Kübra KIRIMLI / EVRENSEL Ankara – TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, “99 Depremi’nde sahaya indiğimizde, ‘Buyurun bu bölgede işleri siz organize edin’ diyorlardı. Bugün durum farklı” dedi.
Maraş merkezli meydana gelen depremlerin ardından Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) aradığı ve dört yazı gönderdiği Sağlık Bakanlığı’ndan yine ses yok!2010’dan itibaren devlet yapılanmasının değiştiğinden bahseden TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, “Tek adam rejiminin tüm kamu kurumlarına yansıması ile karşı karşıyayız. 99 Depremi’nde sahaya indiğimizde, ‘Buyurun bu bölgede işleri siz organize edin’ diyorlardı. Bugün durum farklı. Biz yine bu felaket karşısında iletişim kurmakta zorlandık. İşbirliği yapmıyorlar. Yetemediler ve toplu mezar kazmak zorunda kaldılar. Bu tablo daha önce yaşadığımız bir tablo değil. Bedelini toplum ödüyor” diye konuştu.
“TEK ADAM REJİMİNİN KAMU KURUMLARINA YANSIMASI İLE KARŞI KARŞIYAYIZ”
TTB, Covid-19 Pandemisi’nin başından itibaren Sağlık Bakanlığı ile görüşemiyor. Defalarca randevu çağrıları yapan, süreci beraber yürütelim diyen TTB’nin Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, “Devlet yapılanmasının değiştiğini kabul etmek gerekiyor. İlk göreve geldiklerinde bu denli merkezi bir yapılanma söz konusu değildi. Özellikle 2010’ndan sonra merkezi otorite haline gelme ve tek adam rejiminin tüm kamu kurumlarına yansıması ile karşı karşıyayız” diyerek söze başlıyor.
“TÜM KARARLAR MERKEZİ VERİLİYOR”
Geçmiş yıllarda yaşanan deprem ve sel felaketlerinde iletişim kurabildiklerini hatırlatan Dr. Fincancı, “Birlikte, koordineli çalışmanın yürütüldüğü günler yaşadık. 99 Depremi’nde ‘Biz görevdeyiz, alandayız, geldik.’ dediğimizde, ‘Buyurun, bu bölgede işleri siz organize edin.’ diyerek işi bizlere bıraktılar. Kamu otoritesi böyle bir yaklaşım içerisindeydi. Bugün ise durum farklı” diyor. Covid-19 Pandemisi, ardından yaşanan sel ve yangın felaketleri ve bugün yaşanan Maraş depremlerinde de iletişim kuramadıklarını ifade eden Fincancı, gittikleri illerde il sağlık müdürlükleri ile de görüşme taleplerinin sonuçsuz kaldığını söylüyor. “Tüm kararlar merkezi olarak veriliyor. Ve bunun ötesinde sadece bizim gibi meslek örgütleriyle değil, toplum örgütleriyle de iletişim kurmuyorlar ve çalışma alanı yaratmıyorlar. İş birliği yapmıyorlar. Kendi yetebilecekleri yerde bu çalışmalara katkı sunabilecek olanları da reddediyorlar.”
“YETEMEDİLER VE TOPLU MEZAR KAZMAK ZORUNDA KALDILAR”
Yaşananların çok acı olduğunu ifade eden Dr. Fincancı “Yetemediler ve toplu mezarlar kazmak zorunda kaldılar. Bu tablo daha önce yaşadığımız bir tablo değildi. Ve bedelini toplum ödüyor. Bu merkezi otoritenin bütün gücü tek elde toplama ısrarı insanlarımızın ödediği bir bedele dönüşüyor.” diye ifade ediyor.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ tarafından açıklanan “TMMOB ve TTB’ye dair hazırlıklarımız sürüyor.” sözlerini hatırlattığımız Fincancı, “TMMOB’un bu yıkımla işlememesi kendini gösterdi. Sağlık alanında bizim TTB olarak temel görevimiz denetim. Ayrıca ortaya çıkan sorunları kamu otoritesine bildirerek, çözülmesi için çaba harcamaları konusunda da uyarmak. Gerektiğinde de destek olmak. Uyarılarımızı ve destek önerilerimizi şu ana kadar yanıtlamış değiller. Bunun bedeli çok ağır olacak. 3 ilde 35 bin üzerinde gebe olduğu tahmin ediliyor. Sadece gebeler üzerinden bile sürecin takip edilmesi çok ciddi bir sorun.” diyor. “Toplum sağlığı ve koruyucu sağlık hizmetleri açısından, TTB’de Deprem Kriz Masası olarak daha yeni gündeme getirdik, bulaşıcı hastalıklar ciddi bir soruna dönüşmek üzere, eğer önlemler alınmazsa sindirim sorunuyla ilgili sıkıntılar, koruyucu sağlık hizmetleri düzgün sürdürülemez ise bütün oradaki insanları etkileyecek bir salgına dönüşme riski taşıyor. Ve meslek örgütünün olmaması aslında bu bilgilerin topluma erişiminde de ciddi sınırlamalar olacağı anlamına gelir.”, diye konuşan Dr. Fincancı bugün bu bilgileri toplumla paylaştıklarını ifade ediyor.
