Birleşik Krallık’daki ulusal sağlık sistemi (NHS) ücretsiz sosyal bir hizmet olmayı sürdürüyor. NHS’in sorunları olmasına karşın diğer ülkelere kıyasla Birleşik Krallık vatandaşları için bir kazanım. Sosyal denilen herşeye düşman olan Muhafazakar başbakan nam-ı diğer Demir Lady Margaret Thatcher, 80’lerde NHS’i ve diğer kamu kurumlarını belini kırarak özelleştirmeye başladı. NHS’in pek çok hizmet alanı taşaronlara bırakıldı. Günümüzdeki Muhafazakar hükümet de kamuoyu tepkisini göze aldıkları zaman da NHS’i satıp kurtulacak. NHS hizmetleri ve çalışanlarının ücret politikası bilinçli olarak o kadar geri bıraktırıldı ki sağlık arayışındaki Britanyalılara “Allah kahretsin. Paralı olsun bari de sağlık bulalım” dedirtmeye çalışıyorlar.
Birleşik Krallık’taki işsizler, dar gelirliler ve yeni annelerin diş tedavilerini NHS ödüyor. Bu katogoride değilseniz yandınız! Ülkede diş tedavisi ücreti yüzde 8,5 oranında artmış. Britanya Diş Hekimleri Birliği (BDA), hükümeti önümüzdeki yıl ücretlerde herhangi bir artış yapmamaya davet etti. YouGov’un araştırması, halkın yüzde 23’ünün yüksek fiyatlar nedeniyle NHS diş tedavisini geciktirdiğini veya tedaviye hiç gitmediğini ortaya koymuş. BDA, her dört kişiden birisinin, artan maliyetler nedeniyle NHS diş tedavisini geciktirdiği veya tedaviye gitmediğini açıkladı. Durum böyle olunca hastalar Türkiye gibi bu hizmetlerin daha iyi, daha hızlı ve daha uygun fiyata yapıldığı ülkelere yöneliyor.
“Türkiye” deyince aklınıza gelişmişlik gelmesin. TL/Sterlin kur farkından Türkiye’deki hizmetin ucuza alınmasıdır. Ayrıca Türkiye’de sağlık sadece zenginler için var. Annemden biliyorum. Amerikan Hastanesi’nde anneme beyin pili takarak parkinson ameliyatı yapan doktor, bunu Türkiye’nin başarısı olarak görmüştü. İyi de parası olmayan parkinsonlular ne yapacak? NHS’in kıymetini bilmeli ve korumalıyız. Tarih göstermiştir ki özelleştirmeler hep zenginlerden yana bir operasyon olmuştur.
***
Ülkede enflasyon yüzde 10’ların üstünde seyretmeyi sürdürüyor. Enflasyona karşı uygulanan yüksek faiz politikası ise en çok ücretli kesimin belini büküyor. Merkez Bankası (BoE), yüksek enflasyonla mücadele etme hedefiyle taban faizini üst üste on ikinci kez arttırarak yüzde 4,5 seviyesine çıkardı. The Guardian’ın haberine göre, bu durum aylık mortgage ödemelerine ekstra 12 milyar sterlin yansıyacak ve bundan en çok genç aileler etkilenecek. Bu yıl, 1,6 milyon ev sahibinin sabit faizli mortgage anlaşmasını yenilemesi bekleniyor ve bu kişilerin yıllık olarak ortalama 2 bin 300 pound ek faiz ödemesi yapmak zorunda kalacağı tahmin ediliyor.
Faiz oranlarının üretim maliyetlerini artırması için üretici için pek sorun edğil, çünkü fiyatlara hemen yansıtıyor. Ya ücretliler? “Sevgili patron pardon! Enflasyon oranında ücretimi artırıyorum” diyemiyor. Eğer sendikalıysa toplu sözleşme için masaya oturulduğunda patronun enflasyon oranında zam artışıyla karşılaşacaktır…
Ne yazık ki Ulusal Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü (NIESR) Başbakan Rishi Sunak’ın 2023 enflasyonunu yarıya düşürme hedefini kaçırma riski ile karşı karşıya olduğunu, çekirdek enflasyonun İngiltere’de ve yurtdışında tepe yaptığına dair çok küçük işaretler görüldüğünü açıkladı. 2023 ve 2024 için GSYH büyüme tahminlerini de yüzde 0,2 ve yüzde 1,0’dan yüzde 0,3 ve yüzde 0,6’ya revize eden NIESR, BoE’nin faiz oranının bugün yüzde 4,25’ten yüzde 4,50’ye yükselteceğini tahmin etti.
***
Londra Türkçe Konuşanlar Tiyatro Festivali, 4’üncü kez tiyatro severlerle buluştu. Festival konukları arasında Uğur Yücel ve yazar ve oyuncu Ercan Kesal ile oyuncu Nazan Kesal vardı. Ercan Kesal’ın sanat serüvenini anlattığı ve kitaplarını imzaladığı söyleşiye katıldım. Kesal hayatı boyunca konfor alanlarından vezgeçme cesareti gösterip hayallerinin peşinde koştuğunu ve genellikle de istediklerini elde ettiğini söyledi. Bu “konfor alanı” kafa yorulcak bir konu dostlar. İnsanın kişisel gelişimindeki en büyük engel de kendisi aslında. Gelecek belirsizliktir. Belirsizlik de korkutur. Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmak da var tabii. Bulgurdan olmayıp “Keşke” ile yaşamak ise daha kahredici değil mi? Aslında tıp doktoru olan Ercan Kesal çok başarılı bir senarist, yazar ve oyuncu. Sanatçının anlattıklarında başarının sırrı da saklıydı. Bizi değerli sanatçılarla buluşturan Festival ekibine tekrar teşekkür ederim.