Viyana’daki saldırıların kaynağı ne ve ne yapmalı?

Türkiyeliler arasında kışkırtılan gerginliklerin iki ülke gericiliği açısından kullanılacak bir fırsat olduğu kuşku götürmüyor.

Avusturya’nın başkenti Viyana’da yaklaşık bir haftadır devam eden gerginlik ve olaylar “Neler oluyor” sorusunu haklı olarak sorduran gelişmeleri içeriyor.

Bu soruyu cevaplamaya çalışırken, tablonun bütünün doğru görebilmek için de biraz daha geriye gitmek gerekiyor.

Geçtiğimiz çarşamba günü Rojava’nın Kobane kentinde TSK tarafından düzenlediği belirtilen ve üç kadının öldüğü açıklanan hava saldırısını protesto etmek isteyen kadın örgütlerinin yaptığı basın açıklamasına katılanlarla, çevreden geçen ve eylemde kullanılan flama ve sloganlara tepki gösteren gruplar arasında başlayan tartışma, kavgaya dönüşmüştü.

Aynı gün akşam saatlerinde bozkurt işaretleri yapan ve tekbir getirerek toplanan gruplar 10. Bölge’de bulunan ve aralarında DİDF (Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu) ve VİTD (Viyana Türkiyeli İşçiler Derneği) gibi Türkiyeli göçmen işçi derneklerinin de olduğu ve “İşgal Binası” olarak tanımlanan binaya saldırdı. Olaylar gece yarısına kadar sürdü. Ardından yapılan eylemler, karşılıklı açıklamalar ve yer yer çatışmalarla dolu süreç cuma gününe kadar devam etti. Olaylarda küçük çaplı yaralanmalar olurken pek çok sayıda gözaltı ve koğuşturma da oldu.

En son cumartesi gecesi Viyana saati ile 23.00 sularında daha çok internet üzerinden yayın yapan ve Avusturya’daki Türkiyeli göçmenlerin takip ettiği İnternet televizyonu Viyana Tv’nin sahibi ve muhabiri Nurettin Civandağ evine gitmek üzere bölgeden geçerken 30-35 kişilik bir grubun saldırısına uğradı ve hafif şekilde yaralandı. (Saldırganlar, yüzlerini bilerek çekip haber yaptığını iddia etti.)

Bütün bu gelişmelerin öncesinde 1 Mayıs’ta yaşananları da hatırlatmak yarar var. Avusturya Demokratik İşçi Dernekleri Federasyonu DİDF, Viyana’da bazı Avusturyalı kurumlarla (Junge Linke, GLB, KPÖ) ortaklaşarak 1 Mayıs’ı kutladı ve kutlamalar sona ererken yine aynı bölgede (10. Bölge) saldırıya uğradı. Saldırıya katılanların çoğunluğunu on altı yaşlarındaki gençler oluşturuyordu, ancak arkalarında Afrin’e gittiği bilinen Avusturya vatandaşı Türkiye kökenliler ile “özel görevli” olduğu izlenimi veren kişiler de vardı. O saldırıdan sonra, saldırıyı kışkırtan bu şahıslar DİDF yönetim kurulu tarafından teşhir edilmiş ve yapılan açıklamada tehlikeli gidişata dikkat çekilerek yetkililer göreve davet edilmişti.

Açıklamada, “Kışkırtmalara karşı ortak mücadele, halkların kardeşliği güçlendirme ve dayanışma” çağrısı yapmıştı. Avusturya’da bugün yaşananlar DİDF’in o zaman dikkat çektiği gerçekliği doğrular ve yeniden günceller niteliktedir.

BUGÜN NELER OLUYOR?
Çok açık ki bugün Türkiye’yi yönetenler ve onların etrafında şekillenen ‘egemen akıl’ son yıllarda yeni Osmanlıcılığı ulusalcılıkla harmanlayarak yeni ‘fetihlere’ girmeyi göze alırken, Avrupa’da yaşayan Türkiyeliler arasında da bunun devamı olan bir kutuplaştırma siyaseti ile kendi tabanını konsolide etme amacını güdüyor.

