Utangaç değil arsız

Seçimler öncesi yapılan kamuoyu yoklamaların da parlamentoda çoğunluğun muhalefete geçeceği, cumhurbaşkanlığında ise; hiçbir adayın birinci turda gerekli olan yüzde ellinin üzerinde oy alamayıp, seçimin ikinci tura kalacağı, ikinci turda ise, millet ittifakının adayı K.Kılıçdaroğlu’nun yarısı önde bitireceği üzerine genel bir kanı oluşmuştu. Parlamento seçimlerinde beklenin aksi bir sonucun çıkması, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde birinci turda Erdoğan’ın muhalefetin adayı K.Kılıçdaroğlu’dan yüksek oy alması ve ikinci turda seçimleri kazanması, araştırmaları yapan şirketlere  ‘neden yanıldık, ‘nerde yanlış yaptık’ sorusunu sordurdu.  Yanıt arayışları İngiltere kaynaklı bir deyimi Türkiye politik arenasına gecikmeli de olsa getirdi. 

İngilizcesiyle ‘Shy Tory Factor’( utangaç muhafazakâr etmen)deyimi, ilk kez birleşik krallıkta 1992 yılında yapılan seçimlerde, seçimin sonuçlarında hata yapan şirketlerin yanılgılarının nedenlerini araştırıldığında, kendilerine seçimlerde hangi partiye oy vereceksin sorusuna, muhafazakâr partiye oy vereceği halde bunu saklayıp, işçi partisine oy vereceğini söyleyen seçmenlerin anlaşılmasıyla ortaya çıktı. Özellikle Liverpool gibi işçi partisinin tarihsel, köklü geçmişi olduğu, işçi yatağı bölgede kamuoyu yoklamalarını yanıltarak, yanlış yönlendiren, muhafazakârlara oy veren, işçi sınıfına mensup emekçilerin oy tercihlerini gizlemeleri dâhil oldukları sınıfa ihanetin bir yansıması ve bunun saklanan ayıbı mıdır?  Bunu ben bilemem. Bu nitelikte-niteliksiz- seçmenin varlığı sadece Birleşik krallığa özgü olmadığı Amerika’da cumhuriyetçi ve Singapur’da ‘People’s Actıon party destekleyicileri arasında da olduğu biliniyor. Birleşik krallığın sosyolojik ve politik analizi beni- en azından- bu yazıda ilgilendirmiyor. Beni ilgilendiren ve endişelendiren İngiltere’nin utangaç Tory’leri değil, Türkiye toplumunun hiçte gizlisi saklısı olmayan saldırgan, tehlikeli seçmeni. Sanırım İngiltere’den Ortadoğu’ya gitmek için yola koyulan, binlerce kilometre yol alan utangaç muhafazakâr,  yolda mutasyona uğruyor. Renk ve karakter değiştirip gerici, saldırgan, dini içerikte motifler içeren faşiste dönüşüyor. Geri ve ırkçı özellikler faşist partilerde, onlardan farklısı beklenilemeyecek şekilde açık ve net kendisini gösteriyor. Bunda tabi ki beni şaşırtan bir durum yok. Sorun kendisini demokratik tanımlayan parti ve onların gizli, açık destekleyici kitlelerin faşizan yönleri.

 Toplum ve onları temsil eden siyasi partiler, gizlisinden açığına, utangacından, arsızına neredeyse bir bütün olarak kendisini tanımlarken sağcı olarak tarif ediyor. İktidara gelen cumhur ittifakının partileri ideolojilerine uygun olarak dinci-faşist, rollerini açıkça koyu tonlarda oynayarak yerine getirirken bunun yanında millet ittifakında ki bazı unsurlar bu rolü; utangaç, gizli bir şekilde ılımlı tonlarda sergiliyor.

İşin özü; solcuların işi Türkiye’de çok zor. Ortalık; gizlisinden açığına, saldırganından utangacına faşistten geçilmiyor ve  ‘Faşist bir yağmur yağıyor’

Kolay gelsin.

N.Kazım Öztürk

 

2693540cookie-checkUtangaç değil arsız

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.