Yurt dışında doğuma ilgi neden?

Yurt dışında doğuma ilgi neden artıyor?
30 yaşındaki Melis, sigortacı. İlk bebeğine hamile. Birkaç hafta içinde oğlunun doğum yapmasını bekliyor.

Tekstil sektöründe çalışan 30 yaşındaki Özgür, Ekim ayında kızını kucağına aldığında ilk kez baba olmuş.

İstanbul’da akademisyen olan 31 yaşında bir başka anne ise oğlunu birkaç hafta önce dünyaya getirdi.

Birbirini hiç tanımayan bu üç kişinin yeni anne-baba olmak dışında bir ortak noktaları daha var: AKP hükümetinin politikaları nedeni ile çocuklarının geleceklerinden endişe duyduklarını söyleyerek, çocuklarını onlara “ikinci bir şans” verebilmek adına doğumla vatandaşlık hakkı kazanabilecekleri başka bir ülkede dünyaya getirmek.

Hiçbiri “Baskı görebilirim” endişesi ile kimliklerini tamamen açıklamak istemiyor.

Korkularını ise benzer başlıklar altında topluyorlar. İlk sırada eğitimle ilgili düzenlemeler var. Bunu, ifade özgürlüğü, polisin göstericilere tutumu, yolsuzluk iddiaları, kadına yönelik politikalar, hukuk, yargı ve dış politika izliyor.

‘Biz fikrimizi söyleyemedik’

Melis, eşi ile “kötü günde kullanmak üzere” biriktirdikleri parayla, anayasal bir hak olarak doğumla vatandaşlık veren ABD’ye gitmiş. Hem de yakın aile üyelerinin karşı çıkmasına rağmen…

Kendisini endişe edenin ne olduğunu sorduğumuzda öncelikle kendini güvende hissetmediğini söylüyor.

“Ben kendi polisime, kendi devletime güvenemiyorum” diyen Melis, 2013 yılında yaşanan Gezi eylemlerini hatırlatarak, “Bizimin hiç kendi fikrimizi söyleme şansımız olmadı” diyor.

Konya’da 16 yaşındaki bir lise öğrencisinin Cumhurbaşkanı’na hakaret suçlaması ile sınıfında gözaltına alındığını hatırlatan Melis, “Yarın öbür gün Amerikan hükümeti kendi vatandaşını korur, benim çocuğumu korur diye düşünüyorum” yorumunu yapıyor. “Biz yediğimiz ekmeğe tüküren insanlar değiliz, bu duruma geleceğimi hiç düşünmemiştim” diye ekliyor.

Eşinin ABD’de doğum yaptığını söyleyen Özgür’ün dikkat çektiği noktalar arasında ise ekonomi ve dış politika da var.

Şirketinin tekstil ihracatının Gezi eylemlerinden sonra yaklaşık yüzde 70 azaldığını söyleyen Özgür, dış politikada da yanlış yapıldığı görüşünde.

“Libya, Irak gibi ülkenin karışacağını düşünüyorum” diyor ve çocuğuna özelikle de eğitim konusunda bir kapı sağlamak istediğini söylüyor.

ABD tek adres değil

İstanbul’da akademisyen olan 31 yaşındaki yeni anne ise oğlunu Almanya’da dünyaya getirmiş.

Daha önce bu ülkede yaklaşık yedi sene kaldığı için oturum hakkı kazanan, bu nedenle de çocuklarına vatandaşlık imkanı sağlayabilecek durumda olan ailenin en önemli endişelerinden biri ise “eğitimin giderek dindarlaşması”.

“Eğitim sistemimi daha önce de ahım şahım değildi sorunları olan bir sistemdi ama iyiye gideceğine son zamanlarda yapılan değişiklikler de çok korkunç” diyor anne.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başbakan olduğu dönemde “dindar” ve “kininin takipçisi olan bir nesil” istediği konuşmasını hatırlatan akademisyen anne, “din derslerinin zorunlu hale gelmesinin, ilkokuldan itibaren okullarda başörtüsünün serbest olmasının, bütün seçmeli derslerin de din dersleri ile doldurulup saatlerinin artmasının” kendisini çocuğunun gelecekte alacağı eğitim konusunda endişelendirdiğini söylüyor.

Anne “Ne bilimin yeşermesi mümkün, ne açık düşünmenin-sorgulamanın yeşermesi mümkün, ne de gerçekten demokratik değerleri prensip olarak benimseyen bireyler yetiştirmek…” diyor.

Aynı anne ayrıca Türkiye’de kürtajın da neredeyse fiiliyatta imkansız halde geldiğini belirtiyor, “Anadolu’daki kadın derneklerinden aldığımız haberler felaket, kürtajın neredeyse kesinlikle yapılmadığı söyleniyor” diyor.

‘Yurt dışında doğum başvuruları arttı’

Çocuğa vatandaşlık alabilmek için yurt dışında doğum yapmak yeni bir şey değil. On yıllardır süren bu uygulamadan faydalananlar hükümetin politikalarından memnun olmayan kesimle sınırlı da değil.