TTB’Yİ İŞLEVSİZ HALE GETİRİLİRSE NE Mİ OLACAK
“Bizim meslek örgütü olarak birincil görevimiz sağlık hizmeti değil.” diye devam eden Fincancı, birinci basamak sağlık hizmetleri çöktüğü için, aile hekimlerinin o çöken binaların altında kaldıkları ya da o binalarda hizmet sunulamaz hale geldiği için, deprem bölgelerine giden hekimlerin birinci basamak sağlık hizmetleri yapmaya gayret ettiklerinden söz ediyor. “Bunların olmadığı bir Türkiye düşünün.” diye soran Fincancı, TTB’nin işlevsiz hale getirilmesi koşulunda, koruyucu sağlık hizmetlerinin organize edilmediği ve edilmediği için salgınların ortaya çıktığı, toplumun yaşananlardan haberdar olmadığı, toplumun kendini koruma olanağının da bulunmadığı ve insanların sağlık hizmetine erişemediği bir tablo ile karşılaşılacağını söylüyor.
“MESLEKTAŞLARIMDAN ONUR DUYDUM”
Sıklıkla şiddete uğrayan gruplar arasında yer alan, güvencesiz çalışma ortamlarında çalışmaya zorlanan ve “Giderlerse gitsinler” sözlerine rağmen bugün yüzlerce hekimin tüm bu koordinasyonsuzluğa rağmen hızlıca örgütlenip, depremin yaşandığı bölgede bir dayanışmayı da örgütleyip hizmet verdiği üzerine konuştuğumuz TTB MK Başkanı Dr. Fincancı, “Hekim olduğum için çok mutlu olduğumu ifade etmek isterim. İyi ki meslektaşlarımla aynı mensubun mensubuyum. Meslektaşlarımın hızla refleks gösterip deprem bölgelerine gitmelerinden onur duydum.” diyor.
ZOR ZAMANLAR DAYANIŞMANIN DEĞERİNİ GÖSTERDİ
Hekimlerin bulundukları deprem alanlarında dayanışmayı da örgütlediklerini de sözlerine ekleyen Fincancı, “Bu ülkenin, bu toprakların bir şansı. Bu şansı da toplumun iyi kullanması ve birlikte destek ve dayanışmayı büyütmesi beklentimizdir. İnanılmaz bir destek ve dayanışma var.” Koordinasyon çalışmalarından fırsat buldukça tıp fakültesi dekanlarını, başhekimleri aramaya gayreti içerisinde bulunduğunu ifade eden Fincancı “Bir gereksinimleri olup olmadığını, bölgede sorun olup olmadığını, onları geride tutarak gönüllü arkadaşlarımızın gelebileceğini aktarıyorum. Ve her aradığımda da çok sayıda meslektaşımızın kendilerine destek olduğunu, bir arada olduklarını ifade ediyorlar. Bu kendi başına çok büyük bir gurur tablosu aslında bu ülkenin hekimleri adına. Bu ülkenin sağlık çalışanları adına. Tabii sadece hekimlerde de değil. Biz sadece hekimleri duyuyoruz ve görüyoruz. Ama çok sayıda sağlık çalışanları da depremin yaşandığı alanda. Emek vermeye ve destek olmaya çalışıyorlar.” diye anlatıyor. Zor zamanların bir kez daha dayanışmanın değerini gösterdiğini hatırlatan Fincancı, “Ezilenlerin inceliği deriz hep dayanışma için. Gerçekten bizler ezilenlerin inceliği olarak bu dayanışmayı kurduk ve sürdürüyoruz. Gölge etmesinler başka ihsan istemeyiz, diyoruz tüm kamuoyuna.”
