Yollar

Arabamla yola düştüm, Londra’ya gitmekteydim. 

Huyumdur, Londra’ya yaklaşınca, Bizim FM, veya Türkçe yayın yapan diğer radyo istasyonlarını dinlerim.

Dokunaklı bir giriş melodisinden sonra İlkay Akkaya’ın yüreğe dokunan sesi “Yollar yoldaşım oldu” şarkısını söylemeye başladı. 

Yollar akıp giderken / Yıllar geçip giderken / Yolum yoldaşım oldu. 

Zaman sustu / Beni yol tuttu.

Boğazım düğümlendi. 2000li yıllarda yüreğime çok dokunmuştu bu türkü. CDyi repeat tuşunda bırakır, bıkmadan, usanmadan dinlerdim saatlerce. Yıllar sonra ilk kez duymuştum.

Yoluma devam edemedim. Şarkının ortasına gelindiğinde çalan solo keman nağmeleri elimde olmadan gözlerimden yaşlar boşalmasına neden oldu. İlkay söyledi, ben ağladım. Keman çaldı, ben ağladım. Belki de uzun zaman engel olduğum gözyaşlarımın sabrı tükenmişti.  

Sanatçının albümlerinden birkaç tanesini playlistime koydum. O günden beri İlkay Akkaya’nın şarkılarından başka birey dinlemiyorum. Yürüyüş esnasında, eksersiz yaparken, bahçede oturup boşluğa bakarken hep o birbirinden güzel, dokunaklı şarkıları dinlerim. Ama en fazla da Yol şarkısını.

Düştüm yola rüyam için / Düştüm yola, yolda kalanlar için. Sanatçının başka bir yol şarkısı. 

Değerli sanatçı İlkay Akkaya bana göre Türkiye’nin en iyi ses sanatçılarındandır. Grup Yorum ile başlayan müzik serüveni Kızılırmak Grubu ile devam etti. Şimdilerde solo müzik kariyeri başarı ile sürmekte. 

***

Yollar. Neden yollar insanda garip bir melankolik nostalji hissi uyandırıyor?

Neden yollar yaşamımızın çok önemli unsurlarındandır? Onlarla ilgili o kadar şarkı, türkü, şiir var ki. Belki de hiçbir konu yollar kadar fazla işlenmiyor şarkılarda, türkülerde, şiirlerde, filmlerde.

Yılmaz Güney’in ölümsüz “Yol” filmini kim unutabilir ki? Tarık Akan’ın karısı ile karlı yollarda, imkansız şartlarda yol kat etme çabaları Türk Filminin en unutulmaz sahneleri arasında yerini rahatlıkla alır. 

Ne mutlu olmuştum birkaç hafta önce “Türkçe Konuşanlar Tiyatro Festivali” çerçevesinde filmin oyuncularından Necmettin Çobanoğlu ile tanışmaktan.  

Birisi toplumsal normlar dışında hareket ederse “yoldan çıktı” derler. Özellikle kadınsa vay haline. 

Ah çocukluğumun yolculukları. Gözlerimi kapatıp kendimi kırmızı Lozan otobüsü içerisinde Lefkoşa-Leymosun yolunda bulurum.  Veya Reşat, Direk, veya Süleyman’ın otobüslerinde Lefke – Lefkoşa yolculuğunda. Telgraf tellerine konan kuşları seyre dalardım yolculuk boyunca. Küçücük kafamda kocaman hayaller kuraraktan.

“Uzayıp giden o tren yolları gibidir yaşam. Ama Nisan yağmuru kadar kısa sürer” diye yazmıştım çok ilgi çeken bir yazımda. 

Kahve fallarında çok rastlanan sözlerdir: “Sana deniz aşırı bir yol görünüyor”.

Yüreğim yollarda / kalmışım burda diyor İlkay Akkaya bir şarkısında. Göç yollarına çıkanlara gıpta ediyor sanırım. 

Yeni Türkü ise, “Göç yolları bir gün gelir döner tersine” diyor ölümsüz “Göç Yolları” türkülerinde. Sürgünde olan ve memleket hasreti çekenlerin dramını, bir gün memleketlerine dönme umudunu yansıtıyor şarkı bana göre. 

Umuda yolculuk yapma niyeti ile yollara düşen, ancak istikametine varamadan Ege, Akdeniz’de yaşamlarını yitiren insanları düşünmekte ve yüreğimi kıskaç gibi saran çaresizlik, isyan ile kıvranmaktayım bu satırları yazarken. Aylan Kurdi’nin Bodrum kıyısındaki küçücük ceseti hala gözlerimin önünde.

Kaçakçılara tonlarca para verip tırlarda tehlikeli göç yollarına çıkan ve yaşadığım bölgenin ücra bir köşesinde terkedilerek havasızlıktan yaşamlarını yitiren çoğu genç Vietnamlı umut yolcuları hiçbir zaman aklımdan çıkmayacak. 

“Arabamla yola düştüm, Londra’ya gitmekteyim” diye başladım yazıma. “Yol” türküleri eşliğinde. Ağır bir yürek ile, yazdıklarım acılarla dolu öyküleri düşünerek yazımı sonlandırıyorum. 

Şu an ilk kez rastladığım “Yola Düş” Grubunun yorumu ile Ahmet Kaya’nın “Tutuşur Düzelerim” şarkısı çalmakta. 

2604640cookie-checkYollar

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.