Yeni Soğuk Savaş…

Kapitalist Batı blokuna karşı Sosyalist ülkelerin ya da ABD-Rusya ikilisinin dünyamıza yaşattığı birinci soğuk savaş dönemi sona ereli çok fazla olmadı. Doğu–Batı Almanya sınırının ortadan kalkması ve Sovyetler Birliği’nin çözülüşü ile soğuk savaşın sona erdiğine tanık olan kuşağımız, yeni bir soğuk savaş döneminin başlangıcına da tanıklık ederek siyasi tarihte az rastlanır biçimde iki dönemi bir arada yaşama şanssızlığına erişecek.

Uluslararası alanda siyasi gelişmelerin ülkeleri hızla yeni pozisyonlar almaya ittiği 2000’li yılların başında dünyamız; 2015 yılına gelmeden savaşlar, iç savaşlar, küresel terör saldırıları ve uluslararası terör örgütleri ile tanıştı. Bütün bunların ardında bir kurgunun yatıp yatmadığı sorusunun yanıtını komplo teorisine meraklı dostlara bırakarak 2014 yılından başlayarak dünyanın nasıl yeni bir soğuk savaş atmosferine girdiğini açıklamaya çalışalım.

Evrenimizin, galaksimiz Samanyolu’nun, bu galaksinin içindeki yüzlerce milyar gezegenden birisi olan Dünyamızın ve bu yerkürede yaşayan insanlığın geçmişine baktığımızda, birkaç bin yıllık siyasi tarihin minnacık bir zaman dilimi olduğunu görürüz. Ne var ki, bu minnacık zaman dilimlerinden birisi olan 20. yüzyılda, bütün insanlığı ve ileride gezegenimizi tehdit eden sarsıcı gelişmeler de yaşandı.

20 yüzyıl, tarihin görmediği ölçüde savaşlar ve savaştan kaynaklanan ölümler dönemi oldu. Ünlü Amerikalı stratejist Zbigniew Brzezinski, 1913’deki dünya nüfusunun % 10’undan fazlasının 20. Yüzyıldaki savaşlarda öldürüldüğünü söylerken abartma yapmıyordu. (Zbigniew Brzezinski (1993), Out of Control : Global Turmoil on the Eye of the Twenty-First Century, Simon and Schuster, New York, ss. 7-18). Geçen yüzyılı üç döneme (1914-45 arası I. Dünya Savaşı çağı, 1945-89 arası iki süper gücün kapıştığı dönem ve 2009 sonrasında klasik uluslararası güç sisteminin sona erişinden sonraki çağ) ayıran Hobsbawm ise 20. yüzyılın neredeyse kesintisiz bir savaş yüzyılı olduğunu, bu yüzyılın barış yüzü görmediğini iddia ederken, Birinci Dünya Savaşı’nda ölenlerin neredeyse % 5’inin sivil olduğunu, İkinci Dünya Savaşı’nda ölen sivillerin oranının % 66’yı bulduğunu vurgulamış, bugünlerde ise savaşlardan etkilenen sivillerin oranının % 90’lara yaklaştığını ortaya koymuştur (Eric Hobsbawm (2008), Küreselleşme, Demokrasi ve Terörizm, Agora Kitap, İstanbul, s. 1-5). Bu rakamlar ve gerçekler, geçen yüzyılda insanlık adına olmasa bile “insanlığa karşı” ne kadar önemli işler yaptığımızın kanıtlarıdır.

Dünyada savaşlar dönemi sona erdi diye sevinç çığlıkları atanlar olmuştu. Ne yazık ki, bu dönem çok uzun sürmedi. 2000’li yılların başından itibaren özellikle bölgemizde ve genel olarak dünyanın her yerinde terör hareketleri, savaşlar ve işgaller yeniden yaşanmaya başladı. Bu durum, dünyanın yeniden paylaşımı, enerji kaynaklarını kontrol etme mücadelesi ve yeni bir egemenlik savaşı anlamına geliyordu. Çok geçmeden, 3. Dünya Savaşı başlamasa bile, Soğuk Savaş yeniden başlayacaktı. 2014’ün sonlarında, başını ABD’nin çektiği küresel güçler ile Rusya’nın, Suriye ve Ukrayna kriziyle karşı karşıya geldiğine tanık olduk.

Rusya’ya yönelik AB ülkelerini de içine alan ekonomik ambargolar ile yeni bir soğuk savaş başlatan ABD; karşısında yalnızca Rusya’yı değil, sıranın kendilerine geleceğini bilen Çin gibi diğer ülkeleri de bulacaktır. Bunun için çok fazla zaman geçmesine gerek kalmayacağını yaşayarak göreceğiz.

Bu makaleyle anlatmak istediğim, Suriye ile başlayıp Ukrayna krizi ile devam eden süreçte Rusya’ya karşı enerji fiyatlarını aşağı çekme kozunu kullanan ABD ve müttefikleri, yeni bir soğuk savaş dönemini de başlatmış oldular. Bundan sonra neler olabileceğini ise daha sonraki yazılarımıza bırakarak bütün okuyucularımıza şimdiden Mutlu ve Umutlu 2015 yılı diliyorum.

674540cookie-checkYeni Soğuk Savaş…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.