Yanlış tarım uygulaması arıları yok ediyor!

YUSUF YAVUZ / AÇIK GAZETE – Arı ölümleri yüzde 20’lerden yüzde 70’lere çıkınca 11 sivil toplum örgütü ortak bir bildiri yayınlayarak Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan arıların ölümüne neden olan böcek zehirlerini yasaklamasını talep etti.

Arı nüfusunun azalmasına yol açan nedenlerin başında tarımsal üretimde kullanılan ve genel olarak pestisit olarak adlandırılan kimyasal maddeler geliyor. Bilimsel araştırmalar özellikle neonikotinoid sınıfı pestisitlerin arılar üzerinde hem doğrudan öldürücü etkileri olduğunu hem de sinir sistemlerini etkileyerek felç, hafıza kaybı, öğrenme yetisi bozukluğu gibi dolaylı yollardan da arılara zarar verdiğini gösteriyor. Avrupa’da yasaklanan böcek ilaçlarının Türkiye’de serbest olması sivil toplum örgütlerini harekete geçirdi. Aralarında Buğday Derneği, Doğa Derneği, ÇEKÜL, WWF-Türkiye ve Çevre ve Arı Koruma Derneği gibi sivil toplum örgütlerinin de bulunduğu 11 kuruluş ortak bir bildiri yayınlayarak toplu arı ölümlerinin önüne geçilmesi için böcek zehirlerinin yasaklanmasını talep etti.

ARI ÖLÜMLERİNİN ÖNÜNE GEÇİLMESİ İÇİN ORTAK ÇAĞRI

Dünyada ve Türkiye’de yaşanan toplu arı ölümleri canlı yaşamın geleceğini tehdit eden boyutlara ulaştı. Vakit kaybetmeden gerekli adımlar atılmazsa sadece arılar değil; yaşamın benzersiz çeşitliliği içinde birlikte yaşayan tüm canlılar ve gıdamız da tehlike altına girecek. Buğday Derneği, Çevre ve Arı Koruma Derneği (ÇARIK), Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı (ÇEKÜL), Doğa Derneği, Doğa Koruma Merkezi, Greenpeace, Kuzey Ormanları Savunması , Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB), WWF-Türkiye , Yeryüzü Derneği  ve Yeşil Düşünce Derneği’nden oluşan sivil toplum örgütleri toplu arı ölümlerinin önüne geçilmesi için ortak bir çağrı yaptı.

YEDİĞİMİZ GIDALARIN ÜÇTE BİRİ ARILARIN SAYESİNDE SOFRAMIZA GELİYOR

Arıların sadece bal üretmediği kaydedilen 11 sivil toplum örgütünün ortak açıklamasında, yediğimiz gıdaların 3’te 1’i de arıların sayesinde sofralarımıza geldiğine dikkat çekilerek,  “arılar, çiçekler arasında dolaşırken gerçekleştirdikleri tozlaşma ile bitkilerin üremesini ve çeşitliliğini sağlıyorlar. Tozlaşma olarak adlandırılan bu sürecin yüzde 80’i bal arısı ve diğer yaban arıları tarafından gerçekleştiriliyor. Arılar, diğer böcek türleriyle birlikte biyolojik çeşitliliğin devamını sağlıyorlar. Bir başka deyişle arıların olmadığı bir dünya düşünmek mümkün değil” ifadelerine yer verildi.

ARI ÖLÜM ORANI YÜZDE 20’DEN YÜZDE 70’LERE ÇIKTI

Uludağ Üniversitesi Arıcılık Geliştirme-Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin yaptığı araştırmaya göre yıllardır senelik yüzde 20 civarında seyreden arı ölüm oranının bazı bölgelerde yüzde 70’lere kadar çıktığını ve genel olarak arı ölümlerinin arttığını ortaya koyduğuna işaret edilen açıklamada şöyle denildi:

ARI ÖLÜMLERİNİN EN BÜYÜK NEDENİ TARIMDA KULLANILAN BÖCEK ZEHİRLERİ

Arı nüfusunun azalmasına yol açan nedenlerin başında tarımsal üretimde kullanılan ve genel olarak pestisit olarak adlandırılan kimyasal maddeler geliyor. Bilimsel araştırmalar özellikle neonikotinoid sınıfı pestisitlerin arılar üzerinde hem doğrudan öldürücü etkileri olduğunu hem de sinir sistemlerini etkileyerek felç, hafıza kaybı, öğrenme yetisi bozukluğu gibi dolaylı yollardan da arılara zarar verdiğini gösteriyor. Nikotin mekanizması temelli bu pestisitler canlıların sinir sistemini etkiliyor. Bunun dışında küresel iklim değişikliği, habitat kaybı, yanlış arıcılık uygulamaları gibi pek çok konu da arı ölümlerinin nedenleri arasında yer alıyor.

