“Türk oligarklar Londra’yı mesken edindi”

GERÇEK – Ukrayna savaşıyla birlikte batıdaki sermaye ve yatırımlarına el konulan Rus oligarklar kendilerine güvenli liman arama çabasındayken, Türkiye’deki AKP’nin büyüttüğü
Türk oligarklar da yatırımlarını yurtdışına kaydırmayı sürdürüyor. Türkiye’deki sermayenin kaçmaya çalıştığı ülkelerin başında Birleşik Krallık’ın başkenti Londra ve offshore hesaplarına olanak tanıyan Man Adası geliyor.

Türkiye’de muhalefetin 5’li çete içinde saydığı müteahhit Mehmet Cengiz ve Cengiz ailesi Londra’da emlak yatırım işinde ikinci yıllarını dolduruyor.

Türkiye’de iktidara yakınlığı ve yaptığı yatırımlarla halkın ve doğa dostlarının tepkisini çeken işadamı Mehmet Cengiz  “Milletin a..na  koyacağız” sözüyle de mahkemelik olmuştu. Cengiz’in şirketi 2016’daki basına sızdırılan Panama Belgeleri’nde de yer almıştı.

Mehmet Cengiz’in sahipleri arasında bulunduğu şirket 13 Ağustos’ta “102 Michelin House 81 Fulham Road, London, United Kingdom, SW3 6RD” adresinde MF Real Estate Investment LLP adıyla 42 milyon sterlin sermaye ile kurulmuş bulunuyor. Cengiz’in imam nikâhlı eşi Yelda Cengiz’e ait büyükelçilik binaların bulunduğu “Eaton Square”deki 47 Belgrave Square’de iki katlı bir evi bulunuyor.

Ayrıca Türk oligarklardan İbrahim Çeçen ve oğullarının İngiltere, Ömer Faruk Kalyoncu’nun Dubai, Sedat Peker’in “Pamıkören” diye tanımladığı Yıldırım Demirören’in Almanya Münih ve Binali Yıldırım ve oğlu Erkan Yıldırım’ın Malta ve Hollanda’ya yatırım yaparak sermayelerini yurtdışına taşıdığı basına yansıdı.

Ethem Sancak ve Azerbaycan’da yatırımları olduğunu bilinen Mevlüt Çavuşoğlu da Türk oligarklar arasında sayılıyor. Türk oligarklar özellikle yolsuzluk hırsızlıkların ortaya döküldüğü 17-24 Aralık 2013’ten sonra kendilerini güven içinde hissetmedikleri için varlıklarını yurtdışına kaçırmaya başladılar.

NEDEN YURTDIŞINA?

Dünyada siyasi iktidarlarla birlikte ya da onların emanetçisi olarak servet edinen oligarkların, servetlerini yurtdışındaki vergisiz ve denetimsiz offshore ve İsviçre’deki hesaplara aktarmaları ya da yurtdışında emlak yatırımıyla transfer etmeleri haksız kazançlarını güvence altına almaları kaygıları yattığı söylenebilir. Kapitalist bir sistemde ülke içinde servetin el değiştirmesinden daha çok yurtdışına kaçırılma durumunun daha vahim sonuçlar doğuracağı genel kabul gören bir tezdir.

Saygı Öztürk, 14 Eylül 2020 günkü Sözcü’de “Türkiye yurt dışındaki 500 milyar doların peşinde” başlıklı köşe yazısında “Türkiye’den kaçırılan 500 milyar dolara ulaşmak için hazırlıklar yapılıyor. MASAK, bir aracı kurumdan İsviçre, Lichtenstein, Man Adası, Şeysel Adaları, Virjin Adaları ve diğer vergi cennetlerine para gönderenlerin listesini aldı” diye yazmıştı. Yazıda Türkiye’nin bu amaçla Türkiye, Otomatik Banka ve Finansal Bilgi Değişimi Anlaşması’nı imzaladıktan sonra, yurtdışındaki Offshore hesapların peşine düştüğü de aktarılıyordu.

Yaşananlar ise Erdoğan’ın kendi oligarklarını kollarken biz zamanlar gizli iktidar ortağı Fetullah Cemaati’nin finansörlerinin peşinde olduğunu gösteriyor. İngiltere’yi mesken edinen İpek ve Koza-İpek Holding’in başkanı Akın İpek de bu “oligark”ların başında geliyor…

AfrAsia Bank’ın Global Wealth Migration Review 2020 raporuna göre Türkiye’deki zenginlerin yüzde 8’i malvarlıklarını yurtdışına kaçırarak listenin başında yer alıyor. Rusya ise yüzde 6 ile ikinci konumda bulunuyor.

SİSTEM NASIL İŞLİYOR

Yurt dışına para kaçırmak ve bunu herhangi bir ülkede mülke çevirmek olrukça karmaşık bir yol izliyor. Bu konu’da uzman olan gazeteci Bahadır Özgür, gazetemize şu açıklamayı yaptı: “Londra’da emlak almak için en yaygın yöntem, önce adalarda kurulu bir off shore hesabına parayı aktarmak. Genelde bu hesapların onlarcası hatta yüzlercesini bir hukuk şirketi yönetiyor. Onlar da paranın değerlendirileceği ülkeye uygun bir formül üretiyorlar. Türkiye-Londra arasındaki para trafiği dolaylı bir kaç adımla gerçekleşip emlake dönüşüyor. Bazen lahana gibi şirket yapıları çıkıyor ortaya. Kat kat paravana şirketler arasında bir tanesi esas işi yürüten oluyor ve bunun izini bulabilmek oldukça zor. Burada önemli olan ilk adım, örneğin Londra’daki bir mülkün kaydını bulmak. Orada yazılı şirket üzerinden off shore hesaba ulaşmak için zincirleme birçok şirketin ilişkilerini tespit etmek ve son hesaba ulaşmak. Bu yapılabilirse,  ana hesaptan diğerlerine uzanan iplikçikleri araştırmak gerekiyor.  Son adım, Londra’da satın alınan şirketi bulmak.  İngiltere’de kişiler üzerinden emlak almak, bu tür büyük para dolaştıranlar için neredeyse imkânsız. Paranın kaynağını göstermek ve vergiden de kaçmak için şirketlerin devreye girmesi şart. Parayı kaçırmanın ve aklamanın başka yolu yok. Örneğin Cengiz’in Londra’daki mülkü ailenin kurduğu bir kaç iç içe şirket üzerinden alınmış bulunuyor. Özetle ilk adım, mülkü alan şirketi bulmak. Sonra satın alınan mülkün bulunduğu bölgenin mülkiyet kayıtları, tapu kaydına ulaşmak gerekiyor. O belgelerde geçen isimlerin incelenmesi, yeni bağlantılara götürebilir. İkincisi bir yol ise, yatırım yapmış Türklerin şirketlerini tarayarak, şüpheli şirketi ayıklamak ve yine o şirketin Londra’da iç içe geçtiği başka şirketlere ulaşmak. Zincirin son halkası, muhakkak bir off shore adasına ulaşılacaktır. Oradan da Türkiye’ye bağlantısını bulmak kolay.” 

 

2596150cookie-check“Türk oligarklar Londra’yı mesken edindi”

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.