UBP yeni Genel Başkanı Derviş Eroğlu, yaklaşık 300 oy gibi azımsanmayacak bir delege oyu farkıyla zaferle çıktı. Eski Genel Başkan Tahsin Ertuğruloğlu’nu da bu demokratik yarışa katkı koyduğu için kutlamak gerekir. UBP, demokratik Kurultay yarışı ile ülke demokrasine de katkıda bulundu. Yarışta kazanan Eroğlu’nu kutluyoruz, sonuçta kazanması gerekenin ise ülke demokrasisi olmasını diliyoruz.
Ülkemizde yıllarca iktidar partisi koltuğunda siyasal karar alma mekanizmalarında söz sahibi olmuş UBP siyasetçileri, son seçimlerde muhalefete düşmenin ezikliği içinde ayakta durmaya gayret gösterdi. Bunu başarıyla gerçekleştiren UBP; ekonomik kriz atmosferi, yönetim beceriksizlikleri, CTP iktidarının yorgunluğu, Annan Planı sonrası halkın büyük kesiminin AB ve iktidarın büyük ortağı CTP tarafından verilen sözlerin tutulmamasına gösterdiği tepki gibi nedenlerin etkisiyle yeniden iktidar alternatifi durumuna yükseldi. Bu, şaşılacak bir gelişme değildi.
Bu süreçte UBP’yi yeniden iktidar alternatifi konumuna getiren neden; UBP’nin kendi becerisi, örgütlenme yeteneği, muhalefet etmedeki başarısı olmadı. Özellikle ülkenin içinde bulunduğu ekonomik kriz atmosferinde, diğer muhalefet partileri olan DP’nin kendisini Meclis dışına iterek siyasetten adeta dışlaması ve TDP’nin de bir türlü marjinal söylemler ve konumdan kurtulamaması nedeniyle neredeyse UBP, tek iktidar alternatif durumuna geldi.
Seçim başarısızlıkları ve Cumhurbaşkanlığı seçimindeki hezimetin ardından partisindeki aktif siyasete ve liderliğe veda eden Derviş Eroğlu, köşesine çekilerek ismini biraz dinlendirdikten ve eski başarısızlıklarını unutturduktan sonra, yeniden sahneye çıkmayı planladı. Gelişmeler, Eroğlu’nun Kıbrıs Türk siyasetini çok iyi okuduğunu ortaya çıkardı.
Kurultay sürecini aşan UBP, şimdi yeni bir sınava hazırlanıyor. Bu sınav, UBP’yi bekleyen değişim ve atılım ihtiyacıdır. UBP’de başta vizyon ihtiyacı ve dünyadaki hızlı değişime uygun politikalar konusunda olmak üzere, parti vitrininde gençleşme ve yenilenme, gençliğe ve kadınlara yönelik yeni açılımlar ve ekonomide sektörel konularda köklü değişimlere duyulan ihtiyaç, UBP lideri Eroğlu’nun işinin sanıldığı kadar kolay olmayacağını ortaya koymaktadır.
Derviş Eroğlu, eski siyaset anlayışı ve kaynak dağıtımına dayalı ganimet sistemi yöntemleriyle, dünyadaki ve ülkedeki değişimi görmezden gelerek liderlik yapılamayacağını öğrenmiş olmalıdır. Bu konularda en ufak bir geri duruş, Eroğlu’nu ilk seçimlerde başarısızlığa sürükler ki, bu durumda Eroğlu’nun siyasi hayatı geri dönülmez ölçüde büyük yara alacaktır. Kurultay başarısını seçim başarısı ile taçlandıramayan Eroğlu, siyasi hayata veda etmek durumunda kalabilir.
UBP lideri Eroğlu için asıl sınav, halkın rol aldığı seçim sandığında aynı başarıyı göstermektir. UBP’nin 22 yıllık deyimli Genel Başkanı, 17. Kurultaydan zaferle çıkarak yeniden UBP Genel Başkanlığı koltuğuna oturan Eroğlu, kurulacak ilk seçim sandıklarında yara alırsa, aktif siyasi hayatını da noktalamış olur.
UBP Kurultayı sonucunda Derviş Eroğlu, bırakmış olduğu koltuğa yeniden oturdu. Ne var ki, Eroğlu’nu yeni bir seçime kadar çok kritik bir görev bekliyor. Bu görev, parti içi bütünlüğü koruyarak tek iktidar alternatifi konumuna gelen UBP’yi iktidara taşımasıdır. Kısacası, Kurultay sonrasında UBP’yi ve Devriş Eroğlu’nu zor bir sınav bekliyor.