TOPRAKTA YÜZDE 25, AYÇİÇEKLERİNDE YÜZDE 35 NEONİKOTİNOİD TESPİT EDİLDİ

Türkiye’de 2012-2016 yılları arasında yapılan bir çalışmada Trakya’da, özellikle de Tekirdağ ve Edirne’de toplanan ayçiçeği tarlalarının toprak örneklerinin yüzde 25’inde ve ayçiçeği çiçek numunelerinin yüzde 35’inde neonikotinoid sınıfı imidacloprid maddesi tespit edilmişti. Aynı çalışmada çiçek örneklerinin yarıya yakınındaki kalıntının ise arıların zehirlenmesine neden olabilecek düzeyde olduğu anlaşılmıştı. İsviçre’de yapılan bir araştırmada ise dünyanın farklı bölgelerindeki yerel üreticilerden 198 bal örneği toplandı. Bu balların yüzde 75’inde, (teker teker bakıldığında AB ve ABD’deki yasal limitlerin altında kalsa dahi) neonikotinoid sınıfı böcek öldürücü kimyasalların kalıntılarına rastlandı.”

YAŞAMI TEHDİT EDEN ZEHİRLER AVRUPA’DA YASAKLANDI, TÜRKİYE’DE SERBEST!

Avrupa’da yasaklanan ancak Türkiye’de halen serbestçe satılan ve kullanılan neonikotinoidlerin  yaşamı çok ciddi şekilde tehdit ettiğinin altı çizilen ortak açıklamada, böcek ilaçları ve diğer birçok pestisitin arılarda Koloni Çöküş Sendromu” adı verilen ölümlere neden olduğu belirtilerek, şu bilgilere yer verildi: “Bu kimyasallar, bitkilerin tohumlarına uygulanabiliyor, böylece bitki büyürken kimyasal maddeleri bünyesinde tutmaya devam ediyor. Bitkiyle temas eden böcekler de zehirlenerek ölüyorlar. Yapılan diğer araştırmalar neonikotinoid içeren böcek öldürücü kimyasalların, arıların yanı sıra özellikle kuş, kelebek ve suda yaşayan omurgasızları da etkilediğini ortaya koyuyor.

FOTOĞRAFLAR: YUSUF YAVUZ

BİTKİLERE UYGULANAN BÖCEK ZEHİRLERİNİN BÜYÜK KISMI TOPRAĞA GEÇİYOR

Ayrıca bitkilere uygulanan neonikotinoidlerin büyük bir kısmı bitki yerine toprağa geçiyor ve toprakta 19 yıla kadar etkilerini yitirmeden kalabiliyorlar. Yani bu kimyasalların, tam olarak hangi canlıya ulaştığını ve ne kadar zarar verdiğini hesaplamak oldukça zor. Neonikotinoidlerin doğada yol açtığı zararın tam boyutu henüz bilinmiyor. Ancak bu konuda ortaya çıkan her yeni gelişme, neonikotinoidlerin ekosistem için oldukça tehlikeli olduğunu gözler önüne seriyor. Avrupa Birliği 2018 yılında, neonikotinoid sınıfından arılara zarar veren 3 maddeyi sera kullanımları dışında tamamen yasaklayan tasarıyı oylayarak kabul etti. Yasağın 2018’in sonuna kadar uygulamaya geçirilmesi planlanıyor. Avrupa’da yasaklanan neonikotinoidler (imidacloprid, clothianidin ve thiamethoxam) Türkiye’deyse rahatça ve yaygın olarak kullanılıyor.

TARIM BAKANLIĞINA ÇAĞRI: ‘BÖCEK ÖLDÜRÜCÜ ZEHİRLER YASAKLANSIN!’

Arı ölümlerini durdurmak ve arıları yaşatmak için atılması gereken birçok adımın olduğu kaydedilen ortak açıklamada, “sivil toplum kuruluşları olarak ilk adımın Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından atılmasını, arıları öldüren neonikotinoidlerin yasaklanmasını ve bu yasağın ardından konuyla ilgili denetimlerin düzenli olarak yapılmasını talep ediyoruz. Arılara, kelebeklere, kuşlara ve daha pek çok canlıya zarar veren neonikotinoid sınıfı pestisitlerin yasaklanmasının, Türkiye’de biyoçeşitliliğin korunması ve gıda güvenliğimiz için atılacak en temel ve vazgeçilmez adımlardan biri olduğunun altını çiziyoruz. İnsan, doğadaki canlılardan yalnızca biri. Doğayı incitmeden, bozmadan, zehirlemeden üretmek, doğanın döngüsel mantığıyla düşünerek evrendeki sayısız canlıyla uyum içinde yaşamak mümkün. Doğanın korunmasının gerekmeyeceği bir dünya umuduyla” görüşüne yer verildi.

BİTKİLERDEKİ AZALMA VE ARILARIN SAĞLIĞINDAKİ SORUNLAR VERİMİ DÜŞÜRÜYOR

Öte yandan Greenpeace’in geçtiğimiz Eylül ayında yayınladığı konuyla ilgili bir rapora göre Türkiye bilinen bal arısı ırklarının yaklașık yüzde 20’sine ev sahipliği yapıyor. Tarihsel olarak arıcılık alanında önemli bir aktör olan Türkiye’de, Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) 2017 verilerine göre Çin’in ardından dünyadaki en büyük ikinci bal üretimi gerçekleșiyor. Ancak kovan bașı bal üretiminin dünya ortalaması yılda 20,5 kilogramken Türkiye’de 14-16 kilogram arasında. Bu verim düșüklüğünün öncelikli sebepleri olarak arıların sağlığındaki sorunlar ve floral alanlardaki azalma gösteriliyor.

2254340cookie-checkYanlış tarım uygulaması arıları yok ediyor!
Önceki haberİnternet alışverişinde yeni dönem
Sonraki haberBakan çok iddialı konuştu
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.