Başbakanlığa bağlı Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Kurumu’ndan (YTATK) Londra’ya gelen heyet geçen pazar sabahı basınla Merkez Londra’da bir hotelde kahvaltı toplantısı düzenledi.
YTATK Başkanı Kemal Yurtnaç, Yurtdışı Vatandaşlar Daire Başkanı Murat Gürbüz, Uzman Muhammet Sağlam ve Hüseyin Gündoğar, uzman yardımcısı Zeki Çelik ile Basın Müşaviri Mehtap Altınok’tan oluşan heyete Türkiye’nin Londra Başkonsolosu Ahmet Demirok da eşlik etti.
Toplantıya dört gazeteci katıldık. Konuk heyet basının ilgi göstermemesini yadırgadı doğrusu. Hatta konuk başkan, bu ilgisizliğin yurtdışında birlik ve beraberliği yansıttığını belirterek hayıflandı…
İlgisizlik yalnız gazetecilerde mi? YTATK uzmanlarıyla ayaküstü sohbette toplum üyesi siyasetçilerin de ilgisizliği ortaya çıktı. Büyükelçilikte geçen akşam siyasetçilere verilen yemeğe de yalnızca bir isim katılmış…
Bu durum Türkiye ile Londra’da yaşayan toplum arasındaki bağın çok güçlü olmadığını gösteriyor. Nedeni, kökeni nedir? Sosyologların araştırması gereken bir uzmanlık konusu…
***
Neyse dostlar Kemal Yurtnaç güler yüzlü, iyi niyetli ve muhafazakar bir bürokrat. Devletin yurtdışındaki vatandaş ve soydaşlarını şimdiye kadar ihmal ettiğini fakat YTATK ile bu önemli boşluğu doldurmaya çalıştığını söyledi. Bir de yurtdışında seçim sandığının 2014’te kurulacağı haberini yineledi.
Yurtnaç’a seçme hakkının yanısıra İngiltere milletvekili olarak seçilme hakkının da olup olmayacağını sordum… “Yok” dedi ve devam etti, “Yurtdışındaki vatandaşlar, Türkiye’den bir partiden aday olup seçilmeyi deneyebilirler… Hem yurt dışındakilerin sorunlarını merkezi yönetime taşıyacak bir kurum var artık…”
“Nasıl kadın sorunlarını kadınlar, engelli sorunlarını engelliler en iyi anlatabiliyorsa, yurtdışındakiler için de bu geçerli” diye düşünüyorum dostlar. “Ankara’ya İngiltere’den de bir milletvekili gitmeli” derim…
Toplumun Türkiye’den beklentileri arasında Londra’da da eğitim ve kültürel yatırımların yapması, Türkiye’ye yönelik seçme ve seçilme hakkı verilmesi, İngiltere’nin uyguladığı vize engelinin aşılması, konsolosluk işlerinde kolaylık sağlanması, araştırmalar yapılması, stratejiler oluşturulması, asimilasyonun engellenmesi, toplum arşivinin oluşturulması sayılabilir…
Bu kısa cümleyi dernek temsilcileri ve toplumun akil adamları Türkiye’den her gelen başbakan, milletvekili ve bürokrata dilinde tüy bitinceye kadar anlattı durdu. Peki n’oldu? Irak’ın bile yıllardır uyguladığı yurtdışı oy hakkını Türkiye, 2014’de ancak hayata geçirebiliyor…
***
İki hafta önce Ankara’da toplanan “Yurtdışında Yaşayan Vatandaşlar Sivil Toplum Kuruluşları” buluşmasına, İngiltere’den de çeşitli sivil toplum kuruluşları başkan ve temsilcilerinden oluşan 2’si MHP’li 18 delegelik bir heyet katıldı. Listedeki bazı isimlere itirazım yok. Eğer bana objektif olarak toplumu temsil eden bir heyet oluştur deselerdi farklı bir liste çıkardı.
Ankara’daki toplantıyı izleyen bir gazeteci arkadaşım gelen 550 delegenin çoğunun cemaatcilerden oluştuğunu ve bir anlamda iktidarın yurtdışında vatandaş ve yurttaş olarak yalnızca kendi destekcilerini tanıdığı izlenimini edindiğini söyledi…
Balık baştan kokar dostlar… AKP birlik ve beraberlikten böyle anlıyorsa Londra’daki gazeteci ya da siyasetçi ne yapsın?