Türküler ve Simurg Anka

Toplumun dili ve yüregi, yasadiklariyla dogru orantili olarak türkülerine dökülür. Türküler, en güzel cevaptir referanduma yani halk oylamasina. Elbette türkü dinlemek, türkü söylemek ve türküleri düsünmek gerekir. Türküleri, sevdigimiz bir ders gibi çalismak, okumak, ögrenmek gerekir. Böylece toplumun derdini, sevincini, hayalini, umudunu yani hayata dair cevabini dogru anlamak mümkün olur.Türkülerde söylenen bir dag vardir, adi Kaf dagi. Bu dagin etekleri, bulutlarin üzerindeymis ve dagin tepesinde Bilgi Agacinin dallarinda, kuslarin hükümdari olan Simurg Anka Kusu yasarmis ve herseyi bilirmis. Bütün kuslar, Simurg Anka’ ya inanir ve onun kendilerini kurtaracagini düsünürmüs.Türküler, insani anlatip, insan olana inanip, insanca ve çagina yakisan biçimde bir hayat sürmeyi istedigini söyler hep.

Kul Hüseyin diyor ki, ” Hüseyin beyhude ah etme naçar / Bir kapi örterse birini açar / Buna dünya derler hepisi geçer / Hangi günü gördün aksam olmamis.”

Bir asker türküsü diyor ki, ” Agir makinali da tepeden inmez / Tariyor ormani kimse görünmez / Verilen parolalar aklima gelmez / Gözüm göre göre vurdular beni / Silama hasret koydular beni.”

Ruhi SU Hocam, türküsünde diyor ki, ” Gidiyor kalkti göçümüz / Gülmez aglamaz içimiz / Insan olmakti suçumuz / Hasan dagi, insan olmak.”
Asik Serdari diyor ki, ” Benim bu gidise aklim ermiyor / Fukara halini kimse bilmiyor / Padisah sikkesi selam vermiyor / Kefensiz kalacak ölümüz bizim.”
Asik Ali Riza diyor ki, ” Ecel geldi Hak’ tan ferman / Can çekilir kalmaz derman / Ekin idim oldum harman / Savursunlar yele beni.”

Muhyi, 17. yüzyilda söyle söylemis, ” Muhyi, sana olan himmet / Asik isen cana minnet / Cümle alemlere rahmet / Saçar su yoksul elimiz.”

Pir Sultan Abdal diyor ki, ” Pir Sultan Abdal’ im kalkin asalim / Asip yüce dagi engin düselim / Çok hizmetin yedik helallasalim / Geçti dost kervani egleme beni.”

Yunus Emre diyor ki, ” Yunus durur benim adim / Gün geçtikçe artar odum / Iki cihanda maksudum / Bana seni gerek seni.”

Asik Mahzuni Serif diyor ki, ” Dünya dedikleri mezarlik imis / Bilmem ki ne zaman güldürür beni / Eser bir gün sam yelleri / Soldurur beni. / Tabuttaki ölü gibi ölemem / Derdim çoktur onun için gülemem / Ben insanin degerini bölemem / Dogu-Bati, Gavur-Müslim bir bana.”

Ahmet Kaya diyor ki, ” Giden bu yolculardan en çok ben sanssizim / Ne kadar çok yasadiysam / O kadar çok yalnizim / Biraz da sen agla / Ölürken bile hasretim sana / Bir tek sen anla .”

Yusuf Hayaloglu diyor ki, ”Su daglarda kar olsaydim / Bir asi rüzgar olsaydim / Arar bulur muydun beni / Sahipsiz mezar olsaydim.”

Tanir’ li Asik Yener diyor ki, ” Basi duman pare pare / Yol ver daglar yol ver bana / Gönlüm gitmek ister yare / Yol ver daglar yol ver bana.”

Ridvan Çiracioglu diyor ki, ” Ömür bir nefes arasi / Size de gelir sirasi / Bu yara gönül yarasi / Beni derde salan gelsin.”

Nazim Hikmet Ran yazmis, Ruhi SU Hocam söylemis, ” Yagmur çiseliyor / Serez çarsisi dilsiz, Serez çarsisi kör. / Havada konusmamanin, görmemenin kahrolasi hüznü / Ve Serez çarsisi kapatmis elleriyle yüzünü. / Yagmur çiseliyor.”

Her türkü, insan yüreginden havalanan beyaz bir güvercindir, hep barisi ister, sevgiyi, sefkati, saygiyi, paylasmayi ister. Türküler hep genç kalarak ölümsüzlesecek ve gerçegin sönmeyen kandili olacaktir. Simurg Anka, otuz kus demekmis, üzerinde otuz kusun rengi bulunurmus, Anka’ nin anlami ise gerdanlik demekmis, bir efsaneye göre, bes yüz yil yasarmis. Türküler gibi sonsuz degilmis ömürleri…

Ekim 1949′ da Nazim Hikmet Ran, söyle yazmis, ” Bize türkülerimizi söyletmiyorlar, Robson / Inci disli zenci kardesim / Kartal kanatli kanaryam / Türkülerimizden korkuyorlar.”

Omuzuna uzanmis kedisi, kucaginda köpegiyle fotograf makinasinin objektifine gülümseyen Hocam Ruhi Su, yazdigi IRMAK adli siirinde diyor ki, ” Agaç demis ki baltaya / Sen beni kesmezdin ama ne yapayim sapin benden / Bak su agacin bilincine sen / Ölen ben öldüren benden.”

Abidin Dino, Ruhi SU için söyle söylüyor, ” Ruhi SU yakisiklidir, saygindir, bir Hitit yontusu gibi genç ve ölümsüzdür.” Bu yaziyi, Fransa’ da yayinlanan ‘Guitare et musique’ dergisinden çeviren ise, yazar Bertan Onaran’ dir.

”Tüketicisi olmayan bir üretim yasamaz, hani hükümet zoruyla da yasayamaz demek istiyorum, Halktan kopuk hiç bir isten, hiç bir insandan hayir gelmez.” diyen, yine Ruhi SU’ dur…

Heron’ dan sonra, Anka ismi verilen insansiz hava uçagimiz, 24 saat sisli havada çalisabiliyormus, sisli bir havada kaybettigimiz, Muhsin Yazicioglu ve gazetecinin yardim isteyen sesi geliyor aklima…Kimbilir ne zaman, hangi Kültür Merkezine isimleri verilecek güzel insanlarin isimleri, herbiri yurtsever, cesur yürek olan bizim insanlarimiz…Herkesin söyleyecek bir türküsü var, mitolojide yer alacak kadar sasilasi hayat hikayeleri var. Insani en güzel ninniler, agitlar, türküler anlatir. Türküler, Simurg Anka kusu gibi Kaf Daginda degil, yüregimizde yasar, ve ”yalniz yasayan bilir” dedikleri, gerçek imis…

1634430cookie-checkTürküler ve Simurg Anka

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.