Bucağ’ın birçok yerlerinde iskit, peçenek, tatar kurganları bulunmaktadır. Milliyetçilik teması, şairin şiirlerinde bu kurganlara, anıtlara, sahip çikma duygusu ile yüklenmiştir:
Çadır merasında derin evellärlen kök-kökä
Yatırdı örtülü göklärlän bir tepä
Dizmişti vakıtlar sayı dizilerinä binnerlän yıl
Gelip geçerdi zamanlar hiç sormadan kimnär
Neyä kayıl, neyä da diil kayıl.
Yakardı vakıtlar tepelerdä ateş yalınnarnı
Da savaşirdılar şilatsın bizä tepä altında insannarını.
Oğuz gölgeleri çikardilar ordan avşam –avşam
Tepä dolayında bakıp gezärdilär ulam- ulam
Hazar hem skif milletleri, peçenekler,
Kimnär taa zamandan bu toprakta gezmiştiler…
Sorardı gölgelär ‘ani büünkü senselemiz?
Ani onnar, kimi çoktan görmää isteeriz biz?
Baboğlu aşk konusundaki lirik şiirleri işlerken beyit şeklinde örnekler yazmaya denemiştir:
Gökä diidim, diidim ellen yıldıza
Gönül koydum, cannan düştüm bir kıza
Sevdam taştı güüdeciimdän döküldü
En baş peetim ona, ona düzüldü
Erä diidim, bastım ana topraama
Yarim, senin dökelerim kucaana.
Okul kitaplarını hazırlayan Baboğlu, Moldova’da Yazarlar Birliğine bağlı Gagauz Yazarlar Birliğinin Başkanlığını yapmakta ve birçok yetenekli Gagauz gencine halen yardımcı olmakta, onları Çağdaş Gagauz edebiyatına kazandırmaktadır.
Gagauz edebiyatında didaktik şiirleri ile tanınan şair Mina Köse (1933-2000) olmuştur. Hayatının büyük bir kısmını kendi köy okulunda ögretmenlik yaparak geçiren Köse birçok şiirini gençlere adamış, onlara hitap etmiştir. Dokuz kitaptan fazlasına sahip olan şairin ilk şiirleri 1959 yılında Bucaktan Sesler’de yayımlanmıştır. Daha sonra okul kitaplarında, gazete ve dergilerde çalismalarini yayımlayan şair 1973 yılında ilk kitabını yayımlamıştır. Moldova Yazarlar Birliğinin üyesi olan Köse yukarıda saydığımız şairlerle aynı kuşağı temsil etmekte ve konularında temaların benzerini işlemektedir. Sovyet d?neminden ?nceki zamanın halkı için zorluklarla dolu olduğuna inanan şair yeni rejimin gelmesi ile kolhozların kurulması, toprağın işlenmesi, Bucağın gelişmesi, insanların rahatlık içerisinde yaşamaları ve partiyaya övgü gibi temaları üzerinde şiirler yazmış ve sistemim propagande ettiği internasyonalizm, dostluk konularını eserlerine taşimıştır.
Ana yurduna aşik olan Köse Bucağa sevgisini, bu toprakların bereketli oluşu, tabiatın güzellikleri gibi konular en fazla işlenenlerdir.
Sıcak mı dışarda,
Ayaz mı orada-
Bu benim topraam,
Bu benim Bucaam! (Bu benim topraam)
Tarafında kızların esmer, kara kaşlı olduklarını anlatan şair tasvirle bağları kızların saç örgülerine benzetmekte ve insanların çaliskan olduklarını dile getirip, cennette yaşadıklarına inanmaktadır.
Tarafımın güzelii
Kamaştırdı gözlermi-
Üstün-üstün çiçekler,
Kara kaşlı da kızlar.
Baalar uzun pelikli,
Başça onda büük çiizli,
Köşä-bucak tertipli,
Kendi köyünü birçok şiirde işleyen şair, onun tarihi ile ilgili bilgi verirken Beş-Alma’nın sahibini Simon Bogdanı akıllarda tutmaya çağırırken, köyün asıl huzura kavuşmasının ellinci yıllarda başladığını şu satırlarla birdirmekte:
Aklımda, aklımda-
Başladı doorulmaa
Yaşaman, Beş Alma,
Ellinci yıllarda.
…
Vardı hem, Beş-Alma,
Tut onu aklında
Çorbacı bir adam-
O Simondu Bogdan!
Kolhozundu başı
Becerän bobası
Otuz yıl içindä
İnsanın iyiliinä (Hep sana sarmaştım) 11
Ana dilini korumaya, onu geliştirmeğe, devamlı bu dilde duygularını dile getirmeye defalarca hem şiirlerinde, hem de konuşmalarında vurgulayan şair, son zamanlarda yazdığı ‘Şiirlerimdä’adlı eserinde sanki halkın huzurunda bu güne kadar yaptıklarının hesabını verip, inandığı ideallerinden vazgeçmediğini bildirmektedir.
Şiirlerimdä halkıma
Verdim emin ool kalmaa,
Hem da ana dilimi
Koorudum, nicä can yerimi.
