Özelleştirelim, ama…

KKTC farklı bir süreç içinde. Radikal ekonomik tedbirlerin yanında “özelleştirme” konusu oturdu gündemimizin baş köşesine.
Her yeni alınan karar ve her yapılan değişikliğe olduğu gibi, özelleştirmeye de tepki büyük… Hayatı kucaklayamayan, safi muhalefet kokan bir perspektiften bakıyoruz özelleştirmeye.
Özelleştirmenin “peşkeş” olacağını düşünüyor birçokları. Bir dakika; “Biz bu filmi görmüştük” galiba! Öyle ya, Türkiye’de de özelleştirme konusu gündeme geldiğinde ortalık kalkıp oturmuştu. O zamanda devlet kurumlarının birilerine peşkeş çekileceği düşünülmüştü ve devletin elindeki kurumları yitirmesiyle, eski gücünü kaybedeceği.
Halkın büyük bir kısmı, “özelleştirmeye hayır” diyordu. İşadamları ise özelleştirmeden yanaydılar. Dönemin başbakanı Tansu Çiller’in “Ya olacak, ya olacak” sözlerine İşadamı Sakıp Sabancı’dan destek gelmişti. İstanbul Sanayi Odası’nda yaptığı konuşmada masayı yumruklayarak “KİT’ler canavardır, özelleştirmeye karşı çıkan da vatan hainidir!” diye haykırmıştı Sabancı.
Türkiye birçok KİT’i özelleştirdi. Devlet ise gücünü kaybetmedi…

***

Şimdi KKTC bu süreçte. KİT’lerin borç yükünden kurtarılması, Devlete gelir sağlanması ve kamu kesimindeki işgücü fazlalığının önlenmesi için özelleştirmeyi düşünüyor hükümet.
Haklı. Zira devlet kurumlarının zarar eder durumdan kar eder duruma getirilmesinin ve yolsuzlukları önlemenin tek şartı bu.
Üzerine onca yazı yazılan aylarca konuşulan KTHY en güzel örnek aslında. Sormak lazım, KTHY özel bir kuruluş olsaydı batar mıydı?
Dünyanın en pahalı biletini sattılar bize. Dünyanın en pahalı uçuşlarını yaptırdılar. Promosyon neymiş, son dakika bileti neymiş, erken rezervasyon neymiş haberleri olmadı yıllarca. Tekel olmanın verdiği rahatlıkla istedikleri fiyatı dayadılar.
Bundan 9 yıl önce tek gidişi 193 TL’ye satan KTHY “dünyanın en fazla kazanan havayolu” ünvanını hak ediyordu.
Heyhat; tam tersi oldu. Onun üçte bir fiyatına uçan havayolları büyüdü, KTHY eridi!
Sebep çok, konumuz KTHY’da değil zaten. Özelleştirmenin gerekliliği.
Artık devletin ekonomik faaliyetlerini azaltması gerekiyor. Devlet KİT yükünden kurtulup, özel sektör tarafından yüklenilmesi mümkün olmayan altyapı yatırımlarına yönelmeli, böylece rekabete dayalı bir ekonomik modelin oluşmasına yardımcı olmalı. Bu nedenle ülkemizde özelleştirme algısının değişmeye ihtiyacı var. Halk, önüne konan iki kötü örnekten dolayı özelleştirmenin, “bir kısım çevrelere peşkeş” olacağını düşünüyor.
Örnekler Dome Otel ve Saray Otel. Her ikisi de barındırdıkları bir takım çetrefiller nedeniyle tam özelleştirme kapsamına girmese de, devlet kuruluşunun devredilmesi dolayısıyla “özelleştirme” sayılıyorlar.
Her iki otelde de şartlar, içerik içe sinmedi. Halk hala onun tedirginliğini yaşıyor. Yasası olmayan bir özelleştirmenin özelleştirme olmayacağını savunuyorlar… Haklılar…
Konuyu Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat Atun’a sorduk, Atun özelleştirme yasasının çıkacağını, devlete külfet olan KİT’lerin özelleştireceğini söyledi. “Önemli olan kişilerin değil, devletin çıkarıdır” dedi ki yerden göğe haklı. Ancak konunun tartışılması, özelleştirmenin gerekliliğinin ve ne şartlarda yapılacağının halka anlatılması gerekiyor.
En mühimi, şeffaf olunması…

1619650cookie-checkÖzelleştirelim, ama…

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.