Hal böyle olunca uzandığı her yerde, demokrasi isteyen, birlikte yaşamak isteyen, kardeşlik isteyen herkesi ve her şeyi savaş politikalarının kodları içine sıkıştırarak etkisizleştirmeye çalışıyor.

Türkiyeli göçmen emekçilerin örgütü DİDF gibi örgütlenmelerin yıllardır yaşadıkları ülkelerin işçi emekçileriyle ortak mücadele, birlikte yaşam, geleceği birlikte kurma çabasının; Türkiyeli işçi ve emekçilerin milliyet ve inanç ayrımı gözetmeksizin ortak sorunlarına karşı yerli halk ve emekçilerle ortak paydada birleşmesini sağlamaya çalışma tutumunun, emekçilerin gözünde alternatif olmaktan çıkarılmak istendiğini görüyoruz.

Hem Türkiyeliler arasında kışkırtılan gerginliklerin hem de bu gerginliklerin başka bir ülke sınırları içerisinde meydana gelmesinin, iki ülke gericiliği açısından kullanılacak bir fırsat olduğu kuşku götürmüyor.

Çoğunluğu Avusturya’da doğma büyüme gençlerin Türkiye politikası üzerinden sokağa salınmaları, bütün girişimlere ve çağrılara rağmen Avusturyalı yetkililerin ve kurumların önlem almak şöyle dursun tüm saldırılara adeta seyirci kalmak suretiyle göz yumması başka nasıl izah edilebilinir ki?

MEDYANIN TUTUMU ŞAŞIRTMADI
İşaret fişeği mayıs ayında ortaya çıkan provokasyonları son yaşanan gelişmelerle birlikte medyanın ele alışı, klasik yaklaşımın ötesine geçmedi. Sorunların gerçek kaynaklarını ele almak yerine “Kürtlerle-Türkler çatıştı”, “Göçmenler kriminal sorunların merkezi”, “Entegrasyon sorunu” gibi başlıklarla yaşananları gördü ve olayları sağcı partilerin basın merkezi gibi servis etti. Bu tutumun başka politik hedeflerinin de olduğunu vurgulamak gerek. Sonbahar’ da Viyana’da belediye seçimleri yapılacak. Prestiji yerle bir olmuş faşist ve sağ partiler ise “yabancılar arası çatışmaları” güvenlik ve kaos tehdidi niyetine kullanıp, kitlelerin kendi gerici politikaların arkasına yedeklenmesini güvence altına almaya istiyorlar ve basın da bunun aracı oluyor.

NE YAPMALIYIZ?
Bu ve benzeri çatışma ve gerilimler sadece Avusturya’da olmadı. Dönem dönem, başta Almanya olmak üzere pek çok Avrupa ülkesinde yaşandı. Ve gelişmeler bunun bir dönem daha devam edeceğine işaret ediyor.

Dolayısıyla demokrasi ve emek mücadelesi yürütenler olarak bizler öncelikle Avusturya kamuoyuna işçi ve emekçilerine onların örgütlerine, bu saldırıların sadece “göçmenler arasında”, “Türklerle-Kürtler arasında”, “sağcılarla-solcular arasında” yaşanan bir çatışma olmadığını, halkların birbirine düşman olmadığını; bu saldırıların esasen bir yanından da Avusturya işçi emekçi halkının yürüttüğü mücadelelerle kazandığı haklara yönelik olduğunu vurgulamalıyız. Ortada bir entegrasyon sorunu değil, profesyonel provakatörlerin ve derin bir takım örgütlenmelerinin halkların kardeşliğine karşı saldırıları olduğunu anlatmalıyız. Kazanımlarımızdan ve halkların kardeşliği uğrunda yürüttüğümüz mücadeleden geri adım atmadan, Türk, Kürt, Avusturyalı birlikte ortak geleceği inşa edeceğimiz bilinciyle söz söylemeliyiz. Hüseyin TUNÇ / EVRENSEL Viyana

2429180cookie-checkViyana’daki saldırıların kaynağı ne ve ne yapmalı?

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.