YUSUF YAVUZ / AÇIK GAZETE – O raporu yazan akademisyenden açıklama geldi: “Eksta ücret almadık, yazdığımız her görüşün sonuna kadar arkasındayız!”
Ankara’nın Beypazarı ilçesine bağlı Doğanyurt köyünde özel bir madencilik firması tarafından açılmak istenen ‘Kalker Ocağı ve Kırma Eleme Tesisi’ için bilimsel mütalaa raporu yazan akademisyenlerden Prof. Dr. Latif Kurt’tan açıklama geldi. Konuyla ilgili sorularımızı yanıtlayan Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Latif Kurt, rapor için ekstra bir ücret almadıklarını belirterek, “Tarafımızdan hazırlanan rapor ‘uzman görüşü’ kapsamında olup, yazdığımız her görüşün sonuna kadar arkasında olduğumuzu ve özellikle onay makamı olmadığımızı önemle belirtmek isterim” diye konuştu.
Beypazarı’na bağlı Doğanyurt köyünde açılmak istenen kalker ocağı, bölgedeki inşaat şirketleri için beton hammaddesi üretmeyi amaçlıyor. Yusuf Ağa Mad. İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti. adlı özel bir madencilik firması tarafından işletilmek istenen kalker ocağı ve kırma eleme tesisinin çevreye vereceği zararlara yönelik Ekoloji Kolektifi tarafından Ocak 2020’de bir rapor yayınlanmıştı.
MADEN FİRMASI ANKARA ÜNİVERSİTESİ’NE RAPOR HAZIRLATTI
Bu raporun ardından ise proje sahibi madencilik firması Ankara Üniversitesi’ne başvurarak proje hakkında ekosistem değerlendirme raporu talep etti. Ankara Üniversitesi bünyesinde görev yapan üçü profesör dört öğretim üyesinin Mart 2020’de hazırladığı 100 sayfalık rapor, maden firmasının proje tanıtım dosyasına eklendi ve kalker ocağı için Ankara Valiliği tarafından Mayıs 2020’de ÇED Gerekli Değildir kararı verildi. Yöre halkı ise valiliğin bu kararını yargıya taşıdı.
AKADEMİSYENLERE RAPOR ELEŞTİRİSİ GELDİ: YIKIMIN ÖNÜ AÇILIYOR
Ancak maden firmasının talebi üzerine Ankara Üniversitesi’nin öğretim üyelerinin hazırladığı rapor, zengin biyolojik çeşitliliğe ve yaban hayatına sahip olan bölgede kalker ocağı açılmasının önünü açtığı eleştirilerine neden oldu.
PROF. DR. KURT: ‘FİRMANIN BÖLGEDE ARAŞTIRMA YAPTIĞIMIZ İÇİN BİZİ SEÇMESİ ÖNEMLİ’
Raporda imzası bulunan akademisyenlerde biri olan Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Latif Kurt, konuyla ilgili sorularımızı yanıtladı. Proje sahibi firmanın söz konusu rapor için Ankara Üniversitesi’ne başvurduğunu dile getiren Kurt, şunları dile getirdi: “En önemlisi faaliyet sahibi bu raporu Ankara’da 4 farklı üniversite olmasına ve Türkiye’deki 200’den fazla üniversitede hazırlattırabilecek iken, özellikle araştırma yaparak Beypazarı bölgesinde 1990’lardan beri muhtelif araştırmalar yaptığımızı ve halen birçok araştırmalar yürüttüğümüzü araştırıp öğrenerek başvurmasıdır.
‘FAALİYET SAHİBİNİN ARAŞTIRARAK BAŞVURMASI HASSASİYETİNİN GÖSTERGESİDİR’
Ankara Üniversitesi ile Tarım Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, 9. Bölge Müdürlüğü arasında imzalanan bir protokol kapsamında 2015 yılından bu yana özellikle Ayaş-Beypazarı hattında yoğunlaşan endemik, nadir ve nesli tehdit altında olan türler benim yürütücülüğümde tarafımızdan izlenmektedir. Raporu hazırlayan diğer akademisyenler de bu protokolde yer almakta ve bilfiil Ayaş-Beypazarı hattında çalışan kişilerdir. Faaliyet sahibinin bütün bunları araştırarak başvurmuş olması hassasiyetinin bir göstergesidir ve gene faaliyet sahibinin şayet iddia edildiği gibi doğaya geri dönüşümsüz bir etki söz konusu olacak ise faaliyetten vaz geçeceğini belirtmesidir.”
