Vakit tamam… ben de terk ediyorum…

İki sezondur ilgiyle izlenen ve izlendiği için sakız gibi gereksiz yere uzatılan “Aliye”nin dün, sezon finalini izledik. Sezon finali diyorum çünkü yapımcılar ne akla hizmetse Aliye’yi bir sezon daha uzatmış bulunuyor. Aslında ne akla hizmet olduğu belli, biraz daha para kazanacaklar. “Finale az kaldı” diyorlar ama eğer yeni sezonda Aliye iki sezondur olduğu gibi izlenme rekorları kırarsa, finali geciktireceklerine eminim.


Açıkçası ben hep hatırlanacak bir diziyi hatıralarda berbat hale getirecekler diye endişe ediyorum. İzlenme kaygısıyla uzatılan dizilerden hafızalarınızda kaç dizi yer etmiş, şöyle bir düşünün isterseniz. Sayılarının çok olmadığını göreceksiniz. Aliye de unutulan, akıllarda yer etmeyen diziler arasında yerini almıştır artık.


Dün Aliye ve Dr. Deniz, Ahmet Kaya’nın “Bir Veda Havası” şarkısıyla ayrıldı; “Vakit tamam, seni terk ediyorum”


Evet bence de vakit tamam, ben de Aliye’yi terk ediyorum. Bundan sonra seyirciyi enayi yerine koyan, gereksiz uzatmalarla ve gereksiz duygu sömürüleriyle izlenme rekoru kıran Aliye’nin ucuz numaralarına kanmayacak ve diziyi izlemeyeceğim.


Herkese de bunu tavsiye edeceğim. Böylece izlenme rekoru kırmanın iyi iş yapmakla aynı anlama gelmediğini filmin yapımcısından yönetmenine, oyuncusundan seyircisine herkese anlatmış oluruz.


Çünkü artık bir filmin ya da bir dizinin çok izleniyor olması onun başarılı olduğu anlamına gelebilir belki ama kaliteli olduğu anlamına gelmediğini öğrenmemiz gerek.


Örneğin Çağan Irmak’ın “Babam ve Oğlum”da yaptığı gibi duygusal anlamda seyirciyi tam 12’den vuracak küçük oyunlarla iyi iş çıkarılmaz. Amaç seyirciyi ağlatmaksa, bunu başarmanın belli başlı yöntemleri vardır ve Çağan Irmak da sonuna kadar bu yöntemleri kullanmış ve amacına ulaşmıştır. Bu anlamda başarılı olmuştur ama, filmine “kötü film” diyemeyeceğim gibi “iyi film” de demem mümkün değil. Çünkü filmin başarılı olması için seçilen yol kolay olandır. Daha akıllıca bir yöntem ve daha zor yollarla aynı etkiyi sağlamak iyi filmle olur ve bunu ancak iyi yönetmenler yapabilir.


Bu nedenledir ki, Çağan Irmak izlenme rekorları kırsa bile henüz iyi bir film yapmamış ve iyi bir yönetmen olduğunu kanıtlayamamıştır.


Tıpkı Aliye’nin bu filmden önce adı sanı belli olmayan ama bu diziden sonra “yaptığım iş ortada” diyerek gereksiz yere böbürlenen yönetmeni gibi.


Yanılmıyorsam Aliye’nin yönetmeni aynı yapım şirketiyle “Zerda” adlı bir diziyi yönetmişti. O da belki izleniyordu ama bence vasat dizilerden biriydi.


Oysa parçalanmış bir aileyi konu alan “Aliye” konusu ve güçlü oyuncu kadrosu ile iyi olmayı hak eden bir diziydi. İyi olamadı ama başarılı oldu. İzleyiciyi ekran karşısına çekti.


Eğer bununla yetinecekseniz Aliye’yi bir değil, birkaç sezon daha uzatabilirsiniz? Kimse size engel olamaz. Bir zamanlar izlediğimiz Brezilya dizileri de seyirciyi ekran karşısına çekiyordu. Bu anlamda onlar da amacına ulaşmış başarılı dizilerdi, fakat hiçbir zaman iz bırakan iyi diziler olamadılar.


Aliye’yi uzattıkça dokusunu bozuyor ve tadını kaçırıyorsunuz. İyi bir diziyi reyting canavarının dişlerinin arasına ellerinizle yerleştiriyorsunuz, haberiniz olsun.



*Yazarın diğer çalışmaları için www.birsenaltiner.com


 

668550cookie-checkVakit tamam… ben de terk ediyorum…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.