri sonucu ortaya çıkmaktadır. Peki bu varsayım doğru ise, bir ülkede seçim sisteminin değişmesi ile partilerin seçim kazanma şanslarının da değişmesi gerekli değil midir ? Bu konu da araştırılmış ve Yeni Zelanda’da dar bölgeli seçim sistemi değiştirildiğinde, seçimleri iki partinin ya da iki büyük partiden birisinin kazanamadığı, parlamentoya ikiden çok partinin girdiği görülmüş ve sonuçta tek bir partinin hükümet kuramadığı bir parlamento aritmetiği ortaya çıkmıştır. Böylece, Yeni Zelanda, seçim sistemini değiştirince parti sistemi de değişerek çok partili sisteme geçilmiş ya da seçmen davranışları da değişmiştir.

Türkiye’de siyasal istikrar, geçmişte yaşanan olumsuz koalisyon hükümetleri deneyimleri nedeniyle kutsallaştırılan bir kavram olmuştur. Eğer siyasal istikrar Türkiye için çok önemli ise, bunu sağlamanın çok basit bir yolu bulunmaktadır. Bu yol, dar bölgeli seçim sisteminin uygulanmasıdır. Böylece, yüksek seçim barajları koymanın da gereği kalmayacaktır.

Türkiye’de siyasal istikrar arayışı var ise, dünyanın en adaletsiz seçim barajını korumak yerine, seçim sisteminin değiştirilmesi ve dar bölgeli seçim sisteminin iki turlu türü tercih edilebilir. Dar bölgeli seçim sisteminde, hem temsil açısından daha tercih edilebilir bir sonuç olarak birçok parti ve bağımsız adayın parlamentoya girmesi sağlanacak, hem de sistemin iki parti etrafında dönmesi sonucunu siyasal istikrar gerçekleşecektir.

Türkiye’de çok yüksek seçim barajından kurtulmak, ülkenin değişik bölgelerindeki sevilen kişilerin temsiline olanak vermek ve siyasal istikrarı kesin olarak sağlamak için her seçim bölgesinden tek adayın seçildiği, ilk turda salt çoğunluğu sağlayamayan aday bulunamadığı durumda ilk iki adayın ikinci tura kaldığı Dar Bölgeli Seçim Sistemi uygulanmalıdır.

Türkiye’de seçim sisteminin değiştirilmesi tartışmalarında iki önemli neden itici gücü oluşturmaktadır. Birincisi, siyasi partilerde Genel Başkan sultalığına son vermenin gereği ve daha da önemlisi, % 10 seçim barajına gerek kalmadan siyasal istikrarı sağlamanın mümkün olması. Bunları yaratacak olan da seçim sisteminin değiştirilmesi olacaktır. Dünyanın en büyük seçim barajının olduğu bir ülkede demokrasi nutukları atan siyasi partilerin bu konuda tartışmaya bile girmemesini anlamak mümkün değildir.

673870cookie-checkTürkiye’de seçim sistemi ve seçim barajı adaletsizliği

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.