‘HAZIRLADIĞIMIZ RAPOR, BİLİMSEL ARAŞTIRMA SONUÇLARINI YANSITIYOR’
Projenin sürdürülebilir bir çevre için gereken kriterler ile ulusal ve uluslararası mevzuatta belirlenen teknik kriterler ve eşik değerlere uygunluk açısından irdelendiğini dile getiren Prof. Dr. Latif Kurt, “Dolayısıyla hazırladığımız rapor 1990’lı yıllardan beri ve özellikle 2015 yılından bu yana Ayaş-Beypazarı hattında sürdürmekte olduğumuz bilimsel araştırma sonuçlarını yansıtmaktadır” ifadelerini kullandı.
‘EKSTRA HERHANGİ BİR ÜCRET TALEP EDİLMEMİŞTİR’
Ankara Üniversitesi Döner Sermayesi aracılığı ile hazırlanan rapor için ayrıca bir ücret alıp almadıkları yönündeki sorumuzu da yanıtlayan Prof. Dr. Latif Kurt, raporun ilgili kanunlar çerçevesinde hazırlandığını belirterek “ekstra herhangi bir ücret talep edilmemiştir” dedi.
ANTROPOJEN ETKİ: KÖYLÜLER DEĞİL, BELEDİYENİN AÇTIĞI YOL KASTEDİLDİ
Söz konusu raporda yer verilen, “Planlanan kalker ocağı ve kırma eleme tesisinden ziyade yerleşim alanlarının korunan alanlara olan yakınlığı nedeniyle yaratacağı Antropojen (İnsan kaynaklı) etkiler daha önemlidir” ifadelerinin yörede yaşayanları kast etmediğini dile getiren Kurt, “bir önceki Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı döneminde ihale edilerek yaptırılan yol ile ilgilidir. Yol inşaatı bilakis bölgedeki Antropojen etkiyi arttıracaktır. Hali hazırda yaşayan 3-5 köylü kastedilmemiştir” görüşünü dile getirdi.
‘BEYPAZARI’NDA DOĞUP BÜYÜMÜŞ, YÖREYE DUYARLI BİR İŞLETMECİYLE UĞRAŞILMASI MANİDARDIR’
Projeye yönelik eleştirileri de manidar bulan Prof. Dr. Latif Kurt, “Asıl vahim olan bu yol inşası sırasında bahse konu sahadan izinsiz malzeme alınıp ilgili şirkete verilirken ses çıkarmayanların, Beypazarı’nda doğup büyümüş, yaşadığı yöreye duyarlı, küçük bir işletmeci ile uğraşıyor olmaları ve asılsız iddialarda bulunmaları manidardır” diye konuştu.
‘YAZDIĞIMIZ HER GÖRÜŞÜN ARKASINDAYIZ’
Kalker ocağı açılmak istenen bölgenin eğimi nedeniyle büyükbaş hayvancılığa uygun olmadığı görüşünü savunan Kurt, şunları dile getirdi: “Artvin ve Kaz Dağlarındaki gibi büyük gruplara karşı verilen doğa mücadelesinde sesi çıkmayanların, Doğanyurt’taki, tamamen bilimsel kriterler göz önüne alınarak ulusal ve uluslararası mevzuatta belirlenen ‘teknik kriterler’, ‘eşik değerlere’ ve ‘sürdürülebilir çevre ilkeleri’ doğrultusunda hazırlanan bir rapor ile ilgili asılsız iddiaları ayrıca manidardır. Tarafımızdan hazırlanan rapor, uzman görüşü kapsamında olup, yazdığımız her görüşün sonuna kadar arkasında olduğumuzu ve özellikle onay makamı olmadığımızı önemle belirtmek isterim.”