Fener Rum Erkek Lisesi Vakfı ile Surp Pirgiç Ermeni Hastanesi Vakfı, Türkiye’yi mükiyet hakkı konusunda ayrımcılık yapmakla suçluyor.
Mahkeme iki vakfın ayrı ayrı yaptığı başvuruları birleştirme kararı almıştı. Vakıf avukatları 2,5 saat süren ilk oturumda daha önce Türkiye’de açtıkları davalardan örnekler verdi.
Avukatlar, vakıfların bağış ve hediye olarak edindikleri taşınmaz malların mülkiyet haklarını bu davalara rağmen alamadığını, oysa bunun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin mal ve mülkiyetin korunmasıyla ilgili birinci protokolüne aykırı olduğunu belirtti.
Avukatlar yine aynı sözleşmenin ayrımcılığın yasaklanması ve adil yargılanmayla ilgili maddelerinin de ihlal edildiğini savundu.
DOSTANE ÇÖZÜME RED
Türkiye Dışişleri Bakanlığı bundan bir yıl önce, diğer bakanlıklara dostane çözüm aranması önerisinde bulunmuştu. Ancak Maliye Bakanlığı ve Vakıflar Genel Müdürlüğü bunu reddetmişti.
Bugünkü davada Türk hükümetinin avukatı Münci Özmen, azınlık vakıflarının taşınmaz mal edinme ehliyetine sahip olmadığını belirtti.
Türkiye’de 1935 yılında çıkan yasaya atıfta bulunan Özmen, 1936’da vakıflar tarafından verilen beyannamelerin taşınmaz edinme hakkı sağlamadığını savundu.
Davayla ilgili kararın önümüzdeki aylarda çıkması bekleniyor.
Türkiye’nin davayı kaybedip 900 kadar taşınmazı teslim etmesi halinde, davanın gelecekte emsal de teşkil edebileceği belirtiliyor. (BBC)