Toplumun birçok kesiminden insan, binlerce dolar tutarındaki masrafı karşılayabildikleri sürece çocukları için bunu yapıyorlar. Ancak sektördeki verilere ve yapılan başvuruların niteliğine bakıldığında, hükümetten duyulan memnuniyetsizlik nedeni ile bu yola başvuranların sayısında bir artış görülüyor.

“Yeni Bir Hayat”; göçmenlik, ABD’de doğum ve sağlık, yurt dışında eğitim gibi konularında hizmet veren bir şirket. Bu konuda Türkiye’nin önde gelen şirketlerinden. Sahibi Şevki Akaydın, yurt dışında yapılan doğumlarda gözlenen yükselişte, son yıllarda ABD’de doğum ile vatandaşlık olanağının bilinirliğinin artmasından dolayı da bir artışın yaşandığını söylüyor.

Ancak Akaydın, Gezi eylemlerinden ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra hükümetin politikalarından memnun olmadığını söyleyerek doğum için başvuranların sayısında da ciddi bir artış olduğunu söylüyor.

Akaydın 2014’te, 2013’e kıyasla doğum için yapılan başvurularda yarı yarıya artış olduğunu, başvuranların arasında da endişelerini dile getirenlerin oranının yüzde 70’e ulaştığını söylüyor.

Akaydın toplam kaç kişiyi doğum için yurt dışını yolladıklarının sayısını ise şirketine ait gizli bilgi olduğu için paylaşmak istemiyor.

“AKP’nin hayat tarzına müdahale ettiğini ve giderek otoriterleştiğini” düşünerek çocuğuna ikinci vatandaşlık sağlamak isteyenlerin yöneldikleri tek şirket Yeni Bir Hayat değil.

Bu kişiler kendi imkanları ile ya da ABD’de bu işi yapan yabancı şirketlere başvurarak aynı yolu izleyebiliyor. Bu nedenle tam sayıya ulaşmak mümkün değil.

AKP’li İşler: Endişeler ideolojik sapma

Eski Başbakan Yardımcısı ve AKP Ankara Milletvekili Emrullah İşler, BBC Türkçe’nin konuyla ilgili sorularını e-posta ile yanıtladı.

Aynı zamanda TBMM Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı olan İşler, aktardığımız endişelerle ilgili olarak “AK Parti uyguladığı politikalarıyla bu endişelere gerek olmadığını ortaya koydu. Özellikle AK Parti hükümetleri döneminde insan hak ve özgürlükleri, demokratikleşme, adalet, kalkınma, çağdaş standartları yakalama noktasında atılan adımlar tüm bu endişelerin haksız ve ideolojik sapmalardan ibaret olduğunu gösterdi” dedi.

Yazılı yanıtında “Söz konusu endişeleri toplumun geneline aitmiş gibi göstermek, haksızlık olmanın yanında bir algı mühendisliği yapmaktır” ifadelerini kullanan İşler, Gezi eylemlerinden sonra partinin hem yerel seçimlerde hem de cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oyunu artırdığının altını çizdi.

“Milyonlarca gencimize ücretsiz tablet dağıtan bir anlayışın gençleri anlamadığı, onlara bu ülkeyi terk etmeyi düşündürecek kadar zulmedeceği nasıl tahayyül edilebilir?” diyen İşler, çocuklarının çifte vatandaş olmaları için yurt dışında doğum yapanlara ait örneklerin”kişisel” olduğunu vurguladı. İşler, bu gibi çabaların esasında AKP döneminde azaldığının da altını çizdi.

“Eğitimin İslamileştiği” eleştirilerini de reddeden İşler, “Bu iddia hem eğitim kriterlerine uymaz, hem de İslami prensiplere göre zaten böyle bir şey mümkün değildir. İslam ‘bilgi’yi evrensel kabul eder” dedi ve ekledi:

“AK Parti iktidarının hiç bir döneminde ne bilgi tanımı, ne de bilimsel yöntem noktasında din adına bir formül ortaya konmuştur.”

AKP’li İşler “yaşam tarzına müdahale” eleştirilerini de şu sözlerle reddetti:

“Hiçbir zaman yaşam tarzlarına müdahale edilmemiştir. Toplumun yaşam tarzı noktasında genel bir tercihi var ve görünür olan da bu ise buradan başka sonuçlar çıkarmaya gerek yoktur.”

İşler’in gençlere ve ailelere de bir mesajı var:

“Gelişmiş ülkeleri örnek göstererek taleplerinin niteliğini ve standardını yükselterek partileri zorlamalılar. Başka bir ülkeye gidip ‘Çocuğum bu ülkede doğsun istiyorum’ anlayışı ülkeye ve millete yapılan bir haksızlıktır.”

1440940cookie-checkYurt dışında doğuma ilgi neden?

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.