Şiirlerimdä Bucaamı
Dön-dönä açıkladım,
Zerä odur baş hoşluum,
İlk hem da bitki soluum (Şiirlerimdä).12
Gagauz edebiyatında ilk profesyonel yazar, şair Dmitriy Karaçoban (1933-1986)’dır. Ömrünü kendi halkının kültürünü yaşatmaya ve yükseltmeye adayan Karaçoban gagauz halkı için ilk edebi ve tanıtma filmlerini çekmiş ve bugün ÜNESKO tarafından korunan 1988’de, daha sonra kendi adının verildiği, Beşalma Gagauz Tarih ve Etnografya Müzesini kurmuştur.13
İlk şiirleri 1957 yılında Moldova Soçialiste14 gazetesinin haftalık ilavesinde çıkmıştır (Çebotar; 49). Fazla edebi nitelik derinliğinde bulunmayan ilk şiir örneklerde çoğunlukla tabiyat tasviri yapılmıştır.
İlk şiir kitabı olan İlk Laf 15 anı zamanda gagauz dilinde yayımlanan ilk kitap olma özelliğini taşımantadır. Gagauz folklorunu çok yakından tanıyan şair bu kitaba bu bilgilerini taşımış ve halkın yaşantısını yansıtmıştır. ‘Ça-heys’, ‘Lak-tık’, ‘Yortu oyunu’ isimli şiirlerde folklorun yoğun izleri bulunmaktadır. Arabacının suretinde halkın o zamanın zor şartlarında yaşantısı sade bir dille anlatılırken , onun öküzleri aydama sesi olarak söylediği ça-heys adeta bir müzik melanholisi gibidir.
Salkımın ardından
Sabaa şılêêr,
Ça-heys, Ça-heys
Bir erken taliga
Din tıngırdêêr,
Ça-heys,Ça-heys
Gücüle seçiler
İleride yol,
Ça-heys, Ça-heys
Ön dipte oturêr
Bobaylan ool….
Ça-heys, Ça-heys
Zenginin boodayı
Daa pek yırak,
Ça-heys, Ça-heys
Biz de ool bobaylan-
İki çırak
Ça-heys, Ça-heys (Argunşah; 690).
Gagauz halkına ‘Bän isterim, ki benim kiyatlarım (kitaplarım yazar.düz.) insannara taa islää, pak candan, cömert olmaa yardım etsinnär’ sözleri ile hitap eden şair kendi arzusuna erişmiştir, çünkü onun işlediği aşk, tabiyat, sosyal hayat, yüksek felsefe, tarih, halk bilimi, yüksek edebiyat, romantizm vb. gibi konular sadeliği ve derinliği ile halkın tüm kitlelerine büyük bir özentiyle ve profesyönelizmle duyurulmuştur.
Herbir insan onun şiirlerinde kendinden bir parça bulmaktadır. Oğluna duygularını mektupla ulaştırmaya çalışan validenin
Oolum, oolum, yalnız uşaam,
Yazayım bir kiyat, kalayım aşaa
Olsa sende, evlad, bir can
Beni kolay sän annaycan.
Zoor yıl oldu, sıra geldi,
Da bukamı sana böldüm
Korku çektim senin için,
Korkulardan acıyer içim…(Sabaa Yıldızı der.;66) sözlerini bir anlayış beklentisi taşırken anne-babaya hatır gütmek, onlara saygı göstermek yine onların evlatlarına karşı yaptıkları adımlarla ‘Geldim yoldan’şiirinde dile getirilmektedir.
Geldim yoldan digin bän,
Yufka hem diil zengin dä
Da tä küüyä girdiynän,
Selämımı verdiynän
Küüdä insan bakardı,
Herkez bişey sorardı
Dostum sordu: ‘Hep dostmusun?’
Ahmak sordu: ‘Hep prostmusun?’
Sıkı: ‘Borcu verecän mi?’
Sarfoş: ‘İkram edecän mi?’
Kardaş: ‘Kazanç hiç var mı?
Bana da pay olar mı?’
Karım sordu: ‘Geldin mi?’
Bobam sordu: ‘Dindin mi?’
Anam sordu: ‘İdin mi?’ (Sabaa Yıldızı der.;67).
Bilindigi gibi Gagauz dili güney-vulkaneşt ve merkez çadır-komrat ağıza bölünmektedir.Ukrayna gagauzların konuşma dili de büyük çoğunlukla merkez ağzına aittir.Sayı bakımından çoğunluğu oluşturan merkaz ağzı yazılı edebiyatının kurulmasında da temel teşkil etmiştir. Folklor dili esasında gelişmeğe yüz tutan edebiyat şair ve yazarların kalemlerinde de his olunmuştur.
__________________
9.Mina Köse, Kısmet, Kişinev, 1973
………………, Kardaşlık, Kişinev, 1975
………………, Zapah Zemli, Kişinev, 1979
………………, Topraan Ürek Düülmesi, Kişinev, 1983
………………, Umutlar, Kişinev, 1988
………………, Dattım Ömürden, Kişinev, 1991
………………, Hazır Ol, Kişinev, 1986
………………, Sabansaarsın Gün, Kişinev
10. Mina Köse’nin özel arşivinden.
11. ‘Sabaa yıldızı’ dergisi, Sayı 1, 1996, s.37
12. a.g.d. s.35
13. Beşalma Gagauz Tarih ve Etnografya Müzesinin müdürü D.Karaçoban’ın kızı Lüdmila Karaçoban. Babası gibi Lüdmila Karaçoban da kendi hayatını bu müzeyi yaşatmaya adamıştır.
14. Bu gazete Moldova’da yaşayan azınlık durumunda olan gagauz ve bulgar halklarına kendi edebiyatlarını koruma ve yaşatma imkanlarını tanımaktadır
15. Dmitriy Karaçoban. İlk Laf. Kişinev. Ştiintsa, 1963
_____________
* Doç. Dr.