Yerel tohumlar artık devletin malı olacak!

YUSUF YAVUZ / AÇIK GAZETE – Hükümetin çıkardığı yeni yönetmelikle binlerce yıllık atalık yerel tohumlar artık çiftçilerin değil, devletin malı olacak…

2006’da çıkarılan kanunla sertifikasız yerel tohumların satışına yasaklama getiren iktidar, 3 Eylül’de yürürlüğe giren yönetmelikle bu kez de küçük üreticilerin bağımsız üretim yapabilme garantisi olan atalık yerel tohumlara el koyuyor. Emine Erdoğan’ın da katılımıyla Polatlı TİGEM’de gerçekleştirilen Mirasımız Ata Tohum etkinliğinde konuşan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, “Geçmişte kişi adına tescil edilen yerel çeşitler, artık devlet adına tescil edilecektir” dedi.

13 YILDA YEREL TOHUMLARIN SAHİBİ ADIM ADIM NASIL DEĞİŞTİRİLDİ

2006 yılında çıkarılan kanunla binlerce yıllık yerel tohumların satışına yasaklama getiren hükümet, şimdi de Emine Erdoğan aracılığı ile yerel tohumları çoğaltma projesi başlattı. AKP hükümeti 2006 yılında çıkarılan 5555 Sayılı Tohumculuk Kanunu ile standardizasyon sorunu yarattığı gerekçesiyle yerel tohumların satışına yasaklama getirdi. Yasa, ağırlıklı olarak küresel tohum tekellerinin denetimindeki hibrit tohumlar dışında, atadan kalma yerel tohumları satanlar hakkında önce 10 bin lira para cezası, eylemin tekrarlanması durumunda ise hapis cezalarını öngörüyordu.

HÜKÜMET YASAKLADI, EMİNE ERDOĞAN ŞENLİĞİNİ YAPTI

Bu yasanın ardından Ege ve Akdeniz bölgeleri başta olmak üzere üreticiler atalık tohumlarını takas ederek ürün çeşitliliğini ve halk sağlığını koruma yoluna gitti. Bu amaçla düzenlenen yerel tohum etkinlikleri İzmir, Muğla ve Antalya gibi illerde yaygınlaştı. Ancak yerel tohumların yasaklanması üretici pazarlarında büyük bir karışıklığa da yol açtı. Birçok ürün gereğinden yüksek fiyatlarla “yerel ve organik” etiketiyle tüketiciye sunulmaya başlandı. Yerel çeşitlerin korunması için çaba harcayan çeşitli tohum grupları ve sivil toplum örgütlerinin bu çabaları toplumda da karşılık bulunca bu kez de yerel tohumları yasaklayan hükümet alternatif yerel tohum şenliği düzenlemeye başladı.

EMİNE ERDOĞAN’IN ETKİNLİĞİNDE KİMYASAL TOHUM DAĞITILDI

Dönemin Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından 31 Mart 2017 tarihinde İzmir’in Kemalpaşa ilçesinde düzenlenen “1. Yerel Tohum Buluşması”, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi, Emine Erdoğan’ın da katılımıyla gerçekleştirildi. Emine Erdoğan’ın da katıldığı “yerel tohum” etkinliğinde üreticilere dağıtılan tohumların bir kısmının kimyasallarla boyandığı iddiaları gündeme gelirken, yerel tohumlar konusunda yaptığı çalışmalarla tanınan Prof. Dr. Tayfun Özkaya, 7 Nisan 2017’de Yurt Gazetesi’ndeki köşesinde “Etkinlikte bir miktar da tohum dağıtıldı. Bir kısmının kimyasallarla boyanmış olduğu görüldü ki yerel tohumda bu işlem yapılmaz” ifadelerini kullanmıştı.

 KURAN, ‘ŞEYTAN TOHUMU VE NESLİ BOZMAYA ÇALIŞACAK’

İzmir’deki yerel tohum etkinliğinde konuşan Emine Erdoğan, AKP hükümetinin yasakladığı yerel tohumlarla ilgili Kuran’dan ayetlere de yer vermişti. “Gıdayı israf etmek, Allah’a karşı nankörlük, tabiata da hürmetsizliktir” diyen Emine Erdoğan, “Bakara Suresi 205. ayette şeytanın, tohumu ve nesli bozmaya çalışarak, yeryüzünde bozgunculuk çıkarmak istediğinden bahsedilir. Bu ayet-i kerime tohumun ve neslin birbiri ile ne kadar yakından ilişkili olduğunu ve nesli korumak için tohumu, yani yaratılışı korumak gerektiğini bize gösteriyor. Bugün din alimlerimizin, Kuran-ı Kerim ve hadis-i şerifleri tarım, gıda ve sağlık konularını göz önüne alarak incelemeleri gerektiğine inanıyorum” görüşünü dile getirmişti.

EMİNE ERDOĞAN’IN ATA TOHUMU PROJESİ TANITILDI

Hükümetin çevre ve tarım politikalarındaki tepki çeken uygulamalarına karşı kamuoyunda oluşan rahatsızlığı gidermek için adeta halkla ilişkiler temsilcisi gibi çalışan Emine Erdoğan, bu kez de Ankara’nın Polatlı ilçesinde düzenlenen etkinlikte ‘Ata Tohumu Projesi’ni anlattı.  Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğünün (TİGEM) Polatlı Tarım İşletmesi’nde düzenlenen, ‘Mirasımız Ata Tohum’ tanıtım toplantısında konuşan Emine Erdoğan, projeyi 2017 yılında başlattıklarını hatırlatarak, o günden bugüne proje kapsamında yerel tohum buluşmaları gerçekleştirdiklerini dile getirdi.

BİNDEN FAZLA TOHUM ÇEŞİDİ GEN BANKASINDA TOPLANDI

Bu buluşmalarda çiftçilerin hazine sandıklarını açtıklarını kaydeden Emine Erdoğan, “Bu toprağın mirasının gelecek nesillere aktarılması için tohumlarını devletimize emanet ettiler. Büyük bir mutlulukla söylemek isterim ki, kısa sürede binden fazla tohum çeşidi bağışlandı. TİGEM aracılığı ile tohumlar kayıt altına alındı ve gen bankalarında muhafaza edildi” diye konuştu.

TOPLANAN TOHUMLARDAN ELDE EDİLEN ÜRÜNLER SATIŞA SUNULDU

Bakanlığın, bu tohumları gen bankasında çoğalttığına ve fide hâline getirip tekrar toprakla buluşturduğunu söyleyen Emine Erdoğan, “Ata tohumlarımızdan ilk etapta 60 ton ürün elde ettik. Kandıra’nın sivri biberinden Samsun’un köy salatalığına, Çorum’un on dilim kavunundan Ayaş’ın beyaz bodur domatesine kadar 11 çeşit ürün mağazalarda satışa sunuldu. Bu sayede, anılarımızda dahi yok olmaya başlayan tatlar ve kokular bundan sonra nostalji olmayacak, inşallah yaşamaya devam edecek. Besinlerimiz, içeriği açısından zengin, özgün tadında ve kokusunda, seneler önce neyse şimdi de o şekilde soframıza gelecek” dedi.

‘800 MİLYONN İNSAN YETERSİZ BESLENİYOR’

Konuşmasında, küresel gıda sistemlerinin dünya nüfusuna sürdürülebilir şekilde besleyici gıda sunamadığını da dile getiren dikkati Emine Erdoğan, “Günümüzde yaklaşık 800 milyon insan yetersiz besleniyor. Yüksek tansiyondan kansere kadar birçok hastalığın çıkış noktası beslenme alışkanlıklarımızdır. Dolayısıyla ata tohumlarımızla yapacağımız yerli üretimin, sofralarımızdaki tehlikeyi de bertaraf edeceğine inanıyorum” ifadelerini kullandı.

‘TOHUM, YAŞAM SİGORTASI DEMEK’

Dünya nüfusunun 2050 yılında 9,7 milyar kişiye ulaşmasının beklendiğine dikkati çeken Emine Erdoğan, “Gelecekte kendi tarımını yapamayan ülkeler dünyanın açlık noktaları olmaya mahkûm olacaklar. Savaşlar, iklim krizi, kıtlık ve doğal afetler gibi dünyanın yaşadığı buhranlar karşısında varlıklarını en iyi koruyabilen ülkeler, tarımda bağımsızlığa kavuşmuş ülkeler olacak. Yani tohum demek, bir anlamda yaşam sigortası demektir. O yüzden tarımı çok daha geniş anlamıyla düşünmek ve ele almak zorundayız. Ata Tohumu Projesi, tarımı millî bağımsızlığımızın anahtarı olarak gördüğümüzün de ifadesidir. Ülkemizin potansiyelinde dünyanın en önde gelen tohum üreticisi olmak var. Umudum odur ki kısa bir zamanda Türkiye’de inşallah yerli üretimden başka bir şey görmeyeceğiz” dedi.

‘GENÇLER, KARİYERİ MASA BAŞINDA GÖRÜYOR’

Ata tohumlarının muhafazası kadar, bu alanda insan kaynağının devamlılığının da önemine işaret eden Emine Erdoğan, “Kariyer denildiğinde, sadece plazaların anlaşıldığı bir çağdayız. Maalesef günümüzde özellikle gençler arasında masa başı bir iş sahibi olmak, statü elde etmek olarak düşünülüyor. Tarımsal üretim hangi gencimizin gelecek hayalini süslüyor? Demek ki burada bir şeyi yanlış yapıyoruz. Bu yanlışı düzeltmek için tarımdaki büyük potansiyeli doğru bir şekilde anlatmalıyız. Gençlerin tarım sektöründen ümitvar olmalarını sağlamalıyız. Toprakla aramızda oluşan bu mesafeyi kaldırmalıyız” değerlendirmesinde bulundu.

BAKAN PAKDEMİRLİ: ‘YERLİ TOHUMLAR YÖNETMELİKLE GÜVENCE ALTINA ALINDI’

Etkinlikte konuşan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ise yerli tohumların yayımlanan yönetmelikle güvence altına alındığını belirterek, “Bakanlığımızca, mevzuat çalışmaları ile son şekli verilen, ‘Yerel Çeşitlerin Kayıt Altına Alınması, Üretilmesi ve Pazarlamasına Dair Yönetmelik’ dünkü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Tohumlukların çoğaltımı, pazarlanması, idamesi ve sürdürülebilir kullanımı ile ilgili kurallar getirilerek, ticareti yapılacak yerel tohumlukların kayıt altına alınması, tohumluk üretimi, piyasaya arzı ve denetimlere ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir. Böylelikle; yönetmelik ile yerel çeşitler tamamen kamu malı olarak tanımlanmış ve bu çeşitlerin toplanması, tanımlanması, kayıt altına alınması, muhafazası ve sertifikalı tohumluk üretimleri, Bakanlığımız birimlerince yürütülecek şekilde düzenlenmiştir” dedi.

‘YEREL ÇEŞİTLER ARTIK DEVLET ADINA TESCİL EDİLECEK’

Yönetmelikle, yerel çeşitlerin artık kişi adına değil devlet adına tescil edileceğini ve çoğaltma işlemleri ile verim ve kalitenin de artırılması için çalışılacağını belirten Bakan Pakdemirli, şöyle konuştu: “Yeni yönetmelik ile özetle: Geçmişte kişi adına tescil edilen yerel çeşitler, artık devlet adına tescil edilecektir. Geçmişte halktan alınan tohumlar gen bankasında saklanırken, artık çeşidin korunması ve ıslah materyali olarak kullanılması amacıyla, yarısı çoğaltma işlemleri için bakanlığımızın ilgili kuruluşlarına verilecek, bu sayede sahada verim ve kalite analizleri yapılabilecektir” ifadelerini kullandı.

‘BİZ BU PROJE İÇİN-ANADOLU’NUN ATA TOHUMLARI- DEDİK’

Ata Tohumu Projesinin önemine de değinen Bakan Pakdemirli, “Biz, bu proje için; ‘Ana Dolu’nun Ata Tohumları’ dedik. Zira biliyoruz ki; ‘Analar dolu’ toprağımızın bizim olduğuna en büyük delil, işte bu ata tohumlardır. Bu tohumlar, bu topraklardaki mührümüzdür. Bu tohumlar, bu topraklardaki genlerimizdir. Bu tohumlar, farkımız ve markamızdır. Bu tohumlar, özgünlüğümüz ve özgürlüğümüzdür. Hâsılı bu tohumlar, bu topraklardaki geçmişimiz ve geleceğimizdir” diye konuştu.

YENİ YÖNETMELİK: ‘YEREL TOHUMLAR KAMU MALIDIR’

3 Eylül 2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Yerel Çeşitlerin Kayıt Altına Alınması, Üretilmesi ve Pazarlanmasına Dair Yönetmelik”, yerel tohumların devlet adına tescil edilmesi hükmünü getiriyor. Yönetmeliğin Genel İlkeler başlıklı bölümünde yer verilen 4. Maddesi, “Kayıt altına alınmış olan yerel çeşitler ile ilgili işlemler Bakanlığın izin ve denetimi altında gerçekleştirilir. Yerel tohumlar kamu malıdır” ifadelerini içeriyor.

*Etkinlik fotoğrafları Cumhurbaşkanlığı ve Tarım ve Orman Bakanlığı resmi internet sitelerinden alınmıştır. 

2332390cookie-checkYerel tohumlar artık devletin malı olacak!
Önceki haberRANT-KÂR İLİŞKİSİ ÜZERİNE BİR NOT
Sonraki haberMemleket izlenimleri (V-SON)
YUSUF YAVUZ
YUSUF YAVUZ (GAZETECİ-YAZAR) Isparta, Sütçüler'de doğdu. 1990’da edebiyatla ilgilenmeye başladı. Deneme ve inceleme tarzındaki ilk yazıları 1996 yılında 'Atatürkçü Ses' Dergisi’nde yayımlandı. Aynı yıl yerel ölçekte yayın yapan kanallarda 'Dönence' başlıklı radyo ve televizyon programları hazırlayıp sundu. 1999 yılında Antalya'da kurulan Müdafaa-i Hukuk Dergisi’nde yazmaya başladı. 2001’de Gazete Müdafaa-i Hukuk’ta Muhabir-Temsilci olarak görev aldı. Daha sonra adı 'Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk' olan dergiyle bağını temsilci-yazar olarak sürdürdü. 2001-2007 yılları arasında Kaş Kitap Şenliğini organize ederek başta çocuklar ve gençler olmak üzere yöre insanının kültür, sanat ve edebiyat çevreleriyle buluşmasını sağladı. 2005 yılında Muğla ve Antalya arasındaki sahil bandında yaşanan yabancılara toprak satışına ilişkin yaptığı araştırmalar önemli etkiler yarattı. Deneme, inceleme, röportaj, düz yazı, haber ve yorumları; Cumhuriyet Akdeniz, Odatv, Yeni Harman, Edebiyat ve Eleştiri, Yolculuk, Evrensel, Atlas, Magma, Aydınlık, Birgün, Açık Gazete gibi dergi ve gazetelerde yayımlandı. Antalya merkezli VTV Televizyonunda, Pelin Gel Ağan'la birlikte 'İki Ağaç İçin' adıyla 16 bölümden oluşan bir program hazırlayıp ve sundu. Kanal V Televizyonunda, Biyomühendis Çağlar İnce ile birlikte, Yörük kültürünü ve tarihsel köklerini ele alan 'Islak Çarıklar' adlı belgesel haber programı hazırlayıp sundu. Araştırma yazılarından bazıları, 'Yer Bize Çimen Verdi' ve 'Darağacına Takılan Düşler' adıyla belgesel filmlere de konu olan Yavuz, şu sıralar 'Islak Çarıklar' adlı bir belgesel haber programı için çalışmalarını sürdürüyor. Ağırlıklı olarak arkeoloji, çevre, kentsel dönüşüm ve tarım konularını ele alan çalışmalar yapmayı yazılı ve görsel medyada sürdüren Yavuz, yıkım politikalarıyla tarımdan hayvancılığa, kültürden mimariye kırsal yaşamın dönüşümünü ele alan araştırma yazılarıyla tanınıyor. Ziraat Mühendisleri Odası Basın Ödülü, Çağdaş Gazeteciler Derneği Belgesel ödülü, Türkiye Ziraatçılar Derneği Tarım ödülü, Kubaba Derneği kültür hizmeti ödülü'nün yanı sıra Türkiye Ormancılar Derneği gibi çeşitli meslek odası, kurum ve kuruluşlar tarafından ödüle layık görülen Gazeteci Yusuf Yavuz, Likya'dan Teke yöresine uzanan coğrafyadaki su kültürüne ilişkin uluslararası bir sanat projesinin de danışmanlığını ve metin yazarlığını üstleniyor